Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava İstanbul Anadolu --.İcra Müdürlüğünün ---ilamsız takip dosyasında borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarının hukukumuzda genel çerçevesi İ.İ.K'nın 72.maddesi ile çizilmiştir.İ.İ.K 72. Maddesi şu şekildedir : '' Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde -- aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında bu teminat tutarının dışında ayrıca tüm icra dosyası bedelinin depo edilmesi gerektiğini, basit bir hesapla tedbir kararı almak için icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davalarında tedbir için teminat oranının en az % 115 olduğunu, uygulamada buna %115 teminat yatırılması denildiği, tüm yerel mahkemelerde uygulama da dosya borcunun tamamı ve üzerine ayrıca %15 den az olmamak üzere teminat alınarak icra veznesindeki paranın tedbiren dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine karar verilmekteyse de dosyada bu şekilde yapılmadan tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, İİK'nun 72. maddesi '' İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

    İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit isteminde bulunulmamış olmakla birlikte, İİK.nun 150. maddesine göre icra takibinden sonra ipoteğin iptali (fekki) davası açılması halinde İİK.nun 72. maddesi hükümleri kıyasen uygulanır. (Yargıtay 19 H.D'nin 21/05/2019 tarih 2017/5509 E. 2019/3347 K.) ipoteğin fekki istemi de temelde menfi tespit yani ipoteğe konu taşınmaz nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasını içermektedir. İİK 72/2 maddesi “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra takibin durdurulması niteliğinde satışın durdurulmasına yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece taşınmazın paraya çevrilmesinin durdurulmasına karar verilmesi hatalı olmuştur....

      DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Antalya 4....

      Maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının ... borçlunun ...olduğu, ...-TL asıl alacağın tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının ... tanzim, 20/05/2019-20/10/2019 tarih aralığına ait 6 adet bonodan kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....

        Şu halde, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tazmini istemiyle başlatılan ve kesinleşen ilamsız icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada dava konusu olay, davacının maliki ve sürücüsü olduğu hususi nitelikteki aracın çarpması sonucu meydana gelen haksız fiil niteliğindeki kazadan kaynaklandığından davalının halefiyete dayalı olarak rücuan başlattığı kesinleşen ilamsız icra takibinden dolayı açılan menfi tespit davasının, tüketici işleminden kaynaklanmadığı ve ticari dava da olmadığı gözetilerek; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Zira, hukuki yararı bir dava şartı olup, bir davanın dinlenebilmesi için davacının bu davayı açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Menfi tespit davası yönünden hukuki yararı davanın takipten önce veya sonra açılmasına göre farklı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve bu belirsizlik nedeniyle borçlunun durumu tehlikede ise veya borçlunun durumu tereddüt içindeyse menfi tespit davası sonucunda varılacak kararla belirsizlik veya tehlike ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bakımından çeşitli ihtimaller ortaya çıkabilir. -Borçlu icra takibinden sonra fakat ödeme emrine henüz itiraz edebileceği dönemde, ödeme emrine itiraz edebilir....

          nun kullandığının belirlenerek kamu davası açıldığı, ceza soruşturması ve kovuşturması neticesinde verilen kararlarda bu durumun sabit olduğu, icra takip ve dava tarihlerinden önce bu durumun bilinebilir olduğu anlaşılmıştır. Davalı/alacaklı, niza konusu ilamsız icra takibine itiraz edilmesi neticesinde takip durmuş, mahkemede itirazın kaldırılması yada itirazın iptali istemiyle dava açmamıştır. Davacı/borçlu ise hemen borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle iş bu davayı açmıştır. Borçlunun icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için, borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Alacaklının elinde İİK m. 68'de yazılı (itirazın kesin kaldırılmasını sağlayacak) nitelikte bir belge yoksa, borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur....

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK'da kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamların sınırlı sayıldığını ve takip konusunun bunlardan olmadığını, davacı hakkında başlatılan takibin 30.10.2020 tarihinde kesinleştiğini ve icraya konu asal alacağın icra takibinden sonra ödendiğini, yerel mahkemede yapılan yargılamanın uyuşmazlık konusu ilama dayalı asıl alacak ile ilgili değil, başlatmış oldukları icra takibinden kaynaklı vekalet ücreti olduğunu, ilamdan kaynaklı asıl alacak ve vekalet ücretinin ödemesinin yapıldığını ve icra müdürlüğü dosyasına haricen tahsil bildirimi yapıldığını, icra vekalet ücreti ödememek adına ilamın kesinleşmediğinin iddia edildiğini ve bu durumun kötü niyetli olduğunu, taleplerinin icra takibinden kaynaklı vekalet ücreti ve ferilerinden ibaret olduğunu belirterek, yeniden yargılama yaparak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, ilamlı takipte takibin iptali talebine ilişkindir....

            Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

              UYAP Entegrasyonu