Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 89/4 maddesine dayalı olarak açılan iş bu menfi tespit davasının davacısı olan ... ise, kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. Kişi konumunda olup, onun tarafından açılan menfi tespit davası yönünden mutlak ticari dava söz konusu değildir. Kaldı ki, İİK'nun 89. Maddesi uyarınca menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece bu husus gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.'' şeklindedir. Somut olayda, her ne kadar davacıya haciz ihbarnamesi gönderilen takip dosyasınında takip dayanağı bono ise de, bu bono eldeki davanın tarafları yönünden dava konusu değildir. Eldeki davanın konusu İİK'nın 89. maddesi uyarınca davacının yedinde sayılan borçtan dolayı açılan menfi tespit isteminden ibarettir. Eldeki davada değerlendirilmesi gereken takip borçlusu dava dışı ...'...

    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacının davalı tarafından kendilerine tebliğ edilen haciz ihbarnamesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....

      ın, çalışmamakta olan son bir kaç ay öncesine kadar da cezaevinde olan biri olduğunu, Bu nedenle takip safahati içinde önce borçlu babasına haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bir vesile ile kesinleşen haciz ihbarnamesine karşı babanın açtığı davanın da kazanıldığını bu ihbarnamelere yapılan itirazların kabul edildiğini, Borçludan tahsilat yapamayacağını anlayan alacaklı tarafın, sonradan vefat eden babadan sonra bu kere davacı anneye 1.haciz ihbarnamesi gönderdiğini, özellikle pandemi döneminde kendisi de rahatsızlanan ve açıkçası yasal yollardan da bi haber olmasından dolayı itiraz edemediğini, bunu fırsat bilen davalı taraf vekili aracılığıyla bu kere 2.haciz ihbarnamesi yolladığını, bu itirazın da süresinin geçirildiğini, En son ... tarihinde tebliğ edilen 3.haciz ihbarnamesini aldığını ve işbu davanın açılması gereğinin doğduğunu, Müvekkilinin, yıllardır ev hanımı olup, herhangi bir geliri olmayan biri olduğunu, Dolayısıyla oğluna bir borcu da olmadığını, Zaten oğluyla arasının...

        Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 09/04/2019 KARAR TARİHİ : 23/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan 3....

          Şti. vekili; takip borçlusu şirketin sahibi olduğunu beyan eden ... isimli kişi tarafından müvekkili şirketin dolandırıldığını, adı geçen şirket sahibi ile davacının arkadaş olduklarını, bu nedenle davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacının haciz ihbarnamesine itiraz etmeyerek davanın açılmasına sebebiyet verdiğini belirterek yargılama giderinden davacının sorumlu tutulmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiş, diğer davalı takip borçlusu şirket davaya cevap vermemiştir....

            Kesinleşen icra hukuk mahkemesi kararına göre haciz ihbarnamelerine verilen cevapların itiraz mahiyetinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekiline hangi maddeye dayalı olarak menfi tespit davası açıldığının açıklanması istenmiş davalı vekili hukuki nitelendirmeyi mahkemeye bırakarak menfi tespit ve istirdat talep ettiğini beyan etmiştir. Son celse beyanında ise İİK 89/5 maddesine göre dava açtığını beyan etmiştir. Somut olayda, 3. haciz ihbarnamesinin davacı/3. kişiye 07.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği eldeki davanın ise 08.04.2017 tarihinde İİK 89. Maddesinde hüküm altına alınan 3. Haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde menfi tespit davası açılması gerektiğine ilişkin kanunda açıkca belirtilmiş hak düşümü süresinin geçmesinden sonra açıldığı anlaşılmakla Mahkemece açıklanan gerekçe doğrultusunda verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde olmayan istinaf talebinin reddi gerekmiştir....

            Tüm dosya kapsamının incelenmesinden; davalı ... tarafından borçlu ... aleyhine İcra Müdürlüğü'nün 2012/9863 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, kesinleşen takip dosyasından davacı adına çıkartılan 1. haciz ihbarnamesinin 30/10/2012 tarihinde, 2. haciz ihbarnamesinin 30/11/2012 tarihinde, 3. haciz ihbarnamesinin ise 15/01/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 23/01/2013 tarihinde eldeki menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın, İcra ve İflas Yasası'nın 4949 sayılı Kanun ile değişik 89/1, 2, 3. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası olduğu dikkate alınarak, işin esası hakkında inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

              Bu durumda davacının, kesinleşen istihkak iddiasının reddi kararına karşı menfi tespit ve istirdat davası açması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin tazminat talebinin ise kötüniyetin tespit edilememesi ve tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazmini yönünden zararın ispatlanması koşuluyla HMK'nun 399. Maddesine göre açılan bir dava bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                Davalı vekili, müvekkilinin davacıya İİK'nun 89/1-2-3 maddelerine göre haciz ihbarnamelerini usulune uygun tebliğ etmesine rağmen davacının süresinden sonra menfi tespit davası açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, İİK'nun 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit davasının kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilen üçüncü kişi tarafından tebliğden itibaren 15 gün içinde açılması gerektiği, davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin 28.11.2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacının 15 günlük yasal süreyi aşarak 10.06.2015 tarihinde menfi tespit davası açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir.    1-Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.' şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, davalı kurum tarafından 3.467,63 TL borç için 02.01.2012 tarihinde haciz ihbarnamesi düzenlenmiş ve bu ihtarname davacıya 17.01.2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı 06.02.2012 tarihinde itiraz etmiş ise de yapılan itiraz süresinde olmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu