"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, bankadan kullanılan kredinin teminatı olarak tesis edilen ipoteğin, kredi borcunun ödendiğine dair menfi tespit iddiasıyla fekki istemine ilişkin olup uyuşmazlığın çözümünde bankacılık hukuku ilkeleri de gözetileceğinden, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.01.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kredi borcunun ödenmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının, dava dışı ...'e olan kefaleti nedeniyle borcunun bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının dava dışı ...'...
Dava, genel kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ipoteğin hukuken geçersiz kurulduğu ve yolsuz tescil olması nedeniyle ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit), ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Bu görevlendirmenin Yargıtay iş bölümüne paralel olarak yapılmış, dairemizin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin baktığı bir kısım işlere bakmakla görevlendirilmiş, ipoteklere ilişkin görev düzenlemesinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi iş bölümü ile birebir aynı olup Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nde genel kredi sözleşmesine dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkin davaların Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu yönünde kararları bulunmaktadır. Davacının ipotek akdinin tarafı olup olmamasının da bu anlamda bir önemi yoktur. Zira ipotek sınırlı bir ayni hak olup malikin değil taşınmazın borcudur. Nitekim taşınmazı devreden malikin bu yönde açacağı davalar da uygulamada aktif husumet yokluğundan reddedilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin ...İli Merkez İlçesi...Mah. 302 ada, 16 parselde kayıtlı bulunan taşınmazı üzerine bankadan çektiği kredi mukabilinde ... Bankası tarafından 35.000,00 TL meblağlı ipotek tesis ettirildiğini, müvekkilinin ... Bankası'na tüm borcunu ödediğini ve bankaya borcunu ödemiş olması nedeniyle ipoteğin fekki hususunda müracat ettiğini, ipoteğin fekki için ...Tapu Sicil Müdürlüğü'ne talimat verildiğini, talimatın işleme alındığını, ancak... 1....
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : ... YAZIM TARİHİ : ... Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... TİCARET Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile açılan ipoteğin fekki davasında ... tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikli dava konusu taşınmazın tedbiren satışının durdurulmasını talep ettiklerini, müvekkilleri ... ile ...'ın evli olduklarını, müvekkili ...'ın eşinin dava dışı ......
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: Davacının iş bu davadaki talebi, menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani neticei talebe göre belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Menfi tespit davaları ve buna bağlı olarak ipoteğin fekki talebi bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, ipoteğin limit ipoteği olup, ipotek bedelinin 150.000 USD ile sınırlı olduğu, banka kredi borçlarına yönelik olarak ipotek verildiği, icra dosyasındaki taahhütler ve kapak hesabından davacının, dava tarihi itibariyle davalı bankaya borçlu olmadığı, bu nedenle ipotek borçlusunun davanın tarafları arasındaki kredi ilişkisinden dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı taşınmaz maliki olmayıp, kredi borçlusu olarak ipoteğin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunduğu, davacının asıl amacının borç bittiği halde davalı bankanın ipoteği kaldırmaya yanaşmaması sebebi ile ipoteğin kaldırılması olup, davacı vekili verdiği açıklama dilekçesiyle ipoteğin kaldırılması olarak davayı sürdürdüklerini beyan ettiği, borç ödendiğinden ipoteğin fekkine ilişkin davacı isteminin yerinde olduğu, davacının kötüniyet tazminat talebinin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne...
uğratmak maksadıyla açıldığını, tüm işlemleri hukuka uygun olan davalı bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tedbir kararı verilirken İİK'nın 72. maddesi hükmünün uygulanığını, İİK 72 menfi tespit davaları için geçerli bir düzenleme olduğundan ve dava konusunun menfi tespit olmadığını ipoteğin fekki davası olduğunu, İİK'nın 72. maddesinin uygulanması ve dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek icra veznesine girecek paranın dava sonuna kadar alacaklısına ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İşbu davada, ipotek resmi senedinin borçlunun ehliyetsizliği ve senetteki imzaların borçluya ait olmaması sebebiyle geçersiz olduğu iddia edilmiş, borçlunun vefatından uzun yıllar sonra kullandırılan krediler sebebiyle ipotekli takip başlatılamayacağı ileri sürülerek, menfi tespit ve ipoteğin fekki talep edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun, "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre; TTK'nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Eldeki davada, menfi tespit talep edilmiş ve ipoteğin fekki isteminde bulunulmuş olup, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı açıktır. Bu halde, davalı banka vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir. İpotek borçlusu ... 01.05.2003 tarihinde vefat etmiş olup, veraset ilamına göre davacılar dışında 2 mirasçısı daha vardır....
Şubesinden taşınmazı üzerine tesis edilmiş olan ipoteğin fekkini talep ettiğini, işbu ipoteğin kaldırılması için gerekli olan harcın kendisi tarafından ödeneceğinin belirtildiğini ancak işbu şubeden gönderilmiş olan ihtarname ile ipoteğin süresiz olduğunun iddia edilerek taleplerinin reddedildiğini, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazı sonuna kadar ipotek ettirmediğini, ipotek konusu borcun yıllar önce kapatıldığını beyanla davalı lehine tesis edilmiş olan ipoteğin kaldırılması ve terkinine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir....