Davalılar vekili, davacıların sermaye artırım kararına katılmak gibi bir hukuki zorunluklarının olmadığını, genel kurul toplantısında alınan hukuka uygun sermaye artırımına istinaden davacıların hiç bir baskı altında olmaksızın tamamen kendi hür iradeleri ile bu sermaye artırım kararına katılıp taahhütte bulunduklarını ve paylarına düşen nakdi sermaye kısmını hiç bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin ödediklerini, iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/415 KARAR NO : 2022/483 DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/07/2021 KARAR TARİHİ : 07/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun olmadığı halde yasal dayanak belirtilmeden 01/01/2019 tarihli aidat alacağı dayanak gösterilerek müvekkili hakkında davalı kooperatif tarafından Antalya ......
Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 17.06.2011 tarihli genel kurul toplantısında sermaye artırım kararı alındığını, bu kararın müvekkilinin hisse değerinin düşürülmesine yönelik olduğunu, şirketin mal varlığının muvazaalı işlemler ile eski ortaklara devredildiğini, sermaye artırılmasını gerektirir bir durumun sözkonusu olmadığını ileri sürerek, 17/06/2011 tarihli genel kurulda sermaye artırılmasına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, şirketin mali durumunun iyi olmaması nedeniyle sermaye artırım kararı alındığını, davacının alınan kararlara muhalefet şerhini dercetmediği, bu nedenle dava açma şartının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur....
O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir....
Davalı vekili, şirketin sermaye artırımı nedeniyle ortağından talepte bulunabilmesi için sermaye artırım işlemlerinin geçerli olması gerektiğini, davacı şirketin 14.07.2011 tarih ve 21 sayılı yeni bir ortaklar kurulu kararı almak suretiyle 28.01.2010 tarihli eski kararı ortadan kaldırdığını, 14.07.2011 tarihli ortaklar kurulu kararının tescil ve ilan edilmediğini, ayrıca toplantıya katılmayan müvekkilinin sermayenin erken ödenmesine ilişin ihtarnamenin de keşide edilmediğini, bu itibarla ortada sermeye artırımına ilişkin geçerli bir kararın bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/839 Esas KARAR NO : 2021/1221 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/10/2021 KARAR TARİHİ : 29/12/2021 KARARIN YAZILMA TARİHİ :06/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilinin eşi merhum ...... 11/08/2018 tarihinde geçirdiği kalp krizi neticesinde vefat ettiğini, müvekkili, eşinin mirasını ve borçlarını kayıtsız ve şartsız olarak reddettiği ve bu durum İstanbul ...... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ..... E./ ....... karar numaralı ve 17/09/2019 tarihli ilamıyla tescil edildiği, akabinde merhum ...... aleyhine Bakırköy ...... İcra Müdürlüğü'nün ...... E....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/113 Esas KARAR NO : 2023/154 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/02/2023 KARAR TARİHİ : 20/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalarının kabulü ile müvekkilinin davalı banka ile imzalamış olduğu kefalet sözleşmesinin geçersizliğine ve müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki...
İşçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanmakta, bilinmeyen dönemdeki kazancı ise; önceki uygulamalarda yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulmakta idi. Tazminatların peşin olarak hesaplanması, buna karşılık gelirin taksit taksit elde edilmesi, bu nedenle peşin belirlenen tazminatın her taksitte ödenen kısmın bakiyesinden faiz geliri elde edileceğinden sermayeye ekleneceği nazara alınarak, tazminata esas gelire artırım ve iskonto uygulanmaktadır. Peşin sermayeden elde edilecek yarar reel faiz kadardır. Buna göre önceki uygulamalardaki gibi %10 artırım ve iskonto oranı yerine, enflasyon dışlanarak, değişen ekonomik koşullar ve reel faiz oranları nazara alınıp, ... ilk peşin sermaye değeri hesaplamalarına paralel olarak %5 oranının uygulanması hakkaniyete uygun olacaktır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1079 esas 2019/751 karar sayılı ilamı ile mirası reddettiklerini, davaya konu icra takibi borcundan maddi hukuk bağlamında sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenlerle; müvekkillerinin Sakarya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2019/4945 esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 09/03/2021 tarihli 2020/241 esas 2021/32 karar sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda "Davanın kabulüne" dair hüküm verildiği ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmektedir. Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin İş Bölümü kararına göre işbu davanın inceleme merciinin 7. Hukuk Dairesine ait olduğu bilinmekle, öncelikle görev hususu nazara alınarak dosyada inceleme yapılmıştır. Eldeki dava, menfi tespit (bankacılık işlemlerinden kaynaklanan) davasıdır....