Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/03/2022 KARAR TARİHİ : 24/05/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine başlatılan ... 8. İcra Müdürlüğü 2021/2584 E. sayılı icra takibin durdurulması konusunda teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra takibine konu 31.12.2020 tanzim tarihli 27.554,75 TL tutarlı faturadan kaynaklı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100 TL yönünden müvekkili şirketin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini ve asıl alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir....

    İcra Müdürlüğünün 2011/4865 sayılı dosyası ile icra takibine konu yapıldığını, müvekkilinin belirtilen hatlarla bir ilgisinin bulunmadığını ve her hangi bir abonelik sözleşmesi imzalamadığını, söz konusu telefon hatlarını da hiç kullanmadığını, davacının kimlik bilgilerinin kullanılması, sahtecilik ve dolandırılıcılık suretiyle bu telefon abonelerinin tesis edildiğini, müvekkilinin de icra takibi yapılıncaya kadar durumdan haberdar olmadığını iddia ederek anılan icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve maaş haczi üzerine kesilerek icra dosyasına gönderilen 444,62TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; İİK'nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davalarının takibin yürütüldüğü yer mahkemesinde açılabileceğini, yetkili mahkemenin ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Şişli 5.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 3.3.2008 gün, 2235-2844 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 30.10.2008 gün, 2682-10304 sayılı, 3.Hukuk Dairesinin 12.3.2009 gün 19476-3880 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, aralarında abonelik sözleşmesi bulunan tacirler arasındaki menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyizen incelenmesi görevi 19. Hukuk Dairesine aIttir. S O N U Ç : 19.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 07.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/296 Esas KARAR NO : 2021/142 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/07/2020 KARAR TARİHİ : 02/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;----- tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresinde olan------- plaka nolu araç ile davalı tarafa sigortalı ------ ile çarpıştığını, meydana gelen kazada dava dışı motosiklet sürücüsü ve yolcusunun kask takmamaları nedeniyle yaralanıp hastaneye kaldırıldığını, müvekkili aleyhine Üsküdar ---....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu icra takibine konu edilen abonelik sözleşmesine dayalı enerji tüketim borcundan davacının sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 30.01.2014 tarih ve 2013/21106 esas, 2014/1306 karar sayılı ilamında; '' ...somut olayda, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan elektrik tüketim borcunun tahsili amacıyla gerçekleştirilen icra takibi nedeniyle menfi tespit talep edilmektedir. Davaya konu borcun doğumuna sebep olan ... no.lu abonelik sözleşmesi davacının müdürü ve ortağı olduğu dava dışı ...Şti ile davalı kurum arasında gerçekleştirilmiş, icra takibine konu borç ise normal elektrik tüketim borcundan kaynaklanmaktadır. Elektrik hırsızlığı veya kaçak elektrik kullanımı gibi bizzat davacıya atfedilebilecek bir borç söz konusu değildir. Davacı dava dışı şirketin bu borcunu ( şirket ortağı olsa dahi) kişisel olarak ödemeyi taahhüt etmemiş, herhangi bir kefalet de sunmamıştır....

            Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının 30.000,00 TL'lik kısmı dava ilk açıldığı andan itibaren 2004 sayılı İİK m. 72'ye göre istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkememizde açılan davada davacının davalıya 24.12.2020 tarihinde yaptığı 30.000,00 TL'nin istirdatına ilişkin olup davacı aynı talebini ikinci kez mahkememiz dosyasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 500,00 TL olarak talep etmektedir. Aynı konuya ilişkin olarak açılmış bir menfi tespit ve istidat davası varken tekrar istirdat davası açılamayacağından davalının derdestlik itirazının kabulüne ve 6100 sayılı HMK m. 114/I-ı ve 115'e göre davanın usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

              Somut olayda, mahkeme gerekçesinde; davacı ile davalı kurum arasında yapılan abonelik sözleşmesi kanunda belirtilen şekilde bir tüketici işlemi niteliğinde ise de, davanın konusu bu tüketici işleme ilişin olmayıp, olmayan bir borcun ödenmesi nedeniyle geri alınmaya (istirdada) ilişkin olduğundan Tüketici Mahkemeleri değil genel mahkemeler görevli olduğu gerekçesiyle işin esasına girilerek yukarda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı kanunun 2.3. Ve diğer maddeleri gereği davadaki alacağın kaynağı , davacı ile davalı kurum arasındaki abone sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Aboneden kaynaklanan bu alacak ister normal alacak davası isterse menfi tesbit ve istirdat davası şeklinde açılsın sonuç değişmez bu nedenle genel mahkemeler değil Tüketici mahkemeleri görevlidir. Nitekim Tüketici Mahkemelerince verilen kararların temyiz mercii olan Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesince taraflar arasındaki önceki menfi tesbit davası incelenerek aynı dairece onanmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 13.00.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, takip dayanağı .....04.03.2016 tarih ve 2014/472 E. - 2016/196 K. sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ......tarafından davalı ... hakkında açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, 20.06.2008 düzenlenme tarihli 3324615 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3324609 - 3324610 - 3324612 - 3324613 numaralı çeklerden dolayı toplam 200.000 TL’nin çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, alacaklının da istirdat davası nedeni ile lehine hükmedilen 200.000 TL’yi ve davanın kabulü nedeni ile de hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretini takibe koyduğu görülmektedir....

                    Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tesbit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40). Ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde ise borçlu, İİK'nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014 Sh 149). Somut olayda; Kocaeli 1....

                      UYAP Entegrasyonu