Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/410 Esas KARAR NO : 2022/712 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİH İ : 07/05/2021 KARAR TARİHİ : 21/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından haklarında icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak senet altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin çiftçi olduğunu, davalıdan bir kısım zirai ilaçlar ve tarımsal ürünler aldığını, aldığı ürünlerin bedellerini davalıya ödediğini, borcunun bulunmadığını, bu nedenle icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/692 Esas KARAR NO : 2018/378 DAVA : Sözleşmenin İptali, Menfi Tespit ve Maddi Tazminat DAVA TARİHİ : 23/09/2016 KARAR TARİHİ : 16/05/2018 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan işbu davanın, işlemden kaldırıldığı 15/02/2018 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından; Dosya incelendi....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... Müzik Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, protestoya konu edilen senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit, senet iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı şirket vekili, dava konusu senet arkasındaki cironun müvekkiline ait olmadığını, bu dava nedeniyle senetten haberdar olunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kaçak su kullanılmadığı iddiasına dayanan menfi tespit ve ödenmek zorunda kalınan miktarın istirdadı ayrıca tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından davanın kabul edilen kısmı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı, davalının yaptığı 78.603,92 TL'lik maddi tazminat ve nafakaya yönelik icra takibine karşı borcu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açmış, mahkemece davacının, davalı alacaklıya 50.000 TL maddi tazminat ve tazminatın işlemiş faiz alacağı yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilikin talebin reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, ibra belgesine yönelik menfi tespit ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, menfi tespit,istirdat ve tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

                HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

                  Davalı vekili, dava konusu bonoların sözleşmelerin teminatı olarak verildiğini, davacı aleyhine taşıtlardan dolayı tazminat davaları açıldığını, bonoların iade koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddi ile tazminat istemiştir....

                    Dolayısı ile davacının talep edebileceği tazminat ancak menfi tespit davası neticesinde ve de davacı borçlunun haklı çıkması halinde verilebilecek bir tazminat niteliğindedir. Bu nedenle istenilen tazminatın kabulü yasal olarak mümkün değildir. Zira davacı menfi tespit davası açılmaksızın salt davadan önceki işlemlere dayalı olarak böyle bir talepte bulunmuştur. Öte yandan davacı yan manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Nitekim Yargıtay . HD.'nin ... E., ... K. Sayılı ve 09/10/2017 tarihli ilamında da görüleceği üzere; ......"Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa dahi alacaklının en azından kusurlu olması gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu