Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davasında işi tamamlayıp teslim ettiğini, çekin teminat vasfının kalmadığını ileri sürerek menfi tespit ve iptâl isteminde bulunmuştur. Davacının ileri sürdüğü hususların ispatı halinde çekin teminat vasfı kalmayacağından, ödeme için ibraz edilmese ya da hakkında icra takibi yapılmamış olsa dahi iade edilmeyen çekle ilgili menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu durumda davacı keşidecinin menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece işin esasına girilip tarafların delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile red kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    esas sayılı dosyasından açılan menfi tespit davasında Mahkemece 11.07.2018 tarih, 2018/879 karar sayılı kararla davalı alacaklıya borçlu olunmadığının tespitine ve ödenen tutarın iadesine karar verildiğini ileri sürerek senedin 6102 sayılı TTK'nın 776/1. maddesi uyarınca kayıtsız şartsız ödeme vaadi unsurunu içermemesi, teminat senedi olması ve menfi tespit davasında borçlu olunmadığının tespit edilmesi nedenleriyle İİK'nın 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir....

    Şube Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunarak gerek dava konusu teminat mektuplarının gerekse elinde bulunan diğer teminat mektuplarının bedellerinin ödenmesini istediğini, yazı ile birlikte teminat mektubunun bankaya verildiğini, bu müracaat üzerine 08.04.2016 tarihinde süresi dolacak olan 7.000.000,00 TL bedelli avans teminat mektubunun müvekkiline ödendiğini, ancak dava konusu 2.000.000,00 TL bedelli avans teminat mektubu bedelinin ödenmediğini, bankanın dava konusu teminat mektubunu ödememe gerekçesinin "ilgili avans teminat mektuplarının, bu avans teminat mektuplarının içeriğinde de belirtildiği üzere geçerli olabilmesi için avans tutarlarının ... Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin ... A.Ş'nin Pınarbaşı Şubesi nezdindeki ... IBAN numaralı hesabına ilgili teminat mektupları referansı tahtında yatırılması" gerekmektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, teminat senedi olduğu iddia edilen senet nedeniyle menfi tespit davasıdır. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; işe girerken teminat senedi olarak verilen senede ilişkin menfi tespit davasının, uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde istek halinde dosyanın görevli ......

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teminat mektubuna ilişkin bankanın tazmin yükümlülüğünün 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu süre içerisinde garanti edilen riskin gerçekleştiği bildirilerek tazmin talebinde bulunulmadığı, davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, görevli mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle iş bölümü itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da davacı tarafından davalı bankaya gönderilen 01/02/2002 tarihli yazı ile teminat mektubunun tazmini halinde iade edileceğinin bildirildiğini, bu yazıyla bankayı ibra ettiğinin açık olduğunu, dava konusu teminat mektubuna ilişkin yasal süresi içerisinde hukuka uygun bir tazmin talebinde bulunulmadığını, riskin ne zaman gerçekleştiğinin davacı tarafça açıklığa kavuşturulması gerektiğini, riskin gerçekleşip gerçekleşmediği belirtilmediğinden tazmin talebinin hukuken uygun olmadığını, yanılttıkları yönünden dava dilekçesindeki beyanların yanlış olduğunu belirterek davanın esastan da...

        Sanayi A.Ş. lehine 04/02/2009 tarihinde, ... sayılı ve 3.750,00-TL bedelli teminat mektubunun ("Teminat Mektubu") düzenlendiğini, teminat mektubunun taraflarına iade edilmediği gibi anılan Teminat Mektubu ile ilgili herhangi bir hak ve alacağının olmadığına dair mektubun muhatabı ... ... İcra Müdürlüğünden bir yazının da temin edilemediğini, teminat mektuplarının kıymetli evrak niteliğinde olmadığından mektupla ilgili ibraname temin edilemeyen ... ......

          Vergi Mahkemesinin... tarih ve E:..., K... sayılı kararıyla; davacı şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla İzmir TCDD Liman İşletme Müdürlüğü nezdinde bulunan teminat mektubu ve menkul malları üzerine davalının 11/04/2007 ve 24/05/2007 tarihli yazılarıyla konulan haciz işlemlerinden; menkul mallar üzerine konulan haczin davalının 25/05/2012 tarihli yazısıyla kaldırıldığı, teminat mektubuna işlenen haczin ise banka tarafından nakde çevrilmediği ve şirkete ait amme borçlarının teminat mektubu kapsamında Ziraat Bankasınca karşılanmadığı, ayrıca söz konusu teminat mektubuna uygulanan haciz işleminin de davalının 27/06/2014 tarihli yazısıyla kaldırıldığı, ancak hacizlerin kaldırılmasına rağmen, ürünlerin konteynerlerde beklemesi nedeniyle ortaya çıkan ardiye ve demuraj (gecikme) bedeline ilişkin ek mali yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirilmediği ve malların ilgili müdürlükten alınmasının davacının insiyatifinde olmasına rağmen alınmadığı, anılan ek mali yükümlülüklerin (ardiye...

            A.Ş. tarafından bu ihtiyati tedbirin uygulanmasına bağlı muhtemel zararların teminatına binaen 02/04/2008 tarihinde düzenlenen 403.500,00 TL lik teminat senedi sunularak iş bu takibin 03/04/2008 tarihinde davalılardan ... ve ... Madencilik A.Ş. nin talebi ile durdurulduğu, anılan davalılar tarafından davacı aleyhine menfi tespit ve çeklerin iadesine ilişkin dava açıldığı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/01/2010 tarih 2008/129 esas ve 2010/7 sayılı kararı ile davalıların bu çek borçlarına yönelik menfi tespit talebinin reddine karar verildiği, ihtiyati tedbirin bu tarihte kalktığı, belirtilen kararın 01/12/2010 tarihinde Yargıtay tarafından onandığı, 22/09/2011 tarihinde karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalılardan ... ve ......

              Davalı şirket vekili, davacı tarafın vermiş olduğu bononun teminat bonosu olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia,cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davacı tarafın davaya konu bononun teminat bonosu olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, ancak bu durumu ispatlayamadığı ve yemin deliline de başvurmayacaklarını bildirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava , davacı tarafça davalıya teminat amacıyla verildiği iddia edilen 03.03.2009 tanzim tarihli ve 20.000.TL bedelli bonodan dolayı açılan menfi tespit davasıdır. Söz konusu bononun arkasında bu bononun neyin teminatı olduğu hususuna ilişkin kayıt olmadığından bu bononun teminat bonosu niteliğinde olduğunun kabulüne imkan yoktur. Ancak davalı şirket 03.08.2009 tarihli ihtar yazısında belirtilen borcun ödenmemesi durumunda ellerinde bulunan bonoyu icraya koyacaklarını belirtmektedir....

                Mahkemece toplanan delillere göre, taraflar arasında herhangi bir alacak ve borç ilişkisinin bulunmadığı, davalının davacıyı iş yerine mesul müdür olarak noter belgesi ile atamış olduğu, iş yerinde meydana gelebilecek zarar ziyanı teminat altına almak için dava konusu teminat senedinin düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava icra takibine konu bonodan dolayı İİK 72. maddesine göre açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, bonoda davacı aval veren konumundadır. TTK'nun 702/2. maddesi “aval veren kişi teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir” hükmünü içermektedir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ile yoruma dayalı karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu