Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda geçersiz sözleşme kapsamında yıkılan ev bedeli ile evin yıkılması neticesinde ödenmek zorunda kalınan kira bedeline yönelik menfi zararın talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece menfi zarara ilişkin yapılan araştırma eksik olduğundan dava konusu taşınmazdaki evin 6360 sayılı yasa kapsamında riskli yapı olup olmadığı, yıkımının gerekip gerekmediği, bu bağlamda ekonomik değerinin olup olmadığı istinaf aşamasında Dairemizce araştırılmış olup taşınmazın yıkımının gerekmediği tespit edilmiştir. Bu bağlamda evin yıkılması nedeniyle evin bedelinin menfi zarar kapsamında tespit edilerek davacıya ödenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak mahkemece hüküm altına alınan kira bedeli, geçersizliği tespit edilen sözleşmedeki gecikme tazminatı olarak belirlenen kira bedeli için öngörülen bedel esas alınarak hesaplanmış olup, bu hesaplama doğru değildir....

DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir kira ilişkisi ve alacağının bulunmadığını, mahkemece davalı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi tarafından inceleme yaptırıldığını, bilirkişi raporunda alacaklı davalının yasal defterlerine göre davacı ile kira ilgili kira tahsili kaydının bulunmadığının tespit edildiğini, mahkemece kira ilişkisinden kaynaklı alacağa ilişkin takibe karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, Türk Borçlar Kanunu'nun 299....

Somut uyuşmazlıkta da menfi tespite konu senedin her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere kira sözleşmesi kapsamında verilmesi sebebi ile uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Nitekim ------- "Davacı vekili dava dilekçesinde kira bedelleri karşılığı verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek davayı da dilekçesinde kiraya veren olarak bildirdiği davalıya yöneltmiş olup, bu durumda kira sözleşmesinden dolayı verilen senet nedeni ile 6100 Sayılı HMK'nun yürürlüğe---- sonra açılan eldeki davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir." denilmiştir. Yine somut uyuşmazlıkla benzer bir uyuşmazlıkta -------- kararında ''... Dava, kira sözleşmesi kapsamında verildiği ileri sürülen --- imzadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....

    Dava bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı dava konusu senetlerin kira ilişkisine binaen davalıya teminat amacıyla verildiğini iddia etmiştir. İddiasını ispatlayacak deliller olarak da kira sözleşmesini, davalının imzasına havi kira ilişkisine binaen yapılan ödemelerin alındığına ilişkin yazılı belgeleri sunmuştur. Söz konusu kira sözleşmesinin incelenmesinde davacı ile davalı arasında 5 yıl süreli , kiranın başlangıcının ... olduğu, teminata ilişkin her hangi bir kayıt içermediği, bir yıllık kira bedelinin 20.000 tl olarak belirlendiği görülmüştür. Yine davalı imzalı tahsilatları gösterir belgelerde de teminata ilişkin bir kayıt olmadığı görülmüştür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı ve davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av.... ile davacı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tespit, teminat mektubunun iadesi ve teminat mektubu nedeniyle bankaya ödenen komisyon ücretinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından açılan kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 16.659,00 TL kira alacağı asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz olarak 1.060,25 TL toplamı 17.719,25 TL'yi aşan miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasındaki kira ilişkisinin ticari bir uyuşmazlık olduğunu, ticari uyuşmazlıklarda menfi tespit davası zorunlu arabuluculuk dava şartının davacı tarafından yerine getirilmediğini, bu sebeple dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca dava konusu olan bononun davacının iddia ettiği gibi kira sözleşmesine dayanmadığını, müvekkilinin bonoyu tamamen ticari borçları sebebiyle davacıdan aldığını, kıymetli evrak olan bono ile yapılmış icra takibine dayanan menfi tespit davasında görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca kıymetli evrakın illetten mücerret olduğunu dayandığı hukuki ilişkiyi yansıtmadığını ve davacının senedin ödendiği iddialarını senede karşı senetle ispat kuralı gereği senede dayandırması gerektiğini açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir....

          Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m.68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşme sırasında: İlk olarak, alacaklının elinde İİK'nun 68.maddesinde sayılan belgeler bulunmadan, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurabileceği gerekçesi ile, bu durumda borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı fikri ileri sürülmüş ise de; çoğunluk tarafından bu halde dahi borçlunun "borç tehdit"i altında olduğu, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle, bu görüş kabul görmemiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/611 Esas - 2022/431 Karar sayılı kararında davanın kira ilişkisinden doğduğu yönünde değerlendirme yapmıldığını, intifa hakkından doğan kira alacağı gerekçe gösterilerek başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit davası açtığını, mahkemece kira alacağı ifadesi nedeniyle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu kanaatine ulaşılmışsa da davalı tarafın istinafı ile birlikte görev uyuşmazlığı doğduğunu, müvekkilinin çıplak mülkiyet sahibi olarak taşınmaz ile ilgili hiçbir kira geliri elde etmediğini, menfi tespite konu edilen icra dosyasında, intifa hakkı sahibi olan davalı taraf, intifaya konu taşınmazın kira bedellerinin müvekkilince alındığı iddiası ile icra takibi başlatmıştıldığını, davanın konusu doğrudan kiraya veren ve kiracı arasında geçen bir uyuşmazlık olmadığını, uyuşmazlığın kira ilişkisine dayanmadığını, mahkemenin görevsizlik kararı ve davalı tarafça yapılan istinaf başvurusu nedeniyle müvekkilinin tedbir talebi hiçbir suretle değerlendirilmediğini...

            Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1682 Esas 2020/973 Karar sayılı kararı ile Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6244 Esas ve 3....

            UYAP Entegrasyonu