WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların terekenin borca batık olduğu hususunu ispatlaması gerektiğini, davacılar tarafından terekenin borca batık olduğunu ispata yarayacak hiçbir delil ve belge dosyaya ibraz edilmediğini, terekenin borca batık olduğunun tapu, emniyet, sosyal güvenlik kurumlarından yapılacak araştırma ile ispatlanmasının gerektiğinin Yargıtay karalarında açıkça belirtildiğini, bu halde mahkemenin bu hususları re'sen araştırma görevi bulunmamakta, davanın reddi gerektiğini, yine, mirasın reddinin yasada belli usulleri bulunduğunu, davacıların mirası kabule yönelik eylem ve davranışlarda bulunmamış olması gerektiğini, bu sebeple davacıların veraset belgesi almış olması mirasın kabulüne yönelik eylem ve davranış kapsamında değerlendirilmesi ve davacıların mirası reddetmemiş olduğu kabul edilerek dava reddedilmesi gerektiğini, ayrıca, mirasın reddinin kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini, müteveffanın en yakın mirasçıları tarafından mirasın reddi yönündeki kararlarını...

Hukuk Dairesi KARAR Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ın mirasının davacı tarafından kabul edilmesi üzerine sürdürüldüğünü, daha sonra davacının terekenin borca batık olduğunun tespiti istemiyle mirasın hükmen reddi davası açtığını, davanın yargılamasının devam ettiğini, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, mirasın hükmen reddi davası ile bu davanın tarafları ve konusunun aynı olduğunu, mahkemenin Bakırköy 3. SHM'nin 2016/117 E -3482 K.sayılı süresi içinde açılmayan haksız ve hukuka aykırı dava sonunda verdiği kararı esas aldığını, mahkemenin hiçbir inceleme yapmadığını, hasımsız olarak açılan mirasın reddi davalarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, mirasın hükmen reddi davalarının haczi öncelemeye yönelik davalardan olmadığını, mirasın hükmen reddi davasının menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, bu davadan çıkacak karar ile huzurdaki davada verilecek kararların farklı olabileceğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı kişiler aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ......

      Davalı vekili, takip konusu bononun davacılar tarafından kredi sözleşmesi borcunun ödenmesinin sağlanması için verildiğini, kredi borcunun süresinde ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edildiğini, davacı olan borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiğini, davalının kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacılardan tahsilini istemiştir....

        Bu durumda mahkemece, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine banka kayıtları üzerinde yeniden inceleme yaptırılarak dava konusu kredinin takipte dayanılan 1998 ve 1999 tarihli tarımsal amaçlı genel kredi sözleşmelerinden hangisinin kapsamı içinde kullandırılmış olduğunun öncelikle saptanması, 1998 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında olduğunun belirlenmesi halinde anılan sözleşmenin 4.1. maddesi hükmü de gözetilerek cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmelerinde borcun bu tarihte sıfırlanmasının kefaleti sona erdirmeyeceği hususundaki kural uyarınca kefillerin kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarıyla sınırlı sorumlu oldukları da dikkate alınarak dava tarihi itibariyle borçluluk durumunun belirlenmesi, kullandırılan kredinin 1999 tarihli sözleşme kapsamında kaldığının tespit edilmesi halinde ise davacıların bu sözleşmeye kefaletlerinin bulunmaması nedeniyle kefalete dayalı sorumluluklarından söz edilemeyeceği gözetilerek, menfi tespit davalarında borçlu...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekiline temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken 2004 yılında üyelikten ayrıldığını ve bu konuda davalıdan ibraname aldığını, ancak davalının kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili hakkında takibe geçtiğini, takibin haksız olduğunu belirterek müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            KARŞI OY YAZISI Davacı banka tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan haciz yoluyla ilamsız icra takibine borçlu itiraz etmiş, itirazın iptali davası açılmadan, borçlu menfi tespit davası açmıştır. İnşai davalarda ve eda davalarında kural olarak hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davaları ve bu arada menfi tespit davasında ise davanın açılmasında bir hukuki yararın varlığı koşulu aranır.Davacı menfi tespit davasında davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmek, bunu açıklamak ve gerekirse ispat etmek zorundadır. Hukuki yarar menfi tespit davasında bir dava şartıdır. Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilir. Davacı borçlunun hukuki durumunun tehlikede olması, tereddüt içinde olması halinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu ödeme emrine itiraz edebileceği dönemde önünde 2 yol vardır....

              İcra Müdürlüğü'nde 2007/2225 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, oysaki 04/05/2006 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki krediye kefaletinin usulsüz bir şekilde babasının satın aldığı araçtan dolayı 29/01/2006 yılında kullandırılan 10.000,00 TL'lik kredi için diğer gerekli evraklar arasına konulmuş boş kredi sözleşmesine kefil olarak imza atan müvekkille ilgili kredi sözleşmesinin daha sonra bilgisi dışında Laloğlu Otomotiv şirketi ile bağlantılı olarak Orhan KILIÇ isimli şahsa verilen 30.000,00 TL'lik kredi için kullandırıldığını, kredi sözleşmesinin alt kısmında yazılı olan 10.000,00 TL'lik kefalet miktarının çentik atılmak ve 1 rakamı 4 'e çevrilmek suretiyle tahrifat yapıldığı iddiası ile bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası açıldığı, söz konusu kredi sözleşmesine istinaden nihai olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporuna göre kredi sözleşmesindeki imzanın T1 eli ürünü olmakla birlikte, Kredi Sözleşmesinin 20.sayfasında yer alan...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Mirasın Hükmen Reddi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, murisin terekesinin borca batık olduğunun ve bu nedenle mirasçı müvekkillerinin mirası hükmen reddetmiş sayıldıklarının tespit ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2.fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur....

              UYAP Entegrasyonu