Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davası İİK'nın 72/VII. Maddesi gereğince borçlu olunmadığına inanılan borcun ödenmesinden önce açılmalıdır. Aksi halde borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılamaz. Bu durumda açılacak dava istirdat davasıdır. Somut olayda davacı tarafın icra takibinde 29.07.2008 tarihli haciz tutanağı ile icra veznesine dava konusu çek bedelini 13.132,00 TL. Olarak ödediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacının borçlu olmadığı halde ödemek mecburiyetinde kaldığı paranın geriye alınması için İİK'nın 72/7. maddesi gereğince istirdat davası açması gerekirken, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve hukuki yararın dava koşulu olduğu gözetilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın teminat bonosuna bağlanan alacak davası olduğu ve ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

      Ancak, böyle bir dava, Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme davası değil, kambiyo hukukuna dayalı bir dava türü olduğundan, bu halde çekin tüm yasal unsurlarını taşıması da zorunludur. Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; davacının, ciro yoluyla hamili olduğu, 11.7.2007 keşide tarihli, 16.000,00 TL bedelli çeke dayanarak, davalıyla birlikte dava dışı ... ve ... aleyhine 14.1.2008 tarihinde ilamsız takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine de itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, ilamsız takibin, çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde başlatılmış olması karşısında, çekin yasal unsurlarını taşıması halinde uyuşmazlığın, ...nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Davanın “alacak” davası olarak açılmamış olması da, sonuca etkili değildir....

        dair itirazları gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye konu davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı, kararlaştırılan fatura bedellerinden fazla bedeli ödediği ilk aşamadan itibaren davacının bildiği, süresinde açılmayan fazla ödemeye ilişkin iade talebinin reddine..." gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, davanın istirdat talebi yönünden reddine, menfi tespit yönünden kabulü ile davacının yasal ihtar mektubuna konu 614,90 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir....

        Davacı, dava dilekçesinde, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi için başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Böylece davacının istemi İİK.nun 72. maddesi kapsamında istirdat değil, sebebi ortadan kalkan bir ödemenin iadesi yönünde sebepsiz zenginleşmeye dayalı (TBK.md. 77) alacak istemi olup, 2 ve 10 yıllık zamanaşımına (TBK.md. 82) tabidir. Talep yönünden hak düşürücü bir süre yasada öngörülmemiştir. Türk Borçlar Kanununun konuya ilişkin 77 (818 sayılı Borçlar Kanununun 61 v.d) ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

          Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanak yapılan senedin 19/09/2014 tarihinden 3 yıl sonra zamanaşımına uğradığı, TTK 732. Maddesi uyarınca bu senede dayalı olarak sebepsiz zenginleşme davasının senedin zamanaşımına uğramasından sonraki 1 yıllık sürede açılması gerektiği eldeki davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı sonuç ve vicdani kanaatine----------varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

            Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanak yapılan senedin 19/09/2014 tarihinden 3 yıl sonra zamanaşımına uğradığı, TTK 732. Maddesi uyarınca bu senede dayalı olarak sebepsiz zenginleşme davasının senedin zamanaşımına uğramasından sonraki 1 yıllık sürede açılması gerektiği eldeki davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı sonuç ve vicdani kanaatine----------varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 3. Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 sayılı Kanun'un 60.maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için, bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....

                  Vergi Mahkemesi kararının kaldırıldığını, böylece, yapılan 2.665,70 TL ödenmenin sebepsiz hâle gelmiş olduğunun anlaşıldığını, davalıya yapılan söz konusu ödeme artık haklı bir sebebe dayanmamakta olup, bu nedenle haksız ve sebepsiz hâle gelen ödemenin yasal faizi ile birlikte taraflarına iadesi gerektiğini belirterek, Sonuç itibariyle: Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı beyanında: Danıştay 9. Dairesinin 2021/3283 E. 2022/4892 K. sayılı, 19.10.2022 tarihli kararı ile davaya konu edilen Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 2021/478 E. 2021/995 K. sayılı, 25.06.2021 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiş olduğunu belirterek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : İstinaf incelemesine esas: Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar. ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU: Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak davasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu