Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak eldeki dava; icra takibi sonrasında açılan takibin iptali ve menfi tespit davası niteliğinde olup, İİK 72/son maddesi gereğince “ Menfi Tespit ve İstirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.” Hükmünü içermektedir. Davacı icra takibinin yapıldığı Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinde bu davayı açmış olup, yasa gereği seçimlik haktan yararlanmıştır. Hal böyle olunca Mahkemece işin esasına girilerek sonucu hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    nin bu senedi kötü niyetli olarak üçüncü bir şahsa ciro ettiğini, bu şahsın da senede dayanarak hakkında icra takibi başlattığını, Çavdır Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açmış olduğu menfi tespit davasında söz konusu senedin 1.900,00 TL'lik kısmı ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini belirterek borçlu olmadığı halde ödediği 1.900,00 TL'nin ve 600,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; davacının daha önce açmış olduğu menfi tespit davasında, müvekkili hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddedildiğini, ayrıca davacının haksız olarak ödediği bir paranın bulunmadığını, açılan davanın yersiz olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      de nazara alınarak, ve ayrıca, 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanununun 3/2.nci maddesi uyarınca, Mahkemenin takdirinde olduğu" Şeklinde rapor sunulmuştur. Dava, İcra İflas Kanunun m.72/1 hükmü uyarınca açılan menfi tespit davası olup, m.72/6 hükmü gereği dava sırasında borç ödenmiş olmakla davaya istirdat davası olarak devam edilmiştir. İstirdat davası İİK 72/7. maddesinde düzenlenmiştir. Kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da, itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibi ile ve menfi tespit davası da açmaması sonucu, gerçekte borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalırsa, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. İstirdat davasında, icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı tarafından dava dışı borçlu... Ltd. Şti aleyhine başlatılan icra takibi sırasında, müvekkili şirkete ait iş yerinde bir belge üzerinde borçlu şirketin adının yazması nedeniyle müvekkiline ait makinelerin haczedilmesi üzerine, müvekkilinin daha fazla mağdur olmamak için bir protokol imzaladığını, bu protokol uyarınca davalıya 8.000,00 TL nakit para ödediğini ve 4 adet senet verdiğini belirterek müvekkilinin davalıya verdiği 8.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, protokolde belirtilen senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme davacının açmış olduğu davayı "takip dayanağının menfi tespit olduğu" ve menfi tespit davasının icra edilmesi için dayanak ilamın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği nedeniyle, davayı kabul ederek taraflarından açılan icra takibini iptal ettiğini, ancak İlam konusu dava menfi tespit davası olarak açılmış olsa da istirdat davasına dönüşüldüğünü, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/34 XX 977/312 K. Sayılı dosyasının hüküm kısmının 2....

          nin velayetinin anneye verildiği ve çocuk için aylık 150TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu ancak, davacı tarafından muaccel olan tüm nafakaların ödenmesine rağmen davalı tarafından davacı aleyhine birikmiş nafaka alacağından dolayı icra takibi yapıldığı, icra takibi nedeniyle davacının borcu bulunmamasına rağmen maaşından 6477,68 TL mükerrer nafaka kesintisi yapıldığı ileri sürülerek bu bedelin davalıdan istirdadı istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama usulüne dair 4787 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanun kapsamındaki Aile Hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemelerinde görülür. İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davaları genel hükümlere tabidir....

            İcra Dairesi'nin 2019/10708 Esas sayılı dosyası ile keşidecisi Birol Taşyenen, lehtarı Niyazi Maman olan, 10.03.2018 keşide ve 10.05.2018 vade tarihli, 35.000 TL bedelli senet dayanak yapılmak suretiyle asıl alacak 35.000 TL, işlemiş faiz 5.628,29 TL ve komisyon 105 TL olmak üzere toplam 40.733,29 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davacıların ödeme emrine süresi içerisinde itiraz etmemeleri üzerine takibin kesinleştiği, davacılar tarafından dava dilekçesinde, senedin keşidecisi olan Birol Taşyenen'in mirasını reddettikleri ve mirasçısı olmadıkları, bu nedenle borçtan sorumluluklarının bulunmadığından bahisle icra dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitinin ve yargılama sırasında icra dosyasından tahsil edilen bedellerin istirdadının talep edildiği, öte yandan davada ödenmesi gereken harçları ödeme güçlerinin bulunmadığı iddia edilerek adli yardım talep edildiği ve dava açılışında yatırılması gereken başvurma harcı ve peşin nispi karar ve ilam harcının...

            alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğunu, Mahkemenin istirdat yönünden vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep miktarını belirtmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, 01/07/2020 tarihli duruşmadaki beyanında ise 2.208 TL yönünde taleplerini ıslah yapmaksızın ve harcı tamamlamaksızın 5.245,00 TL olarak düzeltmesinin de mümkün olmadığını, Mahkemece davacı tarafça talep edilen miktar aşılarak 43.970,99 TL'nin müvekkilinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin ise açık bir usul hukuku faciası olduğunu, işbu sebeple Mahkemenin istirdat yönünden vermiş olduğu karar usul ve yasaya aykırı olup, istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini; Huzurdaki davada üç davacı bulunmakta olup, davanın ise menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olduğunu, menfi tespit talebi üç davacı açısından da geçerli olsa da, üç davacının da istirdat davası açmasının mümkün olmadığını, dava konusu icra dosyası...

              Davacı vekilince------- dosyasında ilgili icra dosyasındaki alacak bakımından menfi tespit ve istirdat davası açılmış dava arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden red olmuş karar kesinleşmiştir.Davalı vekilince yargılama aşamasında derdestlik, kesin hüküm ve zaman aşımı itirazında bulunulmuştur.Davalı vekilinin derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunduğu -------- sayılı dosyası arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden red olup kesinleştiğinden iş bu dava için derdestlik ve kesin hüküm oluşturmaz. Davacı icra dosyasına --- tarihinde ödeme yapmış davayı ----- tarihinde açtığı anlaşılmakla istirdat davası için zamanaşımı süresi geçmemiştir. Davacı ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde davasını açmıştır. Davalı---- tarafından ----- sayılı ilamsız icra takibi dosyasıyla davacı hakkında ilamsız icra takibi yaptığı, icra takibinde ------------- çek ile verilen bedelin iadesi istenilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı bankanın bir çeke dayalı olarak müvekkilinin de çekte cirosunun bulunduğundan bahisle icra takibi başlattığını, ancak çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, icra takibi sırasında ödenen paranın davalıdan istirdatına ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın yasal sürede açılmadığını, ayrıca daha önce açtığı davayı takip etmeyen davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu