Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada genel kredi sözleşmesine kefaletten dolayı ödenmeyen kredi borcunun tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, karşı davada ise aynı icra takibinden dolayı borçtan sorumlu olunmadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası. 2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 ve 72 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gerek hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl davada davacı vekilinin tüm, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2....
Somut olayda muris ...’nın mirasçıları olan davacılar mirası reddetmişler ve keyfiyeti takip dosyasına sundukları dilekçe ile alacaklıya bildirmişlerdir. TMK 611 maddesi uyarınca mirasın reddi halinde tereke tüm hak ve borçları ile mirası reddetmemiş diğer mirasçılara geçecek olup tereke borçlarında mirası reddetmiş olan davacılar sorumlu tutulamaz. Davalı vekili mirasın reddinin iptaline ilişkin dava açacaklarını bildirmiş ise de mirasın reddi tarihinden ve reddin takip dosyasına bildirildiği tarihten itibaren yasal altı aylık sürede dava açılmadığı görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf dilekçesinde özetle; reddi miras kararı verildikten sonra icra takibi başlatıldığını, bankanın reddi miras kararından haberdar olduğunu, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin müvekkili davacı üzerinde bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 353. Maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır Dava davacının murisine ait kredi kartı borcunun kendisine intikal etmesi üzerine başvurulan menfi tespit talebidir. Taraflar arasında, davacının yasal süresi içersinde mirası reddettiği bu sebeple menfi tespit talebinin yerinde olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davalının dava açılmasına sebebiyet verip vermediği, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılıp bırakılmaması noktasında toplanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici) Taraflar arasındaki menfi tesbit hukukuna ilişkin davada ... 3. Asliye Hukuk (Tüketici) ile 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ticari kredi sözleşmesine dayalı menfi tesbit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında ticari kredi sözleşmesi düzenlendiği, 15.09.2005 tarihinde 341.000.000.- TL. için menfi tesbit davası açıldığı anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; ticari kredi kullanım sözkonusu olduğuna göre 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2....
DAVA : Menfi Tespit (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/03/2013 KARAR TARİHİ : 23/12/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2022 Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/331 esas sayılı dosyasıyla mirasın gerçek reddi davası açtığını ve dava sonucunda davanın kabul edilerek mirasın üç aylık yasal süre içerisinde kayıtsız ve şartsız reddedildiğinin tespiti şeklinde hüküm kurulduğunu, bu kararın 31/10/2018 tarihinde ise kesinleştiğini, davalı banka tarafından açılan icra takibinden önce müvekkiline müteveffanın yasal mirasçısı sıfatıyla ödenmeyen kredi ile ilgili muaccel hesap kat ihtarnamesi yollandığını, bu ihtara cevap olarak da müvekkili tarafından Antalya 6. Noterliğinin 07/06/2019 tarihli 15894 yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı bankaya keşide edildiğini ve keşide edilen ihtarnamede ise müteveffa için Tarsus 1....
Davalı vekili, mirasın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların kötüniyetle borçtan kurtulma gayreti içinde olduklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacılar tarafından mirasın reddedildiği hususu mahkeme kararı ile ... olduğu, dolayısıyla davacılar aleyhine icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4822 sayılı yasayla değişik 3-e maddesi hükmüne göre davacıların (... hamilinin mirasçılarının) tüketici olarak kabulü gerekir. Öte yandan dava konusu kredinin 4077 sayılı yasanın 10. maddesinde düzenlenen tüketici kredisi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Aynı yasanın 23. maddesinde ise “ bu kanunun uygulanması ile çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemesinde bakılacağı” hükme bağlanmıştır....
Zira taraflar arasındaki temel uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin fekki istemine ilişkin olup uyuşmazlığı doğuran temel ilişki genel kredi sözleşmesi olup genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar TTK'nun 4/1-f maddesi kapsamında kalmaktadır. Genel kredi sözleşmesi yasa ve yerleşik içtihatlar dikkate alındığında bankacılık işlemi niteliğindedir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun 01.09.2021 tarihli kararı gereğince;"Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.13.14.Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
ın 22.02.2009 tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak müvekkilinin kaldığını, müvekkilince yasal sürede mirasın reddi davası açıldığını, davanın kabul edildiğini, davalı bankanın icra takibi başlattığını, ödeme emri ekinde borcun sebepleri ve dayanağı evrakları görmeden borçlu olmadığından bahisle itiraz ettiğini, açılan davada müvekkilinin dosyadaki kredi sözleşmesindeki imzayı görünce müvekkiline ait olmadığını anladığını ve imzaya itiraz ettiğini, ancak mahkemenin bu talebi reddederek itirazın iptaline karar verdiğini, imzanın muhtemelen müvekkilinin ölen eşi tarafından bilgisi dışında imzası taklit edilerek atıldığını, imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu takiple ilgili olarak davalı banka tarafından Uşak 1....
Menfi tespit davasında davacı tarafından borçlu olunmadığının tespitinde hukuki yarar bulunması gerekir. Hukuki yararı oluşturan ise davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan ihtar ve/veya icra takibidir. Bir başka anlatımla davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan ihtar ve/veya icra takibi yok ise, salt sözleşmenin varlığı ileri sürülerek sözleşme nedeniyle menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmelidir. Somut olayda da davacı yan hesap kat ihtarnamesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davasını da kefalet sözleşmesine ilişkin eş rızası belgesindeki eş imzasının inkarına dayandırmıştır. Nitekim davacı yan da dava dilekçesinde hesap kat ihtarnamesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....