Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı Kanun'un 72 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmesine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının tapu iptali ve tesciline yönelik temyiz itirazlarının Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarih, 2016/15182 E. ve 2018/711 K. sayılı ilamı ile reddedilmesi nedeniyle bu hususun davalı ... yararına usuli kazanılmış hak teşkil edecek olmasına göre, asıl ve birleşen davada davacı mirasçıları vekilinin tüm, asıl davada davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Asıl dava, İİK 72 maddesine dayalı menfi tespit-istirdat istemine ilişkindir Nevşehir 1....
tarafından açılan menfi tespit davasını dava şartı kapsamında olmadığının kabul edilmesinin hakkaniyete, eşitliğe ve evrensel hukuk prensiplerine aykırı olduğu, ayrıca 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenleme dikkate alındığında menfi tespit davası açıldıktan sonra, borçlu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasına aynı dosya üzerinden ve kendiliğinden istirdat davası olarak devam edileceği, menfi tespit davasının bir nevi alacak davasına dönüşeceği, alacak davasının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, bu durumda eldeki dava menfi tespit davası olarak devam ederken yargılamaya devam edip, istirdat davasına dönüşünce bu dava alacak davasıdır ve dava şartı kapsamındadır demenin hukuk güvenliğini ortadan kaldıracağı, bu nedenle de menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerektiği, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı...
İİK'nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, "..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." hükmünü içermektedir. Yargıtay 11.HD'nin 06/11/2023 tarih ve .... Esas, .......
E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, icra takibi sonrası davacının dava konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip nedeniyle İcra Müdürlüğüne ödemiş olduğu 5.915,00 TL’nin tahsili talepli Mahkememizde iş bu menfi tespit ve istirdat davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça iş bu menfi tespit ve istirdat davası açılmış ise de; takip alacaklısı davalı vekili tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan 25/09/2020 havale tarihli dilekçe ile dosyadaki alacaktan feragat ettikleri, dosyanın işlemden kaldırılmasının talep edilmesi üzerine icra dosyasının feragat nedeniyle kapatıldığı, davacı tarafça mahkememize verilen dilekçe ile davanın konusuz kaldığının bildirildiği, davalı(alacaklı) vekilinin davaya konu takipten feragat ettiği anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kıymetli evrakta tahrifat nedeniyle açılması gereken davanın "menfi tespit davası" olduğunu, kendisine bir senetten dolayı borç isnad edilen kişi bu senette bir tahrifatın olduğunu düşünüyor ise bu halde bir menfi tespit davası açarak hiç veya iddia edildiği kadar borçlu olmadığının ve senetteki tahrifatın ispatını mahkemeden talep edebileceğini, bu halde açılması gereken davanın ‘menfi tespit davası olduğunu, bu nedenle huzurdaki davada usulden ret kararı verilmesini talep ettiklerini, Mahkeme aksi kanaatte ise; kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlunun, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşmiş olsa dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebileceğini, bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise...
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibine rağmen, borçlu olmadığı kanısında bulunabilir. Böyle bir borçlu, borçlu olmadığını tespit ettirmek için menfi tespit davası açabilir ve bu davada hiç değilse icra dairesinin banka hesabına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alarak (İİK m. 72/III/2.c.) aleyhine yapılmakta olan icra takibinin durdurulmasını ve davayı kazanınca da takibin iptalini sağlayabilir. Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için istirdat davası açabilir (İİK m. 72/VII). Borçlunun menfi tespit davası açmış olması hâlinde, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun ödenmesi üzerine de menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir (İİK m. 72/VI)....
Dava, menfi tespit istemli olarak açılmış ancak dava tarihi olan 29.12.2017 tarihli tahsilat makbuzu ile 14.981,13 TL'nin icra dosyasına ödendiği, paranın 03.01.2018 tarihinde reddiyat yapılarak alacaklı vekiline ödenerek bu tarih itibariyle dosyanın infazen kapatıldığı icra müdürlüğünce gönderilen yazıdan tespit edildiği gibi, davacı tarafça da davaya istirdat davası olarak devam edildiğinin ön inceleme celsesinde bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, icra dosyasına ödeme yapılmakla istirdat davasına dönüşen ve davacı tarafça da istirdat davası olarak devam edilmek istenilen işbu davada yargılamanın istirdat davası olarak görülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın menfi tespit davası olarak görülerek yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır....
Davacı taraf, eldeki davada belirtilen menfi tespit davası devam ederken, cebri icra baskısı altında, gerçekte borcu olmadığı halde, üç ayrı dekonta istinaden davalı bankaya toplamda 95.780,00 TL ödediğini belirterek, davacının sebepsiz zenginleştiğini iddia etmektedir. Menfi tespit davasında, bu ödemeler gündeme getirilmemiş ve davaya İİK 72/6 maddesi gereğince istirdat davası olarak devam olunmamıştır. Diğer taraftan, mahkemenin kabul ettiği üzere, icra takibinin genel kredi sözleşmesine istinaden yapıldığı kabul edilecek olursa, İİK 72/7 maddesi gereğince, ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekecektir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2014/795-2016/1080 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının ... 2. İcra Müdürülüğünün 2009/1465 sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının istirdat isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kendisi aleyhine yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş daha sonra tahkikat sırasında dava konusu takip dosyasına herhangi bir ödeme yapılmadığı halde davalıya fazla ödeme yaptığından bahisle istirdat talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesinde hem menfi tespit hem de istirdat talebi verilmesi nedeniyle davalı istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf incelemesini yapan ... 11. Hukuk Dairesi tarafından davalının istinaf talebinin reddine karar verildikten sonra davalı yararına sadece istirdat hükmü yönünden resen kısmi bozma yapılmıştır. Bu husus davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Maddesine göre açılan menfi tespit davasının 15 gün içerisinde açılmamasının bir sonuca bağlandığı ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu ve resen dikkate alınması gerektiği, hak düşürücü süre geçtikten sonra ödeme olmadığı halde muhtemel ödeme iddiası ile hak düşürücü süreyi bertaraf edecek şekilde muhtemel ödemeler dikkate alınarak menfi tespit istemli ve muhtemel ödeme olursa bu ödemenin istirdadı istemli olarak 15 günlük hak düşürücü süreyi bertaraf edecek şekilde İİK 89/3. Menfi tespit davasının açılması halinde bu davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği, İİK'nın 89/3....