Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -İpoteğin fekki taleplerinden harç eksikliğini tamamlayamamaları nedeniyle vazgeçtiklerini, -Davalının cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davacının İstanbul ATM'de açtıkları sebepsiz zenginleşmeye dayalı davada feragat edecekleri ve davalının (bu dosyanın davacısı ) da vekalet ücreti talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığını , davadan feragat ettikleri halde vekalet ücreti vs olarak 66.879,31 TL ödediklerini ve davacının kendilerine borçlu olduğunu beyan ettiklerini, -Davalının, müvekkilinin borçlu olmadığı bir bedel için ipotek senedine istinaden takibe geçerek taşınmazı satma tehlikesi altında bulunması nedeniyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu, -Yargıtay kararlarına göre sözleşmeden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası açılabileceğini , davanın ipoteğe dayalı menfi tespit davası olduğunu , -Mahkemece menfi tespit ve ipotegin ve intifa...

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/253 Esas KARAR NO : 2018/182 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 20/04/2017 KARAR TARİHİ : 22/03/2018 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dilekçede özetle: Davalının müvekkili hakkında ... vadeli 25000,00- euro bedelli bonodan dolayı alacaklı olduğunu bu bonoyu ... Bankası'na teslim ettiğini bononun bankada kaybedildiğini belirterek ... esas sayılı dosyada tazminat davası açtığını ... esasında da zayi sebebiyle bono iptali davası açtığını belirterek böyle bir bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle: İş bu davanını derdest ... esas sayılı dava ile aynı olduğunu aynı bono hakkında menfi tespit davası söz konusu olduğunu derdestlik sebebiyle davanın reddine ve tazminat hükmedilmesini talep etmiştir....

    Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

    Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde borçlu, İİK'nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir.(Prof. Dr. ......, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014, Sh 149) Borçlunun "borcun zamanaşımına uğradığının" tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı kabul edilmektedir....

      İİK.nun 72/1. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davası için takipten önce, takip sırasında açılabileceğinden mahkemenin davacıların menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı yönündeki gerekçesi yerinde değil ise de, davacıların imzaladıkları bono ile borcu yüklendikleri bononun ikrah altında ve hataya düşürülerek alındığı yolundaki iddialarını kanıtlayamadığından, davanın bu gerekçe ile reddi doğru olup, hükmün HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca açıklanan gerekçeyle düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün belirtilen gerekçe ile düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davası hakkında... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R - Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözlşemesinden kaynaklandığı ve Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk Mahkemesi ise; davanın kira sözleşmesi ile ilgili olmadığı, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

          Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

            Mahkemece, davacının ibraz ettiği üç adet ödeme belgesinin davalı tarafından kabul ve ikrar edildiği, takip kesinleştikten sonra yapılan ödemeler nedeniyle açılan menfi tespit davasına bakma görevinin İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.01.2013 tarih, 2012/15114 Esas, 2013/1042 Karar sayılı ilamıyla; "mahkeme tarafından dava İİK.nun 71.maddesine dayalı menfi tespit davası olarak nitelendirilmiş ise de, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın teminat amacıyla verilen çekin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin bulunduğu, öte yandan İİK.nun 71.maddesinin menfi tespit davası ile ilgili olmayıp madde başlığından da anlaşılacağı üzere “İcra Mahkemesi Kararıyla Takibin Talik veya İptali”ni hükme bağladığı, menfi tespit davasıyla icra takibinin talik veya iptali...

              ATM'nin 2021/...Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını, 10/01/2021 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli 47 Nolu senet bedel kaydı kısımları doldurularak, Mudanya İcra müdürlüğü'nün 2021/...Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, müvekkili tarafça Bursa 1. ATM'nin 2021/... Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını, 10/02/2021 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli 48 Nolu senet bedel kaydı kısımları doldurularak, Mudanya İcra müdürlüğü'nün 2021/134 Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, müvekkili tarafça Bursa 2. ATM'nin 2021/... Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını,10/03/2021 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli 49 Nolu senet bedel kaydı kısımları doldurularak, Mudanya İcra müdürlüğü'nün 2021/......

                'nin 2020/85 esas, 2020/454 karar sayılı ve 4.6.2020 tarihli ilamı ile; "H.M.K’nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İ.İ.K. m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

                  UYAP Entegrasyonu