İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkemenin İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlendiğini, bu hükme göre menfi tespit ve istirdat davalarının icra takibinin yapıldığı yer dairesinde veyahut davalının bulunduğu yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğini, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ise genel yetki kurallarının uygulanması gerektiğini, Bismil İcra Müdürlüğünün 2018/504 Esas sayılı dosyasının 20/09/2018 tarihli olduğunu, menfi tespit davasının bu tarihten sonra açıldığını, davalının usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu gerekçe göstererek açılan davayı usulden reddetmiştir. İcra İflas Kanununun 72/son. Maddesi; "Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir....
Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72/6.maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edilir); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır....
Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyatı tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması sebebiyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası Yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz. Yukarıda açıklandığı üzere takip konusu borcun itiraza konu 71.443,46 TL'lik kısmının davacı ... tarafından 23.09.2010 tarihinde ödendiği, eldeki davanın ise borcun icra dosyasına ödenmesinden sonra 02.02.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Borcun ödenmesi dava tarihinden sonra olmadığından davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi mümkün değildir....
Mahkemece, davalı yanca yapılan icra takibi sonucu davalıya ait taşınmazın 11.7.2002 tarihli ihale ile satıldığı ve davanın 1 yıllık istirdat süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı yanca 26.7.2001 tarihinde toplam 14.500 YTL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde 11.7.2002 tarihinde yapılan ihale sonucu 12.000 YTL’ lik alacak karşılığında davacıya ait taşınmaz devir alınmış ve takip 16.12.2002; 30.4.2003 tarihli işlemler ile kalan alacak yönünden devam etmektedir. İİK’ nun 72.maddesine göre, borçlu henüz ödenmeyen borç kısmı için menfi tespit davası, ödenmiş bölümü için de istirdat davası açılabilir....
Esas sayılı dosyada menfi tespit talepli dava açıldığını davanın kabulüne karar verildiğinden bahisle icra dosyasına icra baskısı ile ödeme yaptığından bahisle istirdat talep edilmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile davacının ödemeyi *** tarihinde yaptığından bahisle hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddini dilemiştir. Bilindiği üzere; kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da, itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması sonucu kesinleşen icra takibi ile; menfi tespit davası da açmaması nedeniyle, gerçekte borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalırsa, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (İİK.m.72/VII). Öte yandan, borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde, bu dava sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmemesi nedeniyle borç alacaklıya ödenmiş olursa, artık menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (İİK.m.72/VI)....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 18. İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.04.2021 tarihli 2020/124 E. 2021/332 K. sayılı kararı gösterildiğini, ancak takip dayanağı iş bu kararın menfi tespit ve istirdat kararı olduğundan Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünce gönderilen icra emrinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, takip dayanağı ilamın menfi tespit hükmü içerdiğini, karar kesinleşmeden icra takibine konu edilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, taraflarınca davalı alacaklı aleyhine İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2014/15258 E. sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 21.399,14 TL takip çıkışlı icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklı tarafından anılı takibe dayanak 20.08.2014 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çeke ilişkin, müvekkiline borçlu olmadığının tespiti ve bu takip nedeniyle taraflarına ödenen 17.362,84 TL'nin iadesi talepli dava ikame edildiğini, İzmir 5....
Ancak, davacı da bir kısım borcu İzmir İcra Müdürlüğünün takip dosyasına, sonradan bir kısım borcu da davalının rücu için başlattığı ... 1.İcra Müdürlüğünün 2005/1450 ... dosyasına ödemiştir. Bilirkişi raporunda davacının ödemesi gereken borç 1.243,87 TL olarak hesaplandıktan sonra davacı 4.000.00 TL daha ödemiş ve dekontu sunmuştur. Borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde, bu dava sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması nedeniyle borç alacaklıya ödenmiş olursa, artık menfi tespit davasına kendiliğinden istirdat davası olarak devam edilir (İİK.md.72/4).O halde, bilirkişi raporundan sonra 4.000.00 TL ödeyen davacının fazla ödediği miktar varsa onun için tespit talebi istirdat davasına dönüşmüştür. Bilirkişiden ek rapor alınarak, fazla ödediği kısım için istirdat kararı vermek gerekirken, bu konunun incelemesiz bırakılması doğru görülmemiştir....
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Anılan hükümde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davaları yönünden yetkili mahkeme özel olarak düzenlenmiştir. Somut olayda icra takibi İstanbul'da başlatılmış olup, davalı şirketlerin muamele merkezleri İstanbul'da bulunduğundan Kilis mahkemeleri yetkili değildir. Mahkemece davalının süresinde yaptığı yetki itirazı gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :Dava fatura kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....