Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan süresi içinde itiraz edilmeyen haciz ihbarnamesine karşı bir yıl içinde açılabilecek menfi tespit davasına iş mahkemesi değil genel mahkemeler görevli olduğu ve ödeme emrine konu pirim alacağı ile haciz ihbarnamesine konu prim alacağının farklı dönemlere ilişkin olduğu halde mahkemece menfi tespit davası yönünden davaya genel mahkemelerde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu davanın derdestlikten reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; menfi tespit davasının tefrikine karar verilerek ayrı esasa kaydedilip davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olduğundan, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın süresi içinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermektir....

    Şti. aleyhine 03/04/2017 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı AATUHK'nun 79. maddesi uyarınca menfi tespit ve ödeme emrinin iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine, ödeme emrinin iptali istemi bakımından davalı ... dairesi yönünden yargı yolu bakımından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... dairesi yönünden menfi tespit isteminin kabulü ile davacının ödeme emri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair verilen 22/05/2018 günlü karara karşı davalı ... dairesi vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yargılama gideri yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine, ödeme emrinin iptali istemi bakımından davalı ... dairesi yönünden yargı yolu bakımından dava...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı Sosyal Güvenlik Kurum vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Kurum tarafından gönderilen 2006/11168 sayılı ödeme emrinin iptali ile 10/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 2004/16755 sayılı ödeme emrinin iptali istemlerine ilişkindir....

        Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; konusuz kalan dava konusu ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmemesi karşısında davanın menfi tespit içerikli olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

          Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda iptali istenen dava konusu 05/11/2009 tarih ve 14378744 sayılı ödeme emrinin davacı ...'e 11/11/2009 tarihinde, 04/11/2009 tarih ve 14337988 sayılı ödeme emrinin davacı ...'a 10/11/2009 tarihinde ve 06/11/2009 tarih ve 14486593 sayılı ödeme emrinin davacı ...'a 11/11/2009 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır....

            nin 2005/6 ilâ 2007/6.aylara ilişkin prim borcunun tahsili anılan şirkette Yönetim Kurulu üyeliği bulunan davacıdan talep edilmiş olup, dava ile ödeme emrinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti talep edilmektedir. 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinde Kurumun prim ve diğer alacaklarını 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edeceği düzenlemesine yer verilmiştir. 6183 sayılı Kanun'a göre Kurum tarafından yapılan takip idari icra takip yöntemidir ve Kurum icra dairesine gerek kalmadan önce ödeme emri düzenleyerek tebligat çıkaracak ve sonrasında icra takibine başlayacaktır. Kurum tarafından kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yetkili iş mahkemesinde ödeme emrinin iptali davası açması gerekmektedir....

              İcra Müdürlüğünün 2017/17179 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan takipte takibe dayanak gösterilen sözleşmenin takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne sunulmadığı, ödeme emri ekinde taraflarına suretinin tebliğ edilmediği, bu hususun İİK 58. Ve 61. Maddelerine aykırı olduğu, ayrıca müvekkilince davaya konu alacak borç yönünden açılan menfi tespit davasında İzmir 8. Tüketici Mahkemesinin 2018/454 Esas, 2020/135 Karar sayılı 16/06/2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, alacaklı tarafından bu karar takip dosyasına sunularak bu ilama göre düzenlenen icra emrinin taraflarına 01/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak tebliğ edilen icra emrinin menfi tespit davasında verilen ilama uygun düzenlenmediğini, müvekkilinden talep edilen alacakların fahiş olduğunu beyanla, davanın kabulü ile ödeme emrinin ve 01/09/2020 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

              İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/389 ESAS - 2020/103 KARAR DAVA KONUSU : Ödeme Emrinin İptali KARAR : Kahramanmaraş 2. İş Mahkemesi'nin 2019/389 Esas, 2020/103 Karar sayılı ilamının davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Daire önüne gelen dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Kurum tarafından müvekkiline 08/10/2019 tarihinde 2001/001264 takip numaralı 00011259 takip kartı numaralı ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin 25/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu ödeme emrinin içeriğine ilişkin borcun 1997- 1998 yıllarındaki prim borçlarına ilişkin olduğunu, bahse konu borcun zamanaşımına uğradığını belirterek bahse konu ödeme emrinin iptalini ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kuruma dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya cevap vermemiştir....

              Alacaklının elinde İİK’nun 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı borçlu tarafından icra (hukuk) mahkemesinde açılan dava ile ödeme emrinin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. Bu nedenle, davacının, takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı vardır....

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyarak ilâmında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne, ödeme emrinin iptaline, haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece bozma ilamına uyularak ödeme emrinin iptaline dair karar verilmiş ise de; aslen davacı adına düzenlenen bir ödeme emrinin bulunmaması fakat davalı kurumun davacının da sorumlu olduğu düşüncesi ile ödeme emrini davacıya göndermesi ve davacı açısıdan iş bu davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi ve bu ahvalde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ,usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu