Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının maliki olduğu taşınmazın ve dava dışı üçüncü kişiye ait taşınmazların 1990 ve 1995 yıllarında davalı banka lehine dava dışı şirketin asaleten ve kefaleten tüm bankacılık işlemlerinden doğan borçlarına karşılık azami had ipoteği olarak verildiğini,dava dışı şirketin kredi borçlarının teminatı için aldığı ipoteklerin karşılığında davalı bankanın muhasebesinde kredi ve kefalet işlemlerinden doğan hesap edilebilir nitelikte açık bir kayıt bulunmadığının alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığını, dava dışı şirketin davalı bankaya ipotek sözleşmesinden doğan asaleten ve kefaleten herhangi bir ilişiğinin kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İle Murat Yalçındağ arasında akdedilen kredi sözleşmesi sebebi ile davacının taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, bilindiği üzere üçüncü bir kişinin teminat vermesi halinde ise üçüncü kişinin sorumluluğunu, sadece teminat konusu ile sınırlı olunacağını ve ipoteğin paraya çevrilmesinden sonra elde edilen değerin, borcun tamamını karşılamaması halinde, teminat verenin diğer malvarlığı unsurlarına başvurulamadığını, davacının teminat konusu olan taşınmazı devrettiğini ve davaya ihbar edilmesiyle dahi taraf teşkili sağlanamayacağını, borcun teminat borcu olduğundan davacının da taşınmazı ipotek yükü ile devrettikten sonra huzurdaki davayı açmasında davacı sıfatı ve hukuku menfaati bulunmadığından davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ipoteğin fekki ve menfi tespit davasının süresi içerisinde ikame edilemediğini, davacının Turkish Bank A.ş....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, ipoteğin fekki ve tazminat, birleşen davada itirazın iptali davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - Asıl dava, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit, ipoteğin fekki ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Birleşen dava, genel kredi sözleşmesinden doğan banka alacağının tahsiline dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2021 (Ara Karar) NUMARASI : 2021/114 ESAS, 2021/43 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Mersin 3....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2021 (Ara Karar) NUMARASI : 2021/114 ESAS, 2021/43 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Mersin 3....

      Davalı vekili, ipoteğin asıl borçlunun davalı bankaya karşı asaleten veya kefaleten doğmuş veya doğacak tüm borçlarını kapsayacak şekilde tesis edildiğini, ipoteğin fekki koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller sonucunda, ipoteğin teminatı olan bireysel kredi borcunun tamamen ödendiği, dava dışı asıl kredi borçlusunun ticari kredi sözleşmesine kefilliğinden dolayı dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiği, bu ticari kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve ipoteğin fekki davasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09.06.2008 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki, takibin iptali ve menfi tespit istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 23.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.10.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av.... ile karşı taraftan davalı şirket vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı icra takibi sebebiyle menfi tespit, icra takibinin iptali ve ipoteğin kaldırılması ile kötüniyet tazminatı tahsili istemlerine ilişkindir....

          DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; çekilen kredi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekki taleplerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece, menfi tespit talebinin hukuki yarar bulunmaması ve ipoteğin fekki talebinin ise aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

          Sıf. ) Taraflar arasındaki menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması istemi üzerine davalı tarafından gönderilen ihtarname ile toplam 40.842,58 TL borcun bulunduğu ve banka nezdindeki hesaba depo edilmesi talep edilmiş olup, bu ihtarnameden sonra ve dava tarihinden önce yapılan ödemelerle davalı bankaya kredilerden kaynaklanan borcun kapatıldığı ancak davalının hesap işletim ücreti ve ipotek fek ücreti alacağı bulunduğundan ipoteğin fekkini gerçekleştirmediği daha sonra davalı banka genel müdürlüğünün talebi ve onayı ile 22.06.2016 tarihinde davalı bankanın ipoteği fek ettiği, ipotek senedinin 8. maddesi ile genel kredi sözleşmesi gereği tesis edilen ipoteğin fekki için gerekli giderlerin ve hesap işletim ücretinin davacı tarafından karşılanacağının sabit olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle davalı bankanın ipotek fek ücreti ve hesap işletim ücreti alacağı olması nedeniyle ipoteği fek etmemekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle...

              UYAP Entegrasyonu