"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek.Av...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, kira bedeli karşılığı verilen ve icra takibine konan 4 adet bononun bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, bonoların para borcuna karşılık olmak üzere düzenlendiğini, senetlerin kira sözleşmesi ile ilgisi olmadığını, davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan inceleme neticesinde; "Eldeki dava kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit davasıdır. Kambiyo senetleri kural olarak mutlak ticari davaya vücut verirler. Ancak kira sözleşmesine dayalı davaların Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde görüleceğine dair özel hüküm bundan müstesnadır. Davacı senetlerin kira sözleşmesi kapsamında verildiğini iddia etmiş, davalı da cevabında bunu inkar etmemiştir. Senetlerin kira ilişkisi kapsamında verildiği iddiasını ve uyuşmazlığın kira sözleşmesi kapsamında çözülmesi gerektiği" gerekçesi ile Sulh hukuk mahkemesi yönünden görevsizlik kararı verilmiş, davacı tarafça bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Kira alacağı için yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi davasında, icra takibinde kira ilişkisine ve takip konusu kira bedeline itiraz edilmemişse davacı alacaklıya kira ilişkisini ispat külfetinin yüklenemeyeceği, kira sözleşmenin varlığını ispat külfetinin kiraya verene ait, kira bedelinin ödendiğini, mecurun usulünce tahliye edildiğini ispat külfetinin kiracıya ait olduğu bilinmektedir....
Somut olayda, davalı şirket yetkilisi yemin beyanında "... davacı benim eski kiracım olur, kendisi ile hukuki ilişkim kiralama ilişkisine ilişkindir, kendisi işyerinden kaçarak gitmiştir, davacı -----kira borcu ve dükkana verdiği hasarlar gibi nedenden dolayı tarafıma borçları bulunmaktadır, dava konusu senette bu borçlara ilişkindir..." şeklinde beyanda bulunarak dava konusu senedin kira ilişkisi kapsamında alınan senet olduğunu belirtmiş, davacı asilde kira ilişkisini doğrulayarak mevcut depozitodan bahsetmiş olmakla, taraflar arasındaki senedin kira ilişkisi kapsamında tanzim edildiği anlaşılmıştır.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin; kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmî ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur. Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır....
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) KARAR : Antalya 7....
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkeme ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı dinlenmeden ve ihtiyati tedbir koşulları mevcut olmadan mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir şartlarından olan meydana gelebilecek değişmede kastedilenin taraflar arasında çekişmeli şey ya da yargılama konusu oluşturan şey ya da hak üzerindeki değişmeler olduğunu, dava konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığını, sözleşmede yazılı kira bedeli çok düşük olduğundan açılan kira tespit davasında mahkemece kira bedelinin 31.000 TL olarak belirlendiğini ve istinaf aşamasından geçerek bu kira bedelinin kesinleştiğini, davacının kötü niyetli olarak gecikmeli ve eksik olarak kira bedelini ödediğini, eksik ödenen bedellerden kademeli olarak işlemiş faiz ile kira alacağı mahsubu neticesi çıkarılan kira bedeli alacağı için takip başlattıklarını, kira sözleşmesinde kiranın kira başında yıllık peşin olarak ödenmesi kararlaştırıldığı için TBK'nın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kira ilişkisine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Dosyanın anılan Daireye gönderilmesine 26.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kira sözleşmesi uyarınca kiralanana yapılan giderlerin yeni kiracıdan tahsili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira ilişkisine dayandığı ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmayıp talebin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Davacılar tarafından, davalı aleyhine sözlü kira akdine dayalı olarak, 01.08.2012 tarihinde başlatılan haciz ve tahliye istekli icra takibi ile ödenmediği iddia olunan 3.000,00.-TL. kira alacağının tahsili istenmiştir. Davalı borçlu yasal sürede, icra takibine itiraz ederek, sözlü anlaşmaya göre borcunu ödediğini, şahıslara borcunun bulunmadığını beyan etmiş, sözlü kira ilişkisine, kira alacağı miktarına itiraz etmemiştir. Bu durumda taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığı ile takibe konu kira alacağı miktarının İİK.nun 269/2. maddesine göre kesinleştiğinin kabulü gerekir. Ayrıca, davalı icra takibindeki itirazlarını yargılama sırasında değiştiremiyeceği gibi genişletemeyeceğinden, mahkemece işin esasının incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....