Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının zarara uğramasına yanlış beyanda bulunarak davalının neden olduğunu , davalı yanıltılmasa idi dava konusu taşınmazın satın almayacağını , Mahkemenin hiç değilse davacının menfi zararı konusunda bu hususu değerlendirmesi gerektiğini , davacının taşınmaz üzerindeki çok sayıda haciz ve ipoteği bilme durumu olmadığını , mahkemenin bilirkişi ve tanık delillerini göz ardı edip , sadece banka üzerinden gönderilen para bakımından hüküm kurduğunu , dava dilekçesinde talep edilen ve bilirkişi marifeti ile tespit edilip ıslahla arttırılan menfi tazminata ilişkin hüküm kurmadığını , usul ekonomisi ilkesine uygun davranmadığını, davalının , taşınmazın satımı noktasında sanki malın sahibiymiş gibi davrandığını , davacıya bilgi vermediğini , davalının işlemi yapmaya yetkili olduğına dair belgesi olmadığını düşündüklerinden bahisle Bergama 2....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı asil, davalı ile harici şekilde yapılan araç alım-satım karşılığında kendisine ciro yoluyla gelen çeki davalıya ciro ederek verdiğini, çekin karşılıksız çıkması nedeniyle arabanın iade edilmesine rağmen davalının çeki geri vermediğini ve icraya koyduğunu belirterek sözkonusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmalara gelmemiş, davaya da cevap vermemiştir....

    Mahkemece, davacının araç bedelini sözleşmeye sonradan yazıldığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 29.11.2002 tarihli harici sözleşme ile davalıya sattığı dairenin tapusunu, davalının gösterdiği ... ...'ye devretmiş olmakla geçersiz olan harici sözleşmenin geçerlilik kazandığı tartışmasızdır. Harici sözleşmede satış bedelinin bir bölümünü oluşturan aracın değeri 10.000 Dolar olarak kararlaştırılmış, ancak davalı bu bedelin sonradan ilave edildiğini savunmuş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Mahkemenin de inceleme yaptırdığı bilirkişinin "... anılan ibarenin belgeye sonradan ilave olunmadığı...." doğrultusunda rapor düzenlendiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

      Davalı vekili; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, esas yönünden ise araç alım satımı ile uğraşan müvekkili şirketin, araçtaki hasar kaydından haberdar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davaya konu aracın, mesleki ve ticari faaliyeti kapsamında araç alım satımı ile ilgilenip ilgilenmediği belli olmayan gerçek ve tüzel kişiler arasında birkaç kez el değiştirdiği, bu nedenle genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, araç alım satımı ile uğraşan davalı tarafından geçerli araç satım sözleşmesiyle davacıya satılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla, satım bedelinden indirim yapılması istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 29.06.2009 No : 23-335 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, arsa alım satımı nedeniyle müvekkilince keşide edilerek davalının kardeşine teslim edilen ve sonrasında bedelsiz hale dönüşen iki adet senedin davalı yanca ele geçirilerek boş kısımları doldurulmak suretiyle müvekkili aleyhine takibe konu edildiğini, oysa müvekkilinin davalıyla bir ilişkisinin bulunmadığını belirterek, müvekkilinin davalıya takip konusu borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı yanca kanıtlanamayan davanın reddine ve yasal koşulları oluştuğundan asıl alacak tutarının % 40’ına tekabül eden 392....

          İcra Müdürlüğü’nün 2010/9676 E. sayılı dosyalarına yönelik menfi tespit ve istirdat davasıdır. Dava dilekçesinde yapılan açıklamalarda davacının her iki takip dosyasına yönelik ne miktarda menfi tespit davası açtığı açıklanmamış, ancak 100.-TL üzerinden harç yatırılarak menfi tespit davası kısmi olarak açılmıştır. Menfi tespit davasının kısmi olarak açılması usulen mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacının dava konusu yaptığı her iki takip dosyasında kendisinden talep edilen alacak miktarlarından ne kadarı için menfi tespit davası açtığı açıklattırılmalı ve yapılan bu açıklamaya göre eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmelidir. Dava dosyasında, davacının takip öncesi sebeplere dayanarak kendisinden sorumlu olduğu miktarlardan daha fazla talepte bulunulduğunu iddia ettiği, ayrıca takip sonrası menfi tespit sebebi olarak, yaptığı harici ödemelerin de icra dosyasına yansıtılmadığını iddia ettiği görülmektedir....

            Somut olayda araç satıldığında araçla ---- olmadığı gibi, davacı---- hali hazır hali ile teslim aldığını, davalı aracı tekrar alırken ---- fiyatına alınacağını beyan etmiş, davalı başkaca ----- bulunmamıştır. Alıcı davacının ticari aracın satın alınması sebebiyle herhangi bir muayene ve mevcut ayıpları tespit etmiş olduğu dosyadan anlaşılmamıştır. Dolayısıyla, satıcının ağır kusurundan söz edilemeyecektir. Diğer bir anlatımla, davacının satım anında aracı muayene ve varsa mevcut ayıplarını tespit yükümlülüğünü yerine getirmediği, satışta araca ilişkin --------kaydının bulunmadığı dikkate alındığında mezkûr aracın satımı nedeniyle davalının sorumlu bulunm adığı Sayın Mahkemelin takdirindedir.'' denilerek görüş belirtilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava alacak davasıdır....

              Mahkemece; davacının davalı ile arasındaki araç yakıtı alım satımı hukuki ilişkisi bakımından temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiye dayalı alacak iddiasını 2 adet veresiye satış senedindeki imzaların davalı eli ürünü olduğunun tespit edilmesi nedeniyle bu senetlerdeki toplam 4.650 TL miktar yönünden iddiasını ispatladığı, diğer veresiye satış senetlerindeki alacak yönünden davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının asıl alacak ve işlemiş faize itirazının iptaline, takibin 4.650 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile iki adet araç satışı için anlaşarak alacaklısının ..., borçlusunun ... olduğu 65.000 TL'lik senedin müvekkili tarafından ciro edilerek davalıya verildiğini, ancak davalının edimini yerine getirmediğini ve müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını ileri sürerek müvekkilinin .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/252 E. sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibe konu senedin iptaline, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının takip dosyasında, 06.02.2013 tarihli haciz tutanağında borcu kabul beyanı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, .......

                  şeklinde düzenlendiği, dosyada verilen tedbire ilişkin teminat yatırılmadığı görülmekle tedbir kararının uygulanmadığı, yasanın amir hükmü gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği,Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazası nedeniyle davalının aracının onarım bedelinin icra takibindeki alacak miktarı ile uyumlu olduğu, davacı tarafça icra takibine konu alacak, alacağın feri ve masraflarını ödemesini yaparak borcu sona erdirdiği, davacının icra takibindeki alacak miktarı bakımından borçlu olduğu anlaşılmakla, mahkememize açılan menfi tespit davası, istirdat davası ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği,Davalı yanın icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesinde; menfi tespit davasında, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar ile birlikte borçlu (davacı) aleyhine takdir edilecek tazminat, İİK'nın 72/4. maddesinda hükme bağlanmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu