Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu edilen alacak icra takibine konu ve bonodan kaynaklanmakta olup davalının açtığı istirdat davasına konu alacak ile aynı alacak olduğu, her iki davanın tarafları ve konusunun da aynı olduğu, alacak ve menfi tespit veya istirdat davalarının birbirinin zıddı ve simetriği davalar olduğu, bu davalardan birinin kesinleşmesi halinde karşıtı olan davanın da ortak kesin hüküm nedeniyle dinlenmeyeceği, bu nedenle kesinleşen alacak davasına karşı menfi tespit davası açılamayacağı gibi menfi tespit veya istirdat davasına karşı da alacak davası açılamayacağı, tarafları ve konusu aynı olan ve Yargıtay aşamasında geçerek kesin hükme bağlanan uyuşmazlığın yeniden başka bir adla yargıya taşınmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün görülmediği, bu hususun dava şartı olması ve resen gözetilmesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 114/I maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir....

    İcra Müdürlüğü’nün ... E. sayılı icra takip dosyasına konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davaya konu icra takibinin ... İcra Dairesinde başlatıldığı, bu nedenle, İİK. 72/8 maddesi gereğince, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek, mahkememizin yetkisine itiraz etmiş, davalının mahkememizin yetkisine yaptığı itirazı kabul edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/8. maddesi; “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir…” hükmünü içermekte olup, menfi tespit ve istirdat davaları yönünden özel bir yetki kuralı öngörülmüştür. Ancak İİK. 72/8. maddesinde düzenlenen yetki kuralları, HMK.'da düzenlenen genel yetki kurallarını kaldırmaz. Menfi tespit davası HMK'da düzenlenen yetkili mahkemelerde de açılabilir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/934 esas 2019/772 karar sayılı dosyasında menfi tespit davası olarak açıldığı, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeniyle davanın istirdat davasına dönüştüğü, kararın henüz kesinleşmediği, İİK nun 72/5 madde hükmü gereğince menfi tespit davası sonucunda mahkemece verilen kararın kesinleşmedikçe icraya konulamayacağını, İİK nun 72/6 maddesi hükmü gereğince de menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşür ise bu davanın temeli menfi tespite ilişkin olduğu için istirdat davası sonucunda verilen kararın da kesinleşmedikçe icraya konulamayacağı, takibe dayanak ilamın istirdata dönüşen menfi tespit temelli ilam olduğu, bu ilamın kesinleşmeden takibe konu yapıldığı bu haliyle açıkça yasaya aykırı olan takibin davacı yönünden iptalinin gerektiği, belirtilerek şikayetin kabulü ile Hatay İcra Müdürlüğünün 2020/6326 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmiştir....

      KANITLAR VE GEREKÇE : Her ne kadar davacı yan menfi tespit ve icra tehdidi altında ödediği bedelin istirdatını talep etmiş ise de; dava konusu tutarın tamamının ödenmiş olduğu, menfi tespit talebinde hukuki yarar bulunmadığı, istirdat istemi yönünden ise arabuluculuğa başvurmamış olduğu, 6102 sayılı T.T.K.'nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre arabuluculuk dava şartına tabi davalardan olmasına, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmasına, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A.2.maddesinde "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." açık düzenlemesi karşısında davanın usulden reddi gerekmiştir....

        Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davaya konu çeke ilişkin takibin İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile takibin yetki yönünden iptal edildiği, bu kararın kesinleştiği, ancak icra dosyasının yetkili icra dosyasına gönderilmediği, bu nedenle ortada geçerli bir icra takibi olmadığından menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, çeke dayalı menfi tespit davasıdır.İİK'nun 72.maddesinde düzenlenen menfi tespit davası somut olayda olduğu gibi icra takibinden sonra açılabileceği gibi icra takibinden önce de açılabilir. Başka bir söyleyişle menfi tespit davası açılabilmesi için derdest bir icra takibinin bulunması şart değildir....

          DELİLLER VE GEREKÇE Dava;faturaya dayalı icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olduğuna ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu "Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.)...

            DELİLLER VE GEREKÇE Dava;faturaya dayalı icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olduğuna ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu "Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.)...

              Hükme göre, menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda icra takibi ...'da başlatılmış olup, davalı şirketin muamele merkezi de İstanbul'da bulunduğundan çekin keşide yeri olan Kilis mahkemeleri yetkili değildir. Mahkemece davalının süresinde yaptığı yetki itirazı gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                'ın dairesine su sızıntısı varsa bile müvekkilinin dairesinden kaynaklanmadığını, davalı ... şirketinin su sızıntısının olup olmadığını, su sızıntısı gerçekten varsa neden kaynaklandığının etraflıca bir inceleme yapmadan kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını beyan ederek ... Müdürlüğünün ...sayılı dosyası ile yapılan takibin iptaline haksız olarak müvekkili aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle alacağın %20'si oranında inkar tazminatı ile cezalandırılmasına ve 21.06.2011 tarihinde ...'ın dairesine davacı müvekkilin dairesinden su sızıntısının olmadığının tespitini talep etmiş, cebri icra baskısı ile yargılama sırasında icra dosyasına 2.650,00 TL ödemek zorunda kaldığını belirterek menfi tespit davasını istirdat olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

                  İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (6)Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. (7)Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. (8)Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu