WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/175 Esas KARAR NO : 2022/576 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/12/2020 KARAR TARİHİ : 07/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı ... tarafından yapılan icra takibi ile ilgili olarak İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ......

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesine dayalı olarak, mecurda oluşacak zarar ve ziyan karşılığı amacıyla verilen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Davalı vekili taşınmazın hasarlı biçimde tahliye edildiğini, yaptırılan tesbitten sonra davacının kusuru nedeniyle tamiratın yaptırılamadığını, kiraya verilemeyen taşınmaz için kira kaybı alacaklarının olduğunu, tahliye sırasında hasar tutarının ödenmemesi nedeniyle bononun iade edilmediğini, bononun teminat teşkil ettiği alacakların ödenmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      Dava, kira sözleşmesi sebebiyle gelecek dönem kira bedellerinin teminatı amacıyla önceden verildiği iddia olunan toplam 175.000 TL bedelli 14 adet bononun kiralananın tahliye edilmesi, bu doğrultuda hazırlanan protokolün geçersiz kaldığı iddialarıyla bedelsiz kaldıkları gerekçesine dayalı açılmış menfi tespit davası olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu, davacı tarafça sunulan ... tarihli protokülün imzalandığı noktalarında uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın protokol ile verilmesi kararlaştırılan söz konusu bonoların gelecek dönem kira bedellerinin teminatını oluşturmak veya mevcut kira borçlarının tasfiye edilmesi, ödenmesi amaçlarından hangisine yönelik olarak verildiği noktasında toplanmaktadır. Bu haliyle bonoların kira sözleşmesi gereğince verildiği hususu tartışmasız olup uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasındaki kira ilişkisinin ve ödemelerin incelenmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK' nın 4....

        KARAR Davacılar, davalı kiralayan tarafından haklarında icra takibi başlatıldığını, takipte kira alacağının çok abartılmış olduğunu, aylık kira bedelinin 300-TL olmasına rağmen 2.000-TL olarak gösterildiğini, taraflar arasında yazılı bir kira akdi bulunmadığını, kira ödemelerinin bazen çekle bazen de elden nakit olarak yapıldığını ileri sürerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davacının icra takibine itirazında aylık 2.000-TL kira bedeline itiraz etmediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacıların kira bedellerinin bir kısmının elden bir kısmının çekle ödendiğini belirttiği, bu nedenle ispat yükünün davacı tarafta olduğu, verilen sürede davacılar tarafından delil bildirilmediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....

          KARAR Davacı avukat olduğunu, davalının vekaletini üstlenerek onun talimatı doğrultusunda alacaklı olduğu senedin tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını,icra takibine konu alacağın borçlusu tarafından yapılan suç duyurusu nedeniyle savcılık aşamasında ve açtığı menfi tespit davasında davalıyı temsil ettiğini,davalının karşı tarafla anlaşarak icra takibinden feragat ettiğini ve haksız kendisini azlettiğini ileri sürerek vekalet ücreti alacağına karşılık fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 13.05.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 255.604,80 TL'ye yükseltmiştir. Davalı,dava dışı iş ortağı ... ile birlikte ortak işleri nedeniyle dava dışı ...'...

            Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır. Bedelsizlik iddiası, TTK’nın 687. maddesi anlamında bir kişisel def’îdir. Bedelsizlik bir kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebilir. Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı TBK’nın 77 ve devamındaki maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir....

              Dava, davacı aleyhine bonolara dayalı olarak 150.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 198.631,89 TL üzerinden başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde harca esas değer 15.000,00 TL olarak gösterilmiş, bu miktar üzerinden harç yatırılmış ve dava sonuçlandırılmıştır. Mahkemece harç eksikliği tamamlatılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre ise, mahkemenin 2005/529 esas sayılı dosyasında davacının bedelsizlik iddiasına dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunduğu, bu davada ise imza sahteliği ve faize itiraz nedeniyle menfi tespit isteminde bulunduğu, her iki davada dava sebeplerinin farklı olduğu, dolayısıyla mahkemenin 17/05/2006 tarih ve 2005/529 E., 2006/152 K. sayılı kararının bu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Hukuk Dairesi'nin 17.11.2008 tarih ve 10415 Esas 12696 Karar sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK’nun 72/V.maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez....

                İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari kira ilişkisi kapsamında imzalandığı anlaşılan senetler dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra dosyasındaki borçtan sorumlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası ile kira ödemesine istinaden yapılan ödemenin iadesine yönelik açılan alacak davasıdır. Dosyanın safahatı incelendiğinde; davanın ilk olarak İstanbul Anadolu--------. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açıldığı, anılan mahkemece ------------------ karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verildiği, süresi içerisinde gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevdi edildiği ve iş bu esasa kaydının yapıldığı anlaşılmıştır. İcra dosyası, (---------) İstanbul Anadolu ---------. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ------ Esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu----------....

                  CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında tek borç ilişkisi söz konusu olmadığını, kambiyo takibi dışında kira ilişkisi de mevcut olduğunu, buna dair 01/02/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesi de mevcut olduğunu, hatta kira borcundan dolayı açılmış icra takibinin de olduğunu, zaten malen kaydının da kira ile alakalı olmadığını gösterdiğini, davacı tarafın yaptığı banka ödemesinin, bu bono ile ilgili olmayıp, ilgili olduğu borçtan düşüldüğünü belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu