Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2021 NUMARASI : 2020/730 E 2021/441 K DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2020/6052 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili hakkında kira sözleşmesinin kefili olduğundan bahisle kira alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin kefaletinin TBK'nın 583. maddesindeki koşulları taşımadığından bahisle geçersiz olduğunu, müvekkilinin ödenmeyen kira bedellerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davacının icra dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitine ve %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ..ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2015 NUMARASI : 2014/687-2015/872 Taraflar arasındaki dava, eser sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı TBK'nın 581 ile 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. TBK' da kefalet sözleşmesinin geçerliliği 818 sayılı Borçlar Kanunu'ndan daha ağır şartlara bağlamıştır. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması, genel hükümlerin yanında, Türk Borçlar Kanunu'nun 583 ve 584 üncü maddelerde kefalet sözleşmesi için öngörülen koşulların varlığına bağlıdır....

      İcra Müdürlüğü’nün 2013/ 30230 Es. sayılı dosyasında takibe dayanak Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaleti nedeniyle borçlu olduğu miktarın 16.018,01.TL olarak tespiti ile, takibe bu miktar üzerinden devam edilmesine, takipte bu miktardan fazla istenilen miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacının kefalet limiti dikkate alınmadan takibe geçmiş olmasında davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece HMK'nın 26. maddesi hükmü de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak, menfi tespite hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği gözardı edilerek olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

        Ancak sözleşmenin “Kefalet Şerhi” başlığını taşıyan kısmının 1. maddesi; “Kefalet borcu; anapara ile bu sözleşme hükümlerine göre ödenmesi gereken her türlü faiz, komisyon vergi ve vekalet ücretleri ile diğer her türlü masraflar eklenerek hesaplanacak ve müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefilin sorumluluğu bütün bu hususları kapsayacaktır.” hükmünü haizdir. Anılan sözleşme hükmüyle, nakdi kredilerden kaynaklı anapara, faiz ve masraflara ilişkin borçlar kefalet kapsamına alınmışsa da gayrinakdi kredilerden kaynaklanan borçların teminat kapsamına alınmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin diğer hükümlerinde de müteselsil kefilin gayri nakdi kredilerden kaynaklı borçlardan sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 15/05/2019 NUMARASI: 2018/460 Esas - 2019/478 Karar DAVA: Menfi Tespit İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2018 NUMARASI : 2017/93 ESAS, 2018/390 KARAR DAVA KONUSU : MENFİ TESPİT (KIYMETLİ EVRAKTAN KAYNAKLANAN) KARAR : Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 10/06/2022 NUMARASI: 2014/1347 Esas 2022/486 Karar DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2022 Taraflar arasında görülen dava neticesinde; hükmün davalı vekili tarafından istinafı üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; GEREKÇE: Davanın kabulüne yönelik hüküm davalı vekilince istinaf edilmiş, dava değeri üzerinden hesaplanacak 1/4 nispi harç yatırılması gerekirken; davalı vekilince 80,70-TL maktu harç ile 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırılmış olup; eksik harcın tamamlanması konusunda muhtıra tebliği ile eksik harçların tamamlanması için dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne geri çevrilmesine karar verilmiştir. KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Yukarıda yazılı nedenlerle işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, HMK 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.16/12/2022...

              İcra Müdürlüğü'ne ait dosyada paraya çevrilmesi istenen ipotekli taşınmaz ile bağlantısı kalmayan davacının, takip dosyası açısından borçlu sıfatının kalmadığı, buna bağlı olarak, menfi tespit davası açısından da aktif husumeti bulunmadığı, davacı vekilinin, genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçerliliğinin tartışılması gerektiği yönündeki istinaf sebeplerinin, menfi tespit talebine konu olan icra takibinde borçlu sıfatı bulunmaması ve hakkında kefalet nedeniyle başlatılmış bir takip bulunmadığından yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi'nce, davacının ipotek borçlusu sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/899 E. - 2022/1864 K....

                UYAP Entegrasyonu