İstinaf Sebepleri Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu ipoteğin fekki bildirilinceye kadar geçerli olduğunu, davalı banka tarafından ipoteğin fekkinin bildirilmesiyle beraber ipoteğin sona erdiğini ve kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince, davalı bankanın ipoteğin kaldırılması talebini içeren yazısının Tapu Müdürlüğüne ulaştığının gözden kaçırıldığını, söz konusu yazının sehven gönderildiğine ilişkin savunmanın kötü niyetli olduğunu, kötü niyetin korunmaması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacının davalılara borçlu olup olmadığının tespiti ile borcun teminatı için verilen ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Temel uyuşmazlık konusu, davacıların davalılara borçlu olup olmadıklarının tespiti, bu bağlamda borcun teminatı için verildiği anlaşılan ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Mahkememizin 2014/... Esas ve 2017/... Karar sayılı kararı, İstanbul BAM 13....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2019 NUMARASI : 2017/2 ESAS -2019/27 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı taraf veillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/286 E. dosyasında davacılar tarafından davalıya karşı açılan menfi tespit davasında net olarak ortaya konulduğu ve ilgili kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu nedenle aynı sözleşmeden dolayı davacıların ipoteğin fekki ve cezai şart taleplerinin de haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit davasının bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin var olup olmadığına, tespitine ilişkin bir dava olması sebebiyle davacının borçlu olup olmadığının tespiti istendiğinden alacak veya tazminat ödenmesi istenmediğinden bu tür davalardan arabulculuğa başvuru şartının aranmasının hukuka aykırı olduğunu, alacaklının arabuluculuğa başvurmadan icra takibi başlatmasının mümkün olmasından borçlu olarak iş bu açtıkları davada arabuluculuğa başvuru şartının dava şartı olarak aranmasının amaca uygun olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin kaldırılması (fekki) K A R A R İnceleme konusu karar ipotek borçlusunun İİK.nun 153. maddesi düzenlenmesine dayanarak icra mahkemesinde ipoteğin fekki istemine ilişkindir. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan bir icra takibi bulunmamaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairesinin iş bölümüne dair 09.02.2012 gün ve 2012/1 nolu kararı gereğince Dairemizin bu konudaki görevini belirleyen 10. maddeleri kapsamına girmemektedir. Aynı iş bölümü kararı gereğince 12. Hukuk Dairesinin görevlerine ilişkin 1. maddesi kapsamında kalmaktadır. Ne var ki, anılan Dairece görevsizlik kararı verilmekle dosyanın inceleneceği görevli Dairenin belirlenmesi için Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA, 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek, icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan, ipoteğin fekki talebi üzerine, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep, İİK'nun 153. maddesinde yazılı "kanunen makbul" sebep niteliğindedir. Somut olayda, ipotek alacaklısı mirasçılarının ipoteğin günümüz koşullarına göre uyarlanması gerektiği iddiasıyla, depo edilen ipotek bedeline itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, ihtilafın çözümlenmesi yargılama yapılmasını zorunlu hale getirdiğinden, ipoteğin fekki anılan madde kapsamında talep edilemez (Yargıtay 12....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 08/02/2021 NUMARASI: 2019/359 2021/145 DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki menfi tespit davasında İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin fekki ve kambiyo senedine dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesince, "......
AŞ. lehine davacının iradesi sakatlanarak tesis edildiği ileri sürülen ipoteğin fekki ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Tapu Sicil Tüzüğünün 30 ve devamı maddeleri ile Türk Medeni Kanununun 882. maddesi hükmü gereğince ipoteğin tapu memuru huzurunda düzenlenen resmi sözleşme ile kurulması gerekir. Daha sonra da işlem ilgilileri tarafından talep edilmesi üzerine resmi senedin tapu siciline tescili ile tekemmül eder. Taşınmazı borçlandıran bir sözleşme olması nedeniyle sözleşme hukukunda egemen olan genel ilkeler ipotek aktinin kurulması aşamasında da gözetilmelidir....
İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). 23....