DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/02/2021 KARAR TARİHİ : 05/10/2021 KARAR YAZMA TARİHİ : 06/10/2021 Ankara 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı icra dosyası alacaklısı arasındaki ilişkinin kefalet sözleşmesinden kaynaklandığını, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, icra kefilliğinin kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/1. maddesi uyarınca ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde belirtildiği üzere her iki tarafın "Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır....
İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi ve taraf beyanlarına göre menfi tespite konu takip dosyasının 2010 yılında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır. Davalı, 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesinin 20. Maddesindeki hüküm nedeni ile davacının sonraki genel kredi sözleşmesinde de sorumlu olduğunu savunmaktadır. Kural olarak kefalet sözleşmesinden tek taraflı irade ile çıkılması mümkün değildir. Kefalet mevcut bir borcun teminatı olarak verilebileceği gibi sözleşme tarihinden önce doğmuş bir borç için veya sözleşme tarihinden sonra doğacak bir borç için belli bir kefalet limiti öngörülerek kefalet sözleşmesi düzenlenebilir. Somut olayda da 2006 yılında düzenlenen genel kredi sözleşmesinden konu kefaletin doğmuş ve doğacak borçlar için verildiği açıktır. Bu durumda kural olarak bankada daha sonra düzenlenecek kredi sözleşmeleri kapsamında verilecek kredilerden de kural olarak kefil sorumludur. Diğer yandan Yargıtay 19....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/1036 Esas KARAR NO: 2021/924 DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:31/10/2018 KARAR TARİHİ :14/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, müvekkiline karşı kefalet sebebiyle kredi borcu olduğu gerekçesi ile ... İcra Müdürlüğü ... E. sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, müvekkilinin, davalı bankaya herhangi bir borcu olmadığını, davaya bakmakla yetkili adliyenin ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/16 Esas KARAR NO : 2021/762 DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/01/2020 KARAR TARİHİ : 17/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ... ...' ın eşi ...' nın davalı kooperatife 100.000,00 TL lik kredi başvurusunda bulunduğunu, davacıların güven ilişkisinden ötürü kefil olmayı kabul ettiklerini, dava dışı ...' nın 100.000,00 TL lik krediyi kullandığını, ödenmeyen taksitler nedeniyle ... hakkında icra takip işlemleri yapıldığını, kredi sözleşmesinde ...' nın gayrimenkul ipotek belgesi sunduğunu, bu ipotek belgesinin sahte olduğunu, şayet ipotek belgesi olmasaydı bankadan kredi çekilemeyeceğini, kredinin onaylanmasındaki en büyük etkenin ipotek belgesi olduğunu, müvekkillerin kendilerine gönderilen evraklar içerisinde imzaladıklarını hatırlayamadıkları kefalet...
karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının korunmaya değer ve güncel bir hukuki yararı olmadığını, her şeyden önce önemle belirtmek gerekir ki, İİK m.72/II gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davasını, ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilen kişi açabileceğini, (Yar. 19 HD 28/03/2013 T. 13762 E. - 4705 K.) menfi tespit davasının şartlarının oluşmadığını, davacı/borçlular, İİK m.66-67 gereğince icra takibi başlatılması halinde borca itiraz ederek de takibi durdurma hakkına sahip olduklarını, İİK m.68’de yazılı belgelerden bulunmayan alacaklıya karşı borçlunun borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmasında korunmaya değer ve güncel bir hukuki yararı olmadığını ( Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sf.26 ) Dolayısı ile icra takibi başlatılması halinde borca itiraz ederek takibi durdurma imkanına sahip borçlunun menfi tespit davası açmasının usul ekonomisine...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2022 NUMARASI : 2021/571 Esas - 2022/141 Karar DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Kayseri 2....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2022 NUMARASI : 2021/571 Esas - 2022/141 Karar DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Kayseri 2....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/650 Esas KARAR NO : 2023/86 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/09/2022 KARAR TARİHİ : 07/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ---- mahkememize ---- yargılama bitiminde ----fekkini, mükerrer tahsilata yönelik ---------- dosyalarında müvekkili ----- olmadığının tespitini ve icra takiplerinin davacı müvekkili açısından iptalini, davalı bankanın haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeni ile asıl alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ------- uygun tebligat yapıldığı, davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır....
İle davalı arasında imzalanan 08/10/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi için verdiği kefaletin geçersiz olup olmadığı, geçersiz olduğunun anlaşılması halinde geçersiz kefalete istinaden verilen ipoteğin de geçersiz olup olmayacağına dayalı menfi tespit ve ipoteğin fek şartlarının oluşup oluşmadığının tespit ve değerlendirilmesi istemine yöneliktir. Az yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafça hem ipoteğin hem de kefaletin geçersizliğinden kaynaklı iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla her iki istem konusu üzerinden de ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Kefalet yönünden yapılan değerlendirmede; Genel kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nın 7. Maddesinde aynen " (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar....