Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164) Anılan maddeye göre, aleyhine tazminat hükmedilen tarafın açacağı davanın niteliğine göre (menfi tespit veya alacak davası) icra takibi durur, lehine tazminat verilen asıl takibin borçlusu menfi tespit davası açarsa, bu dava aleyhine tazminata hükmedilen asıl takibin alacaklısı lehine sonuç doğurmayacağından, lehine tazminat verilen borçlunun, mahkeme ilamını alacaklı aleyhine icra takibine koymasına engel olmaz. Bu nedenle borçlunun açmış olduğu menfi tespit davası, yine borçlunun alacaklı aleyhine tazminatın tahsili amacıyla başlattığı icra takibini durdurmaz. Öteki deyişle, eğer aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilen asıl takibin alacaklısı, borçlunun kötü niyet tazminatını tahsil amacıyla kendisi hakkında başlattığı icra takibini durdurmak istiyorsa, genel mahkemelerde borçlu aleyhine alacak davası açması gerekmektedir....

    Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda, davacı borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, davacı borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş olup Dairemizin 26.02.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2013/810 E. - 2013/3600 K. sayılı bozma ilamında " Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İcra takibinin kesinleşmiş olması borçlunun İİK'nun 72.maddesine göre menfi tespit davası açmasına engel değildir. Başka bir anlatımla icra takibine itiraz etmemiş olan borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir....

      İcra takibine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşen takibe karşı borçlu menfi tespit davası açabileceği gibi borcu ödedikten sonra da İİK'nun 72. maddesi uyarınca istirdat davası açabilir. Somut olayda davacı borçlu takip nedeniyle ödeme yapmadığına göre menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip yönünden kesinleşen faiz oranına karşı menfi tespit davası açılmasına yasal bir engel bulunmadığından mahkemece davalı alacaklının takip tarihi itibariyle talep edebileceği faiz oranı ve işlemiş faiz toplamı tespit edilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Tüm dosya kapsamından, Menfi tespit davasının davacısının icra takibindeki borçlu, davalısının ise icra takibindeki alacaklı olabileceği, dosyada mübrez icra dosyası sureti incelendiğinde ;icra takibinde takip alacaklısının ...bank AŞ. , takip borçluları arasında davacının yer almadığı, davacının icra takip dosyasında mallarına haciz konulduğu anlaşılmakla; davacının menfi tespit davası açmasının mümkün olmadığı, zira icra takip dosyasında taraf sıfatının bulunmadığı, icra takip dosyasında mallarının haczedilmiş olmasının da davacıya menfi tespit davası açma hakkını bahşetmeyeceği, bu bağlamda açacağı davanın menfi tespit davası olmadığı, menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla; davacının davasının, aktif husumet ve hukuki yarar yokluğundan 6100 sayılı HMK.'nın 114/1-d,h ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay 19....

          Bu suretle Yargıtay uygulamasında menfi tespit davası esnasında icra takibi olmadığında çekin keşide yerininin veya muhatap bankanın bulunduğu yerin bu noktada dikkate alınabileceği noktasında bir kısım içtihatlar olsa da somut davadaki gibi takip sonrası menfi tespit davası açılmış ise artık yetkili mahkemenin sadece takibin yapıldığı yer veya davalı yerleşim yeri olacağı Yargıtay uygulaması ile tartışmasızdır....

            Mahkememizce yapılan değerlendirmede iik 89/3 maddesi gereğince 3.şahsa gönderilen 3. haciz ihbarnamesi üzerine 3. şahıs icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemeye 15. gün içinde menfi tespit davası açabilir süresinde açılan menfi tespit davası üzerine hakkındaki takip kendisi hakkında durur. Mahkememiz kural olarak tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili uyuşmazlıklarda görevlidir. Somut uyuşmazlık takip alacaklısı ile 3. şahıs arasında gerçekleştiğinden bu davanın görülme yeri asliye ticaret mahkemesi değildir. Kaldı ki dava mutlak ticari davalardan da değildir. Davalı alacaklı ile doğrudan bir ilişkiye dayalı menfi tespit davası açılmadığından açılan menfi tespit davasının takip borçlusu ile olan ilişkiye dayalı olması karşısında dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, bu nedenle ticari menfi tespit davasında arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

                Yukarıda açıklaması yapılan yasal düzenleme uyarınca icra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacının, İİK 89. maddesi uyarınca zimmetinde sayılan parayı icra alacaklısına ödedikten sonra istirdat davası açarak haksız biçimde ödediğini iddia ettiği paranın iadesini istemesi gerekirken, İİK 89. maddesindeki düzenlemeyi işlevsiz bırakacak şekilde doğrudan menfi tespit davası açmasında isabet bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı, davalının kötü niyetli olarak takip borçlusu ile anlaşarak hata ve hileyle borcun zimmetinde sayılmasına neden olduğunu iddia etmemektedir. İİK 89. maddesi özel bir düzenleme olup menfi tespit davası açılabilmesinin koşulları belirtilmiştir. Hal böyle iken İİK 89. maddesindeki özel düzenleme ile İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasına ilişkin genel düzenleme gözetildiğinde genel düzenleme hükmünün İİK 89. maddesini işlevsiz bırakacak biçimde uygulanamayacağı açıktır. Şu durumda eldeki davanın menfi tespit davası olarak açılmasında isabet bulunmamaktadır....

                  İİK 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası niteliği itibarı ile eda davası olmakla birlikte özünde davacı öncelikle ödeme emrindeki alacağın var olmadığı ya da hukuken borçluyu ilzam eder nitelikte bulunmadığı yönlerinin ispatı ile ilgilidir. (Baki Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası sayfa 233 ve devamı HGK ....... Arabuluculuk dava şartı bakımından menfi tespit ve istirdat ayrımı yapılır ise eldeki dava gibi ikisinin bir arada istenilmesi durumunda- ki uygulamada sıklıkça yaşanan dava türü bu tiptedir- arabuluculuk dava şartının yorumlanması daha da karmaşık bir hal alacaktır. Diğer taraftan alacak ve tazminata ilişkin davalarda, davalı menfi tespite ilişkin savunmalarını bu dava üzerinden dile getirmek hakkına sahiptir. Hatta bu durumda ayrı bir menfi tespit davası açmasında hukuki yararı da bulunmamaktadır....

                    İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87- 88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu