Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar sayılı hükmün KALDIRILMASINA, 2.HMK 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE YERİNE GEÇMEK ÜZERE; Hükmün aşağıdaki şekilde yeniden tesisine; a)A-Menfi tespit davasına ilişkin olmak üzere; 1-Davanın REDDİNE, 2-Davacı vekilinin tazminat talebinin reddine, 3-Davalı vekilinin tazminat talebinin reddine, B-Manevi tazminat davasına ilişkin olmak üzere; 1-Davanın REDDİNE, b)(İlk Derece Harcı) Menfi tespit davası yönünden; Alınması gerekli 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.707,75TL'den mahsubu ile bakiye 1.648,45TL'nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine, Manevi tazminat davası yönünden; Alınması gerekli 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 256,17TL'den mahsubu ile bakiye 196,87TL'nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine, c)(İlk Derece Vekalet Ücreti) Menfi tespit davası yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 13.450,00TL nispi vekalet ücretinin...

    Dava, İİK.’nın... maddesine dayalı menfi tespit talebini de içermektedir. Mahkemece, davacının borçlu olduğu miktar saptanarak ...borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, borçlu olmadığı miktar belirlenerek menfi tespite hükmedilmediği görülmüştür. Menfi tespit davalarında borçlu olunmayan miktar saptanarak karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi İİK.’nun 72. maddesine uygun olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,... gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Menfi tespit davası sonunda, davcının borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulacaktır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekir. Menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından, İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamadığı halde, arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

        Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın %40 olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı tartışmasız bir gerçektir. Bu nedenle menfi tespit davasının reddi ile birlikte ayrıca davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/642 Esas, 2009/913 Karar sayılı 29.09.2009 tarihli ilamıyla ihalenin feshi nedeni bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği, sözü edilen davaların derecattan geçerek kesinleştiği, davacı tarafından 03.03.2010 tarihinde icra takibinin dayanağını oluşturan senede ilişkin açılan menfi tespit davasının yargılamasının devam ettiği anlaşılmaktadır. ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/130 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan menfi tespit davasının sonucunun eldeki davayı etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, menfi tespit davasının sonucu beklenerek oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

              Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kambiyo senedine dayalı takip yaptığını, alacağın tahsili için ilgili dosyadan yenileme emri gönderildiğini, müvekkilinin ödeme emrindeki borçlu şahıs olmadığını, isim benzerliği nedeniyle yanlışlık yapıldığını ileri sürerek, yenileme emrinin iptalini, davalıdan tazminat tahsilini talep ve dava etmiştir....

                ün bu bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadıkları sonucuna varıldığı, manevi tazminat istenebilmesi için şartların oluşmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, dört adet bonoya dayalı menfi tespit ve davacılar yararına manevi tazminat isteminden ibarettir. Ancak taraflarca, dört adet bono ile ilgili verilen hüküm temyize getirilmiştir. Davacılar vekili, dört adet bonodan, iki adedinin takip konusu yapıldığını, iki adedinin takip konusu yapılmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Ancak dava dosyasından ve yargılama aşamasında verilen dilekçelerden, gerekçeli kararda takip konusu yapılmadığı belirtilen iki adet bononun da takibe konulduğu anlaşılmaktadır....

                  İcra Mahkemesinin 2010/1611 Esas 2011/119 Karar sayılı kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş olsa da menfi tespit davasının konusuz kalmadığı, davalının cevap dileksindeki beyanlarının davacının davasını kabul mahiyetinde bulunduğu gerekçeleri ile menfi tespit talebinin kabulüne, davacının icra takibine konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, İİK 72. maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın tazminat isteminin reddine, davalının ilk celseden ve delillerin toplanmasından önceki kabul beyanı nazara alınarak mahkeme masraflarına ve davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm trafik kazasına dayalı maddi-manevi tazminat talebinden kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.01.2013 (Pzt.)...

                      UYAP Entegrasyonu