İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz,menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından ödeme emirlerinin iptali talebine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı uyarınca belirgin şekilde Dairemizin işbölümü alanı içine girmemektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz incelemesi Dairemezin görev alanına girmediği görülmekle, inceleme yapacak Dairenin belirlenmesi için dava dosyasının YARGITAY HUKUK İŞ BÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 17.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kamu borçluları açısından 7 günlük sürenin geçirilmesi halinde menfi tespit davası açma hakkı bulunmamaktadır; ancak 3. kişiler bakımından menfi tespit davası açma süresi 6183 sayılı Kanunu 79. maddesi uyarınca 1 yıldır. Somut durumda Mahkemece, davacının kamu borçlusu olup olmadığı araştırılmalı, davacının kamu borçlusu olmaması halinde itiraz süresiyle bağlı olmadığı gözetilerek, açılan dava menfi tespit davası olarak kabul edilip davanın esasına girilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. "denilmiştir. Haczin kaldırılması istemi ise herhangi bir süreye tabi değildir....
Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması durumunda, yapılan bu tebligat ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret olduğu için, açılan davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi ve sonucuna göre menfi tespit istemi bakımından bir değerlendirme yapılması gerekecektir....
Davacılar tarafından açılan menfi tespit davasıyla birlikte takibin durdurulması talep edilmiş olup, mahkemece İİK'nun 72/3 maddesi uyarınca, dava değerinin %15'i tutarında teminatın yatırılması halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına ve davacıya ait araç üzerine konulan haczin kaldırılması yönündeki tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, teminatlı veya teminatsız takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, İİK'nun 72/3. maddesi gereğince, alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebilir. İlk Derece Mahkemesi'nce bu yöndeki tedbir talebi kabul edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/834 Esas sayılı menfi tespit davasına ilişkin dosyasında verilen 29.09.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile "icra takibinin 28.09.2021 tarihinden önce açılmamış olması kaydıyla talebe konu bonolar hakkında icra takibinin borçlu yönünden yapılmasının tedbiren durdurulmasına karar verildiği, takipten önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemece, 29.09.2021 tarihli ara kararı ile davacı hakkında menfi tespit davasına konu beş senet hakkında yeni takip yapılmamasına karar verildiği, anılan tedbir kararı nedeniyle tedbire konu senetler hakkında icra takibine başlanılması mümkün olmadığı, bu tedbir kararına rağmen yapılan takibin iptal edilmesinin gerekli olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile yapılan takibin iptaline karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi Dava, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Hukuk Dairesi Dava, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ....Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davada Konya 2. Asliye Hukuk ile Konya 1. Aile Mahkemesince verilen ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, boşanma davaları devam eden taraflar arasında eşya alacağı nedeniyle başlatılan icra takibinde yanlış adres gösterilerek kanuna aykırı tebligat yapıldığı iddiasıyla menfi tespit davasının kabulü ile takibin iptali ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 25/II. maddesinde “iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; dosya içerisinde, Konya 1....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/255 Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhinde menfi tespit davası açtığını, davacının müvekkili aleyhinde ikame etmiş olduğu menfi tespit davasının taraflarınca dava konusu taşınmaz üzerine haciz eklettirdiği tarihten çok sonra olduğunu, İİK gereğince haczedilmezlik iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük yasal şikayet süresi içinde yapılmadığını, bu nedenle öncelikle süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu evde kendisinin oturmadığının yapılan 103 davetiyesi ile tespit edildiğini, davacının ikamet etmediği bir ev için, tamamen kötü niyetli olarak, müvekkilin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla meskeniyet iddiasında bulunduğunu, davacının müvekkiline borcunu ödemediğini, davacının, başlatmış olduğumuz icra takibinden mal kaçırmak amacıyla ikinci bir taşınmazı muvazaalı bir şekilde takibin başlamış olduğu gün eşine devrettiğini,mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine...
Taraflar arasındaki haczin kaldırılması ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dosya arasında, uyuşmazlığı aydınlatmaya yeterli belgelerin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafça, ... ili ......