Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dava dışı şirkete borçlu olunmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davadır. Borçlu icra takibinden önce veya sonra borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. İİK’da düzenlenen menfi tespit davası gerek maddi hukuk, gerekse usul hukuku bakımından genel hükümlere tabîdir. Görevli mahkeme ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 2. maddesine göre, takip konusu alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemeleridir. Yalnız kira ilişkisinden doğan alacaklar için açılan menfi tespit davasında görevli mahkeme HMK’nın 4/a maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesidir. Ticarî dava niteliğinde olan menfi tespit davaları ise asliye ticaret mahkemelerinde görülür....

Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde 3.kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.23/10/2011 tarihli haciz ihbarnamesi davacı şirkete 25/10/2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı şirket tarafından da haciz ihbarnamesine 7 günlük yasal sürede cevap verilmemiş olması nedeniyle 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesinde öngörülen bir yılık süre içerisinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davacının davasını ispatlaması halinde borçlu olmadığının tespitine karar verileceğinden hakkındaki haciz ihbarnamesi ve ödeme emri de bu şekilde hükümsüz kalacaktır. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile bilirkişi raporuna göre; Davacı tarafın 30.11.2011 tarihi itibari ile davalı ...'...

    Dava, 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Anılan Kanun maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır" şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde açacağı menfi tespit davalarının genel mahkemelerde bakılacağı öngörülmüştür. Somut olayda; davadışı ... Ltd. şirketinin davalı ... Müdürlüğüne 2.817.521,61 TL vergi borcu bulunduğu, davacının kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu davadışı ... Ltd. şirketinin vergi borçlusu ... Ltd. şirketi ile ticari ilişkisi bulunduğu, bu nedenle davalının, davadışı ......

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) K A R A R Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.1.2014 tarih 2014/1 sayılı kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacakların tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından ödeme emirlerinin iptali talebine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (10.) Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay (10.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) YARGITAY İLAMI Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 12.02.2016 tarih ve 2016/1 sayılı kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı uyarınca belirgin şekilde Dairemizin işbölümü alanı içine girmemektedir....

          G E R E K Ç E Uyuşmazlık, 6183 Sayılı Kanunun 79/4.fıkra gereğince açılan menfi tespit davası sebebiyle istenen ve verilen ihtiyati tedbir kararına,teminata itirazın reddi kararından kaynaklanmaktadır....

          Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (Halil Özdemir; T3 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101- 102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

          Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

            DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 17/06/2021 Her ne kadar İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 01/03/2021 tarih ve 2019/160 esas 2021/214 karar sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize gönderilmiş ise de;Uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanması, finansal kiralama sözleşmesi ve kanunundan kaynaklanmaması sebebiyle istinaf incelemesi HSK'nun 25/06/2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.- 13. - 14. -43. Hukuk Daireleri iş bölümü kapsamında kaldığından dairemizin görevsizliğine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. KARAR:İş bölümü yönünden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE,Dosyanın İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile ve kesin olarak karar verildi.17/06/2021...

              Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.) Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4)....

              UYAP Entegrasyonu