WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinde kullandırılan kredi borcunun teminatı amacıyla ipotek veren 3.kişi konumundadır. Davalı, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılması neticesinde kredi borcunu ödemiş ve alacaklıdan alacağı temlik alarak icra takibine devam etmiştir. Genel kredi sözleşmesi ve ipotek tesisi aynı gün yapılmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 596/4. maddesinde “ ...Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.” denilmiştir. Somut olayımızda, genel kredi sözleşmesi ve ipotek tesisi aynı gün yapılmış olması nedeniyle, rehin veren 3. kişinin, kefile karşı rücu hakkını kullanabilmesi için kefille arasında bir anlaşma olması gerekir....

    İcra Müdürlüğünün 2013/3164 esas sayılı icra takibi yaptığını ,takip konusu borcun hangi Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığının belli olmadığını ,kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu ,yeni tarihli Genel Kredi Sözleşmesi varken eski tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırılmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu ileri sürerek takip konusu borcun hangi Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak tahsis edildiğinin tespit edilmesini ,müvekkillerinin 23.05.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine kefaletinin geçersizliğinin tespit edilmesini ve sonraki tarihli Genel Kredi Sözleşmesi varken önceki tarihli Genel Kredi Sözleşmesine dayalı kredi tahsis edilmiş ise bu tahsisin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunun tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ,müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu ......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1035 Esas KARAR NO : 2021/213 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/11/2018 KARAR TARİHİ : 26/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ...'ın, davalı Banka ile dava dışı ...Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 19.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini ve söz konusu GKS eki mahiyetindeki 1.000.000,00 TL tutarındaki senedi keiıl sıfatıyla imzalayarak teminat olarak davalı Banka’ya teslim ettiğini, dava dışı şirketin GKS den kaynaklanan ödemelerini düzenli olarak yaptığını, müvekkilinin ortağı bulunduğu dava dışı şirketteki hisselerini 15.04.2015 tarihinde diğer ortak olan ...'a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, bahse konu hisse devrinin ... 24....

        Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacıların davalıya borçlu oldukları anlaşılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık 26/02/2010 tarihli ticari işletmeye ilişkin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Bu durumda ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinden doğan ihtilafın çözümünde görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Tüketici mahkemesi sıfatıyla davanın görülmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davadışı ...Uluslararası Paz. Tic. Ltd. Şti. ile ... A.Ş. arasında, 08.05.2000 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin de sözkonusu sözleşmede 30.000-TL ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefil olduğunu, davadışı ... A.Ş.'...

            Mahkememizce alınan 01/03/2024 tarihli bankacılık ve finans uzmanı bilirkişisinden alınan raporda bilirkişi; Dava dışı Asıl Borçlu ----------- ile davalı banka ... ----------- şubesi arasında; + 24.01.2011 tarih ve ------------- Nolu Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, Davacı ...’ın; - 24.01.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi Ek.2 A Cari Hesap Kredi Sözleşmesini 65.000 TL Limit ile müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, - 24.01.2011 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde 76.500 TL limitli EK.3 A Ek Kefaletname ile Dava dışı ----------- Bankadan kullandığı ve kullanacağı Kredilere müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, + 02.04.2013 tarih ve ---------- Nolu Ticari Kart Sözleşmesi akdedildiği, Davacı ...’ın; - 02.04.2013 tarihli Kefalet Sözleşmesi ile 194.959,90 TL Azami limitli 10 Yıl süreli müteselsil kefil olarak imzası bulunduğu, Dava dışı Asıl Borçlu ------------ ile davalı banka ... ----------- şubesi arasında akdedilen sözleşmeye istinaden, banka tarafından asıl...

              Esas sayılı icra dosyasında hukuk ve usule aykırı olarak icra takibi başlatıldığı, davacının şirket hisselerini aktif ve pasifleriyle birlikte devrettiğinden davacının, şirket borçlarına karşı kefalet sorumluluğu da bulunmadığı, müteselsil kefalet şartları oluşmadan davacı hakkında takip yapıldığından ve takip öncesi davacıya bu konuda ihtarname gönderilmediğinden yapılan takibin usulsüz olduğu ve iptali gerektiği, takip dayanağı olarak gösterilen kredi ve kefalet sözleşmesi ile ekleri belirli olmadığından ve genel işlem koşulları niteliğinde olduğundan davacı yönünden geçersiz olduğu, davalının somut olayda dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve hakkını kötüye kullandığından menfi tespit davasını ikame etmiş ve borçlu olmadığının tespit edilmesi talep edilmiş olup, Toplanan deliller, celp edilen kredi sözleşmeleri, alınan bilirkişi raporları, incelenen takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 6098 sayılı Borçlar Kanunu özel hükümler 15. Bölüm de II....

                (HGK. 23.10.2002 19-866/845).Borç sıfırlandıktan sonra borçluya tekrar kredi kullandırılması yeni bir borç ilişkisi niteliğinde olmadığından, sözleşmeden doğan kefalet sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle davacı banka ile kredi borçlusu arasındaki kredi ilişkisinin henüz tamamen sona ermediği hallerde, sözleşmede belirtilen limitle sınırlı kalınmak kaydıyla borca kefalet etmiş ve B.K.'nun 493. ve 494. maddesinde yer alan haklardan feragat etmiş bulunan kefil bir tarihte hesabın sıfırlanması nedeniyle sorumluluktan kurtulmaz. Somut olayda davalı tarafından imzalanan 14.04.2010 tarih ve 60.000.-TL tutarlı kredi sözleşmesi süresiz genel kredi sözleşmesi olup, bu kredi sözleşmesine istinaden dava dışı borçluya kredi kullandırıldığı anlaşılmaktadır....

                  (HGK. 23.10.2002 19-866/845).Borç sıfırlandıktan sonra borçluya tekrar kredi kullandırılması yeni bir borç ilişkisi niteliğinde olmadığından, sözleşmeden doğan kefalet sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle davacı banka ile kredi borçlusu arasındaki kredi ilişkisinin henüz tamamen sona ermediği hallerde, sözleşmede belirtilen limitle sınırlı kalınmak kaydıyla borca kefalet etmiş ve B.K.'nun 493. ve 494. maddesinde yer alan haklardan feragat etmiş bulunan kefil bir tarihte hesabın sıfırlanması nedeniyle sorumluluktan kurtulmaz. Somut olayda davalı tarafından imzalanan 14.04.2010 tarih ve 60.000.-TL tutarlı kredi sözleşmesi süresiz genel kredi sözleşmesi olup, bu kredi sözleşmesine istinaden dava dışı borçluya kredi kullandırıldığı anlaşılmaktadır....

                    Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinin iptali istemidir. Borcu bulunmayan kişilerce bir hak veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan dava, menfi tespit davasıdır. Borçlu bu davayı, alacaklı tarafından bir icra takibi başlatılmadan önce açabildiği gibi, takip sonrasında da açabilmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu