Davalı, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının davacının açmış olduğu istirdat davası sonucu tespit edildiği ancak davalının bu tespit öncesinde, alacağını tahsil için icra takibi başlatmakta ve haciz işlemi yapmakta kusurlu sayılamayacağı bu haliyle manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı aleyhine yapılan haciz işleminin haksız olduğu iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davacı, davalı şirketten harici satış senetleri uyarınca ikinci el bir traktör satın aldığını, traktörün arızalı çıktığını, tamirinin mümkün olmadığını öğrenmesi üzerine davalıya iade ettiğini, davalının bedelsiz kalan senetlerini icraya koyduğunu, menfi tespit davası açarak borçlu olmadığını kanıtladığını, ancak bu aşamaya kadar borcunu ödememeden dolayı 21 gün hapis yattığını, evinde haciz yapıldığını aile yaşantısının bozulduğunu ağır manevi zarara uğradığını iddia ederek tazminat ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davacının menfi tespit davasında tedbir isteminde bulunmaması nedeni ile icra işlemlerinin devam ettiğini, kusurun kendisinde olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının haksız hacizler nedeni ile manevi olarak üzüntü duyduğu ve zarar gördüğü kabul edilerek istemin bir bölümünün haciz tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmiştir....
Davacının icra dosyası üzerinden yapılan ihtiyati haciz ve diğer icra işlemleri ile ilgili maddi tazminat ve manevi tazminat talep edebilmesi için, davalı tarafça yapılan haczin ve diğer icra işlemlerinin haksız olduğunun kanıtlanmış olması gerekir ve bu yönde davacının haklılığını kanıtlayan bir mahkeme hükmü yok ise de, davacının davayı erken açmış olması hukuki yarar yokluğu nedeni değildir. Mahkeme menfi tespit davası ile haczin ve icra işlemlerinin haksız olup olmadığını birlikte araştırabileceği gibi gerektiği taktirde haksız haciz nedeniyle tazminat davası için menfi tespit davasının sonuçlanmasını bekletici mesele yapabilir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının dava tarihi itibariyle davalıya olan bakiye borcunun 32.918,79 TL olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu, bunun yanında icra dosyasında yapılan haciz nedeniyle davacının manevi zararının oluştuğu, ancak talep edilen tutarın fazla olduğu, tarafların diğer tazminat taleplerinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul,kısmen reddine, davacının icra dosyasındaki 69.703,00 TL bedelli takibinin 36.784,21 TL'lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, tarafların diğer tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, hakkında başlatılan icra takibi öncesi ve sonrasında yapmış olduğu ödemeler dikkate alınmadan icra takibine devam edildiğini ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/933 Esas KARAR NO : 2021/550 DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/12/2020 KARAR TARİHİ : 04/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021 Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkilİ ile davalı arasında hizmet sözleşmesi olduğunu, müvekkili şirkette çalışan iş kazası sonucu vefat ettiğini, bu nedenle müvekkili ve davalı aleyhine tazminat davaları açıldığını, davalı tarafın tazminat bedellerini ödeyip tamamını müvekkilin cari hesabından mahsup ettiğini, davalı tarafın sözleşme gereği işçilere yapması gereken sigortayı yapmadığı gibi 3.kişilerin kusur oranı da dikkate alınmayarak kusurun müvekkili şirkete davalı tarafından yansıtıldığını, sözleşmeye aykırılık nedeniyle 264.027,79 TL tazminat bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine, mahkemece...
-TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 16.02.2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 20.070,19 TL olarak artırmıştır. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, manevi tazminat talebinin kabulü ile 30.000.-TL manevi tazminatın şikayet tarihi olan 03.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, maddi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
Ancak davacının sunduğu makbuza göre bu miktar 03.06.2009 tarihinde ödendiği anlaşılmakta olup, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi de doğru görülmemiştir. 3- Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayanın manevi ısdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak yargıca aittir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır....
İcra Müdürlüğü 2008/4866 esas sayılı dosyasında aleyhine icra takibi başlatıldığını, taşınmazlarına ve araçlarına haciz konulduğunu, ....Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/143 esas sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tespit davasının kabul edilerek yapılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini belirterek araçlarına konulan hacizler nedeni ile uğramış olduğu maddi zararın, maaş kesintisi nedeni ile oluşan zararın, haczedilen gayrimenkullerin oturma kullanım ruhsatı ile ilgili zararın ve yapılan haksız haciz nedeni ile uğramış olduğu manevi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, davacının kredi genel sözleşmesindeki imzasını kabul ettiğini, menfi tespit davasında sadece kefalet limitlerindeki hukuki ihtilaf nedeni ile davacının borçlu olmadığına karar verildiğini, bankanın alacağını tahsil için yasal haklarını kullandığını ve davacıyı zarara uğratmak kastı ile hareket etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava konusu senede ilişkin menfi tespit talebine ilişkin olarak, senedin teminat senedi olduğunun davacı tarafından yazılı delille kanıtlanmadığı gerekçesiyle yerel mahkemece bu talebin reddine karar verilmiş ise de, ...Mahkemece senedi ciro yoluyla elinde bulunduran ve icra takibi yapan davalı ...'ın, davalı işveren ...'in faaliyet gösterdiği dükkanın sahibinin oğlu olup olmadığı yönünde alınacak tanık beyanlarından elde edilecek sonuca göre karar verilmesi" gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık izin, ücret ve maddi tazminat istemlerinin davalı ...'den tahsiline, menfi tespit ve manevi tazminat talepli birleşen dava yönünden ise, istirdat davası olarak icra dosyasına yapılan ödemelerin davalı ...'dan tahsiline, ayrıca manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne hükmedilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2019 NUMARASI : 2016/425 ESAS - 2019/83 KARAR DAVA KONUSU : MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT KARAR : Manavgat 1....