Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre davacının dava dışı Talat Karaca ile davalı banka arasında imzalanan 28/05/2014 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini 100.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı banka tarafından bu genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı Talat Karaca'ya 29/05/2014 tarihinde 20.000,00 TL,15/01/2015 tarihinde de yine 20.000,00 TL kredi kullandırıldığı görülmüştür. Dava konusu kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğunun belirlenmesi gerekmektedir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre davacının dava dışı Talat Karaca ile davalı banka arasında imzalanan 28/05/2014 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini 100.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı banka tarafından bu genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı Talat Karaca'ya 29/05/2014 tarihinde 20.000,00 TL,15/01/2015 tarihinde de yine 20.000,00 TL kredi kullandırıldığı görülmüştür. Dava konusu kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğunun belirlenmesi gerekmektedir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı ...'ın davalı bankadan çektiği kredinin kefili olduklarını, bu kredi borcunun ödenmesine rağmen bankaca, müvekkillerinden ödenen krediye ilişkin olarak alınan boş senedin, dava dışı ...'ya sonradan kullandırılan kredi borcu nedeniyle doldurularak takibe konulduğunu, müvekkillerinin kefili oldukları kredi borcunun ödendiğini bildirerek takibin iptali ile müvekkillerinin bu kredi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların kefil oldukları genel kredi sözleşmesine göre, davacıların sözleşmede belirtilen 100.000 TL'si kadar asıl borçlu ...'...

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, hakkında kısıtlılık kararı alınan ...nin dava dışı borçlu tarafından aldatılarak kredi sözleşmesine kefil olarak imzasının alındığını, vasisi kızı ...'a menfi tesbit davası açması için Sulh Hukuk Mahkemesince husumet izni verildiğini ileri sürmüş ve müvekkilinin borçlu olmadığının tesbiti ile %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      Ziraat Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili mevzuat hükümlerince mirası red süresi üç ay olup bu süre hak düşürücü nitelikte olduğunu, davacının reddi miras hakkı süre bakımından düştüğünden huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkil banka tarafından, dava dışı müteveffa T7 ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, mirasçılarının mirasın hükmen reddi koşullarının oluştuğu ve bu nedenle dava dışı müteveffanın müvekkil kuruma olan borçlarından sorumlu olmadığı iddiasıyla huzurdaki davayı açtığını, davacının mirası reddetmiş sayılabilmesi için ya dava dışı müteveffanın ölüm tarihinde aczinin açıkça belli olması ya da aciz durumunun resmi evrakla tespit edilmiş olması gerektiğini, müteveffanın ölüm tarihinde ödemeden aczi bulunduğuna dair herhangi bir evrak bulunmadığını, bu nedenle davacının mirasbırakanın ölüm tarihinde ödemeden aciz bulunduğunun açıkça belli olduğunu ispatla mükellef olduğunu, müteveffanın ödeme aczine dayanak olarak...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin babası ve murisi ...'ın 2006 yılından itibaren fiil ehliyeti olmadığı halde davalı kooperatifçe muris aleyhine 2008 yılında imzalanan ipotek ve kredi sözleşmesine dayanılarak icra takibi yapıldığını, başlatılan icra takibinin ve dayanak sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek, borçlu olunmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

        -TL cari hesap borcunun bulunduğu ve davacının kefilliğinden kaynaklı borcun kapanmadığı ve davacının sorumluluğunun bu nedenle devam ettiği tapu iptal ve tescil davası ile menfi tespit ve istirdat davasının koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ...'a 19.03.2013 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ancak ...'...

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından menfi tespit davası açılmışsa da davacının açılan bu davadan hukuki bir yararının bulunmadığını, bu davanın icra dosyaları infaz olduktan sonra açıldığından menfi tespit davası adı altında açılmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili banka ile borçlu Emel Albay arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla taraf olduğunu, davacıya ait taşınmazların da dava dışı kredi borçlusu Emel Albay'ın bankadan doğmuş ve doğacak kredi borçlarına karşılık müvekkili banka lehine ipotek ettirildiğini, ipotek senetlerinin 1.maddesinde T.Halk Bankası A.Ş....

          Şti. ile Halkbank Nalçacı Şubesi arasındaki 17.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesine müvekkilinin kefil sıfatı ile imza attığını, kefalet limitinin 500.000,00 TL olduğunu, asıl borçlu şirketin kredi borcunu 05.02.2018 tarihinde 2.900.000,00 TL olarak EFT yoluyla davalı bankaya ödediğini, tüm borç ödendiği, hesap kapatıldığı ve şirket tarafından başkaca kredi kullanılmadığı, akabinde müvekkilinin kefilliğinden dolayı banka tarafından tesis edilen tüm ipotekler fekkedildiği halde bankanın ödenmiş borcu ihtiyati haciz ve icra takibine konu ettiğini ve müvekkilinin taşınmazları üzerine ihtiyati haciz şerhleri konulduğunu, müvekkilinin başkaca bir kredi sözleşmesine kefil vs.. olmadığını başkaca varsa kredi sözleşmelerinden müvekkilinin kapanan kredideki kefaletinden dolayı sorumlu tutulamayacağını, takipte istenen temerrüt faizi oranının fahiş olduğunu, davalı bankanın takipte haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek müvekkilinin Konya 3....

            Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının murisine ait kredi borcunun kendisine intikal etmesi üzerine başvurulan menfi tespit talebinden kaynaklandığı, murisin 06.08.2019 tarihinde vefat ettiği, bunun üzerine davacı tarafından Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 10.09.2019 tarihinde mirasın reddine dair dava açıldığı, mahkemece 18.02.2020 tarihinde davacının mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin karar verildiği, banka tarafından mirasın reddi davası açıldıktan sonra 30.12.2019 tarihli takip talebi ile davacının da aralarında bulunduğu mirasçılar aleyhine takibe devam edildiği, bu haliyle davalı bankanın mirasçılık sıfatı sona eren davacı hakkında takip başlatması mümkün olmadığından yerel mahkemenin menfi tespit ve istirdat talebinin kabulü usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin 6100 sayılı HMK 353- 1- b-1 maddesi gereğince reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu