Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkiline 89/1-2 ve 3. haciz ihbarnamelerinin konutuna tebliğ edildiğini ancak müvekkilinin gün içerisinde çalışıyor olması ve covid-19 sürecinde ailesine destek olması sebebi ile resmi ikametgahında bulunmadığından işbu tebligatlardan haberdar olamadığını ve yasal süresinde itiraz edemediğini, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konması üzerine 22/11/2021 tarihinde konudan haberdar olduğunu ve icra dosyasına sunulan vekaletname sonrası eski eşinin icra dosyasından çıkartılan ve gıyabında tebliğ edilen 89/1-2 ve 3. İhbarnamelerinin sonucu haksız borçlandırıldığını tespit ettiğini, icra dosyası incelendiğinde senet görüntüsünde şüphe duyulduğunu ve yaşanan şok üzerine müvekkili, eski eşini arayarak durumu sorması sonrasında eski eşi tarafından iş bu senette tahrifat yapıldığını, durumun çıplak gözle de anlaşıldığını ve bu hususta Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/60187 haz....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davacıların kefil olduğu senede dayalı başlatılan icra takibi öncesinde bono borcunun 195.003,75 TL olarak ödendiğini, ödeme sırasında icra takibine konu senet için ibaresi yazılmamasına rağmen keşideci dava dışı ...adına kefaleten yatırdıklarının belirtildiğini, senet bedelsiz olmasına rağmen başlatılan icra takibi nedeniyle haciz baskısı altında davacı ...’in mükerrer olarak 122.000.- TL daha ödediğini belirterek takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen 122.000.- TL’nin istirdadını ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, davacıya ait araca ilişkin kredi sözleşmesinin ödeme planında ki bir kısım ödemelerin davalı tarafından yapıldığı iddiası ile davalı tarafından başlatılan takibe karşı açılan menfi tespit davasıdır. Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır; Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2022/237 Esas, 2022/346 Karar DAVA TARİHİ : HÜKÜM : Kabul-ret Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece istirdat davasının reddine, menfi tespit davasının kabulüne verilmiştir. Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava konusu....İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı takip dosyası dayanağı senette tahrifat yapıldığını, takip konusu borcun bulunmadığını ileri sürerek ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilinin borçlandırılarak tahsil edilen tutarlar bakımından istirdat, bakiye borç bakımından ise menfi tespit talebinde bulunmuş olup, dosya kapsamı ile iddiasının ileri sürülüş şeklinden dava İİK'nın 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası değil İİK'nun 72. maddesine dayalı genel hükümler uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davası olup, Mahkemece davanın üçüncü kişi tarafından İİK 89 gereğince 3.haciz ihbarnamesi nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğunun kabulü ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi kararı yerinde görülmemiş olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir. Dava dışı borçlu hakkında davalı tarafından .... İcra Müdürlüğü'nün .......
İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/198 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davacı şirketin davalıya borcunun bulunmadığının tespit edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Davanın kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu görülmektedir. Menfi Tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olup, TTK'nun 5/A maddesinde düzenlenmiştir. TTK'nun 5/A maddesinde "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmü bulunmaktadır....
DELİLLER VE GEREKÇE Dava, davalı tarafından başlatılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu "Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.)...
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK.)'nun 72 maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin .... fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir....
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesinin bulunduğu, menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar olduğu, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı davanın, menfi tespit olarak adlandırıldığı, menfi tespit davasının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlendiği, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceği, bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amacın bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, takip konusu bonodaki imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı, icra takibi sırasında imza itirazında bulunmadıkları için davacıların bu davada imza inkarında bulunamayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporuna göre bonodaki imzaların davacılara ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, %40 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, icra takibi sırasında ödenen 17.254 TL 'nin istirdadına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....