Belirtilen nedenlerle, su kaynağı dışındaki diğer cazibeli sular ile sondaj sularının ücretlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta, davalının arazilerini yeraltı suyu ile suluyor olması, sulama bedelinden muaf olduğu anlamına gelmemektedir. Yine 6172 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca sulama bedeli ödemek için birlik üyesi olmak da gerekmemektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 12/06/2014 tarihli yazı ile davacı birlik tarafından gönderilen yazının ekinde yer alan 2009 yılına ait ölçüm defteri incelendiğinde davalının buğday ekili olan dava konusu taşınmazı 146 dakika suladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davanın kabulü yerine yanılgılı gerekçeyle reddi doğru değildir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, fatura borcuna dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Taraflar arasında 2012 yılında "ticarethane " tarife grubu üzerinden elektrik satışına ilişkin sözleşme imzalandığı ve davaya konu uyuşmazlık anına değin davacının bu abonelik grubundan elektrik satın aldığı; davacı tarafça, davalının abonelik türünü sisteme yanlış girdiği,tesisatının farklı kullanım(tarımsal sulama) kapsamında olduğunu, 08.02.2013 tarihinde mahalde yapılan inceleme ile aboneliğin tarımsal sulama olarak kullanıldığının tespit edildiği iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacının tesisatının farklı kullanım kapsamında (ticarethane dışında) olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, bu hususta inceleme yapılmamıştır. .......
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: sulama birliklerinin 6172 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki (8/3/2011 öncesi) borçları için birlik başkanı, tahakkuk ve tahsilatın yapılmasından sorumlu birlik saymanı ve birlik başkanının harcama yetkisini devrettiği birlik müdürü ve genel sekreteri, birlik tüzel kişiliği ile beraber müştereken ve müteselsilen, söz konusu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki borçlarından ise 5510 sayılı Kanunun 88. maddesine göre birlik tüzel kişiliği ile birlikte (görevde bulundukları döneme ait borçlardan) birlik başkanı, birlik yönetim kurulu üyelerinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğunu, prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu ve 6183 sayılı Kanunun 103. maddesinde, zamanaşımını kesen hallerin düzenlendiğini,dava konusu borcun zamanaşımı söz konusu olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir....
Yine, 5355 sayılı Yasa'nın 5545 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değişik 22. maddesinin son fıkrasında:"Köylere hizmet götürme birliklerinin birlik meclisleri hariç olmak üzere, birlik meclisi ile birlik encümeninin başkan ve üyelerine meclis ve encümen toplantılarına katıldıkları hergün için birlik başkanına (5000), encümen üyelerine (2000), meclis üyelerine (1500) gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, birlik meclisi tarafından belirlenecek miktarda huzur hakkı ödenebilir. Ancak huzur hakkı ödenecek gün sayısı bir yıl içinde yirmi dört günü geçemez. "hükmüne yer verilmiştir....
Yine, 5355 sayılı Yasa'nın 5545 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değişik 22. maddesinin son fıkrasında:"Köylere hizmet götürme birliklerinin birlik meclisleri hariç olmak üzere, birlik meclisi ile birlik encümeninin başkan ve üyelerine meclis ve encümen toplantılarına katıldıkları hergün için birlik başkanına (5000), encümen üyelerine (2000), meclis üyelerine (1500) gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, birlik meclisi tarafından belirlenecek miktarda huzur hakkı ödenebilir. Ancak huzur hakkı ödenecek gün sayısı bir yıl içinde yirmi dört günü geçemez. "hükmüne yer verilmiştir....
Yine, 5355 sayılı Yasa'nın 5545 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değişik 22. maddesinin son fıkrasında:"Köylere hizmet götürme birliklerinin birlik meclisleri hariç olmak üzere, birlik meclisi ile birlik encümeninin başkan ve üyelerine meclis ve encümen toplantılarına katıldıkları hergün için birlik başkanına (5000), encümen üyelerine (2000), meclis üyelerine (1500) gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, birlik meclisi tarafından belirlenecek miktarda huzur hakkı ödenebilir. Ancak huzur hakkı ödenecek gün sayısı bir yıl içinde yirmi dört günü geçemez. "hükmüne yer verilmiştir....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın 6172 sayılı sulama Birlikleri Kanunu'na dayanan davalı olarak kurulmuş olan birlik tarafından yapılan fazla ödemenin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, sulama bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının davacı birliğe ait sulama hizmetinden faydalandığını, ancak sulama bedelini ödemediğinden aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı birlik tarafından sulama suyunu davalının kullandığını gösterir nitelikte bir belgenin sunulamadığı, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın davalının kooperatif imkanlarından faydalandığı halde kooperatife olan borcunu ödemediği hususlarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, sulama bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının davacı birliğe ait sulama hizmetinden faydalandığını, ancak sulama bedelini ödemediğinden aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı birlik tarafından sulama suyunu davalının kullandığını gösterir nitelikte bir belgenin dava açılırken ve sonrasında kendisine verilen kesin süre içinde dosyaya sunulmadığı; ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın davalının kooperatif imkanlarından faydalandığı halde kooperatife olan borcunu ödemediği hususlarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın kooperatif üyeliği nedeniyle verilen bonoların kooperatif üyeliğinden ayrıldığı iddiasına dayalı bedelsizliğe ilişkin menfi tespit istemine ilişkin olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98’nci maddesi atfıyla HUMK'un ...’nci maddesi gereğince; tüzel kişi olan kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların, kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesi gerektiği, davalı kooperatifin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin ...'de bulunduğu, belirtilen adres itibariyle ... mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif ortaklığı nedeniyle verilen takip konusu bonolardan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. Takip konusu bonolar son hamil davalı banka tarafından takibe konu edilmiş ve banka tarafından menfi tespit davası yönünden süresinde yetki itirazında bulunulmamıştır. HUMK'nın .......