Taraflar arasındaki dava, genel kredi sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 26.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Bankanın kredi sözleşmesine dayanan ihtiyati haciz talebi reddedilmiş olup, alacakla ilgili itirazın iptali veya menfi tesbit davası açıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Birleşen menfi tespit davasında, asıl dosya davalılar,birleşen dosya davacılar vekili, ...’ın kredi sözleşmesinde ve para çekme dekontunda imzasının bulunmadığını, bankaya borcunun olmadığını belirterek davalı bankaya borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosya davalı banka vekili, davacılar hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz etmeleri üzerine itirazın iptali davası açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında, 16/03/2009 tarihli 25.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalı ...'ında müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı,sözleşme uyarınca 16/03/2009 tarihinde davacı banka tarafından davalı ...'...
ya akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, davacının kredi sözleşmesine kefil olduğu gibi ayrıca kredinin teminatı olarak taşınmazı üzerine banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek alacaklarının tahsili için tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takipleri yapıldığını, kredi borçlusu davalının ciro yoluyla bankaya teslim ettiği davacının borçlu olduğu senedin geçerli bir senet olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı cevap dilekçesinde, davacının iddiasını doğrular beyanda bulunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalılardan ...'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1185 KARAR NO : 2021/1316 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2020/33 ESAS, 2021/152 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil; davalı banka ile davadışı Erdal Yalçın isimli şahıs arasında düzenlenen 50.000,00 TL tutarında ve 22.01.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine kefil sıfatı ile imza attığını, davadışı kredi borçlusu Erdal Yalçın müvekkilin imzası bulunan genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunu ödeyerek bu kredi ilişkisini bittirdiğini, müvekkil ise sonrasında, davalı banka ile herhangi bir borçlandırıcı işlem yapmadığını, Çorum 3.Noterliğinin 27.02.2019 tarih ve 05423 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı banka nezdindeki kefilliğinin son bulduğunu ve sonrasında kullanılacak hiçbir krediden sorumlu olmayacağını hususunu da...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1355 esas sayılı dosyası ile menfi tespite konu icra takibinden önce kayıtsız ve şartsız reddettiği, mirasın reddinden sonra davacı tarafından RR barkot nolu posta ile Ziraat Bankasına bir belge gönderildiği, belgenin gönderilme tarihinin 09/03/2020 tarihi olduğu, gönderilen bu belgenin içeriği belli olmasada mirasın hükmen reddine ilişkin verilen Sulh Hukuk Mahkemesi kararından sonra ve icra takibi tarihinden önce olması sebebiyle davacının iddiası yerinde görülerek mirasın reddi kararının Ziraat Bankası İstiklal şubesine 10/03/2020 tarihinde teslim edildiği, Sulh Hukuk Mahkemesi kararı icra takibi tarihinden sonra kesinleşmiş ise de mirasın reddi kararının Sulh Hukuk Mahkemesine verilen dilekçe tarihinden itibaren sonuç doğurduğu ve kesinleşmesi gerekmediği, davalı bankanın mirasın reddi kararına rağmen kötü niyetli olarak davaya konu icra takibini başlattığı bu nedenle davacının açılan menfi tespit davasında haklı olduğu, murisi Adnan Haner'in borcu sebebiyle...
Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610.maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2.fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir....
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9/k maddesinin banka karşısında üye işyerinin durumunu ağırlaştırması sebebiyle genel işlem koşulu niteliğinde olduğu ve TBK'nın 25.md'si uyarınca geçersiz sayılması gerektiği, kaldı ki sözleşmenin bu halinin dürüstlük kuralına da aykırı olduğu, öte yandan ceza dosyalarında davaya konu işlemlerin gerçekleştirildiği kredi kartlarının sahte kimlikler ile alındıkları tespit edilmiş ise de, davacı şirket ortaklarının sahteliği yapan kişilerle ortak hareket ettiklerine dair delil bulunmadığı, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle asıl ve birleşen alacak davasının reddine, birleşen menfi tespit davasının kabulüne, davalının davacıya 18.450 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen alacak davasında davacı, birleşen menfi tespit davasında davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Birleşen menfi tespit...
Şti ile imzalanmış olan ... tarihli 1.750.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine,...tarihli 5.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine,... tarihli 3.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine, ...tarihli 5.000.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine istinaden ticari nitelikte krediler kullandırılmış olduğunu, söz konusu sözleşmeyi dava dışı ..., ... ve ... ve davacılardan ... ,... müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış bulunduklarından kefalet limitleri gereğince borçtan sorumlu olduklarını, diğer davalı ... ise akit firmanın kullanmış olduğu kredinin teminatı olmak üzere adına kayıtlı taşınmazı davalı banka lehine ipotek vermiş olduğunu, borçluların kredi ödemelerini aksatarak temerrüde düşmesi nedeniyle, davalının görülen lüzum üzerine, ....Noterliğinin .. tarih ve ... yevmiye ile ihtarname keşide edilerek, hesap kat edilmiş olduğunu, İhtarnameler usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunu ancak verilen süre zarfında alacağımız tahsil edilmediği...
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR YAZIM TARİHİ : 08/09/2023 Mahalli mahkemesince verilen karar re'sen merci tayini yönünden dairemize gelmiş olup, dosyanın inceleme aşamasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olduğu anlaşılmış olmakla, dosya heyetçe incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İİK'nın 72. maddesine dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince, ............ düzenleme tarihli ........... vade tarihli, .......... -TL bedelli, düzenleyeni ..............