Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava, 1779 ada 5 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu iddia eden davacının, taşınmazın dava dışı ..... isimli şahsa 700.000 TL bedelle satıldığını hissesine düşen 100.000 TL'nin, kendisine ödenmesi gerekirken davalıya ödenmesi nedeniyle, davalıdan 100.000 TL'nin tahsiline dayanan alacak davasıdır. Davacı ... 1779 ada 5 parselde hissedar olduğunu ileri sürerek iş bu alacak davasını açmıştır. Ne var ki dosyada mevcut tapu kayıtlarında, davaya konu taşınmazda davacı hissedar ya da malik değildir....

    Çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden hamil keşideci ve cirantaya karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiştir. Bu durumda, çeke dayalı olarak müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için önünde iki seçenek vardır. Hamil, ya aralarındaki temel ilişkiye dayanarak çeki kendisine ciro eden lehtara başvurup süresinde ibraz edilmeyen çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp alacağını her türlü delil ile kanıtlayabilir, ya da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732. maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz iktisap hukuksal nedenine dayanarak keşideciye başvurabilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir....

      ve menfi zararları talep ettiğinden ve mahkemece verilen müspet ve menfi zararın kabulüne ilişkin kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle de sözleşmeyi fesihte taraf iradelerinin bu dava ile birleştiği anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi sözleşmenin feshinde davalı arsa sahiplerine kusur yüklenmesi mümkün değildir. Bu durumda yüklenicinin sözleşme nedeniyle yaptığı ve arsa sahibinin işine yarayacak imalat bedeli ile inşaat hazırlıkları için yaptığı tüm masrafları sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talep edebilir. Mahkemece yapılacak iş davacı/yüklenicinin menfi zarar kapsamında kalan ve anılan ilke çerçevesinde davacı zararlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hüküm altına almaktan ibarettir. Mahkemenin oluşa uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurması doğru görülmemiştir....

        - K A R A R - Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2013 günlü kararı ile onanmış olup, bu karara karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemiyle yeniden yapılan inceleme sonucu; Dava, süresi içinde ibraz edilmeyen, zamanaşımına uğrayan çeke dayalı olarak davacı ... tarafından çek keşidecisi aleyhine başlanılan ilamsız icra takibine yönelik sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, itiraz üzerine duran takibin devamını amaçlayan bir dava türü olup, zamanaşımı savunmasının takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerekir. Davacı, dava konusu çeke ciro yolu ile ... olmuş, takip ve davayı çek keşidecisi aleyhine açmıştır. ..., zamanaşımına uğramış çek nedeniyle keşideci aleyhine somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK.nun 644. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükmü çerçevesinde talepte bulunabilir....

          Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. ./.. -2- Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz....

            Kişi konumunda olduğu, sebepsiz zenginleşme ve istirdat davalarının sebepsiz zenginleşen, dosya borçlusuna karşı açılabileceği, davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eidlmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen 10.05.2012 tarihli ilk hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 20.02.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2012/15090 E. - 2013/3236 K. sayılı bozma ilamında "....takip ve dava konusu çek 05.05.2010 keşide tarihli olup davalı tarafından 15.09.2010 tarihinde ilamsız icra takibine konu edilmiştir. Takip borçlusunun süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takip kesinleşmiş ve keşideci borçlu tarafından menfi tespit davası açılmıştır....

                Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde borçlu, İİK'nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir.(Prof. Dr. ......, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014, Sh 149) Borçlunun "borcun zamanaşımına uğradığının" tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı kabul edilmektedir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/131 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından eldeki davalılar aleyhine tespit ve zilyetlik davası açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davalarında zamanaşımı 1 ve 10 yıldır. 22.2.1991 gün ve 1990/1-1991/1 sayılı Yargıtay İBK. da da vurgulandığı gibi; iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Malvarlığı henüz zenginleşene verilmeden, davalının sebepsiz iktisabından ve bunun doğal sonucu olarak geri almaya ilişkin dava hakkından bahsedilemez. Dava hakkının doğmadığı hallerde ise BK.nun 66. maddesinde öngörülen zamanaşımının uygulanması düşünülemez. Bu bağlamda sebepsiz zenginleşme olgusunun ve zamanaşımı def’i yönünden de iade borcunun muaccel olduğu anın (BK.mad.126) dolayısıyla sebepsiz zenginleşme anının tespiti önemli olup, dava konusu yerin kimin kullanımında olduğu, öncelikle saptanmalıdır....

                    Mahkemece verilen ilk kararda; davalı ...’in keşideci olduğu ve bu nedenle davalılara sebepsiz zenginleşme davası açılabileceği, fakat davalı hakkında kambiyo hukukuna dayalı mevcut bir icra takibi olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme davası açılması şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemece uyulan Dairemizin bozma ilamında ise, davacının icra dosyasındaki takip hakkının düşüp düşmediği belirlenerek ...’nın 644. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, temyize konu işbu kararda davanın sebepsiz zenginleşme zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i ilk kararda reddedilip esastan karar verilmiş ve bu ret kararı davalı ... tarafından temyiz edilmemiş ve bu husus davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu