"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kambiyo senetlerine istinaden yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflarca uyuşmazlığın kira sözleşmesine istinaden verilen kambiyo senetlerine yönelik olduğu belirtildiğinden mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre, ihtilafın kira sözleşmesinden kaynaklanmış olmasına göre davacının tüketici mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece, davacının davalıya ait ... plakalı aracı kiraladığı ancak davacının kira sözleşmesine aykırı hareket ettiği, kiralanan aracın trafikten men edilerek davalı aleyhine 1.950-TL meblağlı trafik idari para cezası karar tutanağı düzenlendiği, davacı kiracının aracın kira parasını ödediğini kanıtlayamadığını, oysa ki kira parasını ödediğini ispat külfetinin kiracı ya ait olduğu ve davacının davalıya bu şekilde borçlu bulunduğu kanaatine varıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Her ne kadar uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkin de olsa davalının iddia ettiği alacağını kanıtlama yükümlülüğü bulunmaktadır.Bu kapsamda Mahkemece; davalıya alacaklı olduğunu belirterek icra takibine konu ettiği 5.650 TL 'nin hangi alacak kalemlerinden oluştuğu açıklattırılarak ve davalının 4....
Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....
Dava, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan ve icra takibine konu edilen senedin kira sözleşmesi nedeniyle verildiği iddiası ile açılan menfi tespit/istirdat davasıdır. HMK'nın 4. maddesine göre, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir....
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere açılan dava kira aktinin feshiyle birlikte oluşan menfi zararın tahsili, kira alacağı ve teminat senetlerinin iadesi istemine ilişkindir. HUMK.nun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre kira sözleşmesine dayanan aktin feshi yahut tespit davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalarda, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılır. Eldeki davanın yukarıda açıklanan ve mahkemece de kabul edilen niteliği uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmekte olup, mahkemece yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması doğru değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 01.01.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden icra takibi başlatıldığı, borçlunun kira sözleşmesini ve imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği, kira sözleşmesinin kesinleştiği, İİK'nın 63. maddesine göre borçlunun 62. maddede belirtilen istisnalar dışında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği, bu kapsamda davalı borçlunun bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde takibin dayanağı kira sözleşmesine açıkça itirazda bulunmasının sonuca etkili olmadığı, kira sözleşmesinin "Hususi Şartlar" bölümünün 1. maddesinde kiracının mecuru başkasına devir edemeyeceği, kiraya veremeyeceği ve ortak alamayacağı hükmüne yer verildiği, kiracılık sıfatının halen devam ettiği anlaşılmakla davalı borçlunun husumet itirazının yerinde olmadığı, icra mahkemesinin itirazın kaldırılması ve tahliye davasında, menfi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmediği, TBK’nın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı alacağa yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi yoktur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, kira sözleşmesine dayalı tespit ve tazminat istendiğine göre, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Ümraniye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2013/8049 Esas sayılı dosyası ile kira borcundan dolayı haklarında icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak kira sözleşmesinin davalı tarafça sahte olarak düzenlendiğini, sözleşmedeki imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürerek, bu kira sözleşmesine dayalı herhangi bir kira ilişkisinin ve borçlarının bulunmadığının tespitini talep etmişlerdir. Davalı; davacı ile kira ilişkisinin ilk olarak 05/08/2004 tarihli ve beş yıllık kira sözleşmesi ile başlayıp 01/02/2009 tarihli ve bir yıllık sözleşme ile devam ettiğini, son olarak da takibe konu 05/08/2010 tarihli kira sözleşmesi yapılarak kira ilişkisini devam ettirdiklerini, dayanak sözleşme altındaki imzanın şirket yetkilisi olan davacı ...’e ait olduğunu, şirket kaşesinin de sözleşmede bulunduğunu, davacıların kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2013/8049 Esas sayılı dosyası ile kira borcundan dolayı haklarında icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak kira sözleşmesinin davalı tarafça sahte olarak düzenlendiğini, sözleşmedeki imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürerek, bu kira sözleşmesine dayalı herhangi bir kira ilişkisinin ve borçlarının bulunmadığının tespitini talep etmişlerdir. Davalı; davacı ile kira ilişkisinin ilk olarak 05/08/2004 tarihli ve beş yıllık kira sözleşmesi ile başlayıp 01/02/2009 tarihli ve bir yıllık sözleşme ile devam ettiğini, son olarak da takibe konu 05/08/2010 tarihli kira sözleşmesi yapılarak kira ilişkisini devam ettirdiklerini, dayanak sözleşme altındaki imzanın şirket yetkilisi olan davacı ...’e ait olduğunu, şirket kaşesinin de sözleşmede bulunduğunu, davacıların kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....