Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan inceleme neticesinde; "Eldeki dava kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit davasıdır. Kambiyo senetleri kural olarak mutlak ticari davaya vücut verirler. Ancak kira sözleşmesine dayalı davaların Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde görüleceğine dair özel hüküm bundan müstesnadır. Davacı senetlerin kira sözleşmesi kapsamında verildiğini iddia etmiş, davalı da cevabında bunu inkar etmemiştir. Senetlerin kira ilişkisi kapsamında verildiği iddiasını ve uyuşmazlığın kira sözleşmesi kapsamında çözülmesi gerektiği" gerekçesi ile Sulh hukuk mahkemesi yönünden görevsizlik kararı verilmiş, davacı tarafça bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin; kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmî ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur. Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır....

      DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) KARAR : Antalya 7....

      Davacılar tarafından, davalı aleyhine sözlü kira akdine dayalı olarak, 01.08.2012 tarihinde başlatılan haciz ve tahliye istekli icra takibi ile ödenmediği iddia olunan 3.000,00.-TL. kira alacağının tahsili istenmiştir. Davalı borçlu yasal sürede, icra takibine itiraz ederek, sözlü anlaşmaya göre borcunu ödediğini, şahıslara borcunun bulunmadığını beyan etmiş, sözlü kira ilişkisine, kira alacağı miktarına itiraz etmemiştir. Bu durumda taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığı ile takibe konu kira alacağı miktarının İİK.nun 269/2. maddesine göre kesinleştiğinin kabulü gerekir. Ayrıca, davalı icra takibindeki itirazlarını yargılama sırasında değiştiremiyeceği gibi genişletemeyeceğinden, mahkemece işin esasının incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

        Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kira sözleşmesi uyarınca kiralanana yapılan giderlerin yeni kiracıdan tahsili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira ilişkisine dayandığı ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmayıp talebin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkeme ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı dinlenmeden ve ihtiyati tedbir koşulları mevcut olmadan mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir şartlarından olan meydana gelebilecek değişmede kastedilenin taraflar arasında çekişmeli şey ya da yargılama konusu oluşturan şey ya da hak üzerindeki değişmeler olduğunu, dava konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığını, sözleşmede yazılı kira bedeli çok düşük olduğundan açılan kira tespit davasında mahkemece kira bedelinin 31.000 TL olarak belirlendiğini ve istinaf aşamasından geçerek bu kira bedelinin kesinleştiğini, davacının kötü niyetli olarak gecikmeli ve eksik olarak kira bedelini ödediğini, eksik ödenen bedellerden kademeli olarak işlemiş faiz ile kira alacağı mahsubu neticesi çıkarılan kira bedeli alacağı için takip başlattıklarını, kira sözleşmesinde kiranın kira başında yıllık peşin olarak ödenmesi kararlaştırıldığı için TBK'nın...

          Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, Davacının, motorlu araç kira sözleşmesi ekinde bulunan senede dayalı icra takibine konu borcun bulunmadığına yönelik menfi tespit davası açtığı, Kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasına bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu, Uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanmaması halinde görevli mahkemenin kambiyo senetinden dolayı Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, Dilekçe tatilerinin tamamlanması, Kira sözleşmesinin tasdikli sunulması için süre verilmesi, İcra takip dosyasının aslının veya tasdikli suretinin celp edilmesi, Deliller toplandıktan sonra sonucuna göre görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken görevsizliğe karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/...

          Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın, davalılardan ... yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalılardan ..... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 01/02/2001 tarihli kira sözleşmesi ve 17/03/2010 tarihli temliknameye dayalı olarak davalıların hakkında icra takibi başlattıklarını, alacağın zamanaşımına uğradığını, kiraya veren konumundaki davalı ...nin sözleşmeye konu taşınmazın maliki olmadığı gibi taşınmazı kiraya verme konusunda yetkisininde bulunmadığını, kira ilişkisinin taraflar arasında hiç doğmadığını, taşınmazın davacının kayın pederi ve davalıların akrabası olan eski başbakanlardan ... ...’ın ikametine tahsis edildiğini, uyuşmazlığa konu olayda tarafların...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, davalı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak yapılan icra takibi dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafından davalı ile aralarında kiracılık ilişkisi olduğu iddia edilmiş ise de, davacı kira sözleşmesini dava dışı Süleyman Yılmaz'a vekaleten imzaladığı gibi, dava konusu edilen alacak-borç ilişkisi de kira sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki adı geçen Dairece de 2.9.2013 gün ve 2013/21575 Esas, 2013/20078 Karar sayılı kararı ile dairemizi görevli göstererek görevsizlik kararı verdiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda; davalı borçlular süresinde verdiği itiraz dilekçesinde; kira ilişkisine, alacaklının kiralayan ve borçlunun da kiracılık sıfatına, kira miktarına itiraz etmemiştir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlu ödeme savunmasını İİK’nun 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlamalıdır. Bu yönüyle uyuşmazlığın yargılamayı gerektirir bir yönü bulunmadığından mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu