Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.'' şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir....

    Davacının menfi tespit istemine konu talebine, ilam almadan, başka bir yol ile ulaşması mümkün değildir. Diğer taraftan, bozma öncesi mahkemece yapılan yargılamada, davacının istirdadı gereken alacak tutarının 1.474.690.53 TL olduğu mahkemece kabul edilmiş olup, yargılama sırasında icra müdürlüğünce bu miktardan 1.000.000.00 TL'nin fazladan tahsil edildiği bildirilmekle fark 474.69.53 TL'nin iadesi icra müdürlüğünün kabulünde olmadığından istirdat davası yönünden de İİK 361. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, istirdat davası yönünden de dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının menfi tespit ve istirdat davası açmakta hukuki yararının bulunması nedeniyle, Daire bozma ilamının yanılgılı değerlendirilmesi soncu davanın reddine karar veren yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yerel mahkeme kararını onayan sayın çoğunluk görüşüne karşıyım....

      Asliye Hukuk Mahkemesi ise menfi tesbit davasına konu edilen ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Kızıltepe ilçesinde düzenlenerek imzalandığı sözleşme ile ilgili doğacak anlaşmazlıkların çözümünde Kızıltepe mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği ayrıca HMK'nın .... maddesinde ''Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir'' hükmünün yer aldığı gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgahı mahkemesinde açılır. 200... sayılı İcra İflas Kanununun 72/son maddesi uyarınca “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir”....

        ise 05/11/2018 olduğunu, davanın bu tarih itibariyle de 1 yıllık süre içinde açılmadığını, 02.10.2007 tarihi itibariyle 10 yıllık, 12.03.2015 tarihi itibariyle gerek 1 yıllık istirdat, gerekse de 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili tarafından mirasçı hazine aleyhine bir icra takibi başlatılmadığını, bu nedenle işbu menfi tespit davasının "icra takibinden önce açılan olumsuz menfi tespit davası - İİK md. 72/II" olarak nitelendirilmesi gerekmekte olduğunu, bu davada borçlunun kendisinden alacak isteminde bulunan ve fakat henüz icra takibine geçmemiş olan kimseye karşı borçlu bulunmadığının tespitini istemekte olduğunu, icra takibinin borçlusunun Hazine olmadığını, Hazine'nin davada taraf sıfatı bulunmadığını, icra dosyasının takipsiz bırakıldığını ve düştüğünü, yenilenmediğini, kambiyo senedine bağlı alacak zamanaşımına...

          ise 05/11/2018 olduğunu, davanın bu tarih itibariyle de 1 yıllık süre içinde açılmadığını, 02.10.2007 tarihi itibariyle 10 yıllık, 12.03.2015 tarihi itibariyle gerek 1 yıllık istirdat, gerekse de 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili tarafından mirasçı hazine aleyhine bir icra takibi başlatılmadığını, bu nedenle işbu menfi tespit davasının "icra takibinden önce açılan olumsuz menfi tespit davası - İİK md. 72/II" olarak nitelendirilmesi gerekmekte olduğunu, bu davada borçlunun kendisinden alacak isteminde bulunan ve fakat henüz icra takibine geçmemiş olan kimseye karşı borçlu bulunmadığının tespitini istemekte olduğunu, icra takibinin borçlusunun Hazine olmadığını, Hazine'nin davada taraf sıfatı bulunmadığını, icra dosyasının takipsiz bırakıldığını ve düştüğünü, yenilenmediğini, kambiyo senedine bağlı alacak zamanaşımına...

          A.Ş. ile yapılan temlik sözleşmesinden önce yapıldığı, alacağın temlikinin davacıya ihbar edilmediği, temlik konusu borç geçersiz olduğundan davacı tarafından yapılan ödemelerin, ödemeyi temellük eden ... tarafından iade edilmesi gerektiği, dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinin bulunmaması nedeniyle ıslah ile yapılan talebin dinlenemeyeceği, davalıların kötüniyetli takip yapmadıkları gerekçesiyle davalı ... AŞ yönünden menfi tespit isteminin kabulüne istirdat isteminin reddine, davalı ... yönünden menfi tespit isteminin kabulüne ve istirdat isteminin kısmen kabulüne, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... esas .../... karar sayılı kararı ile davanın 06/05/2014 tanzim ve 30.08.2014 vade tarihli 49.000.00 TL bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin yukarıda esas sırasına kaydı yapılmıştır. Dava, icra takibinden sonra açılan kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasıdır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bu şekilde, anılan hükümde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davaları yönünden yetkili mahkeme özel olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, icra takibi Balıkesir'de başlatılmış olup, davalı şirketin muamele merkezi de Balıkesir'de bulunduğundan Antalya mahkemeleri yetkili değildir....

              Davalı vekili, davacının istirdat talebinin 1 yıllık süresinden sonra ileri sürüldüğünü, gerekli masrafların ve harçların düşülmesi sonucu toplam olarak icra müdürlüğünden 163.148,49 TL çekildiğini, takip sırasında teminat mektuplarının iade edilmesi nedeniyle takibin bu kısım için sonlandırılıp taşınmazlar üzerindeki İİK'nun 150/c maddesinde belirtilen satışa arz şerhinin kaldırıldığını, davacıdan fazla yapılmış tahsilât bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, icra dosyasına son olarak yapılan ödeme tarihinden itibaren bir sene içerisinde paranın istirdadının istenmediği gerekçesi ile İİK'nun 72, HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı banka tarafından başlatılan 2010/8454 sayılı icra takibine karşı açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu icra takibi derdest olup açılan menfi tespit davası İİK'nun 72 maddesine dayalıdır....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ -KARAR- ESAS NO : 2020/618 Esas KARAR NO : 2021/758 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 03/07/2019 KARAR TARİHİ : 06/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu --. İcra Müdürlüğü'nün ----- sayılı icra takibi ile davacı aleyhinde 2.331,00 TL tutarında icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına borca ilişkin belge sunulmadığını, 10 yıldan önceki bir borca ilişkin icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davacının kullandığı ---adresindeki taşınmazın ----yılının başlarında ayrıldığını, davalı tarafça 19 yıldan uzun süre önceki borç için icra takibi başlatıldığını, davacının davalı tarafa borcu olmadığını, ayrıca icra takibine konu alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmiş, İstanbul Anadolu ---....

                  Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 03/10/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; Yargıtay kararları ile sabit hale gelmiş olan, menfi tespit davalarının arabuluculuk görüşmelerine uygun olmadığı gerekçesi ile menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olmadığının kabul gördüğünü, hatta menfi tespite bağlı istirdat ve tazminat davalarının da arabluculuğa tabi olmayacağı görüşünün hakim olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği üzere davanın Konya 2.ATM nin ..........Esas sayılı dosyası nezdinde açıldıktan sonra çekin ortaya çıkması sonucunda, açmak zorunda kalınan menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, Yargıtay 19. ve 11.Hukuk Hukuk Dairelerinin, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararlarının da bu yönde olduğunu beyanla arabuluculuk tutanağının sunulmasına dair karardan rücu edilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu