Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sözleşmeden evvel 12.09.2008 tarihinde yerin imar durumunu belediyeden aldığı, herhangi bir imar planı iptalinden bahsedilmediği, sadece boru hattı sebebiyle MSB'den görüş alınması gerektiği şerh düşüldüğü, yüklenicinin sözleşmeden sonra, tapuda yer alan geçici inşaat şerhini kaldırttığı, bilahare parseldeki binanın yıkımı için izin aldığı ve taahhütlerini bu yönden de yerine getirdiği, ancak davacı yüklenicinin, sözleşmenin ifası amacıyla idari iş ve eylemler için tarafına yetki verilmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle dilekçesinde talep etttiği menfi ve müsbet zararlarının tahsiline, tapu kaydında bulunan kat karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin şerhin kaldırılmasına, karar verilmiştir. Kararı, her iki taraf vekili temyiz etmiştir. İmar planı olmayan bir yerle ilgili olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılamaz. Böyle bir sözleşmenin konusu imkansız olduğundan sözleşme geçersizdir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sözleşmeden evvel 12.09.2008 tarihinde yerin imar durumunu belediyeden aldığı, herhangi bir imar planı iptalinden bahsedilmediği, sadece boru hattı sebebiyle MSB'den görüş alınması gerektiği şerh düşüldüğü, yüklenicinin sözleşmeden sonra, tapuda yer alan geçici inşaat şerhini kaldırttığı, bilahare parseldeki binanın yıkımı için izin aldığı ve taahhütlerini bu yönden de yerine getirdiği, ancak davacı yüklenicinin, sözleşmenin ifası amacıyla idari iş ve eylemler için tarafına yetki verilmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle dilekçesinde talep etttiği menfi ve müsbet zararlarının tahsiline, tapu kaydında bulunan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin şerhin kaldırılmasına, karar verilmiştir.Hükmün taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 15.02.2017 tarih ve 2015/6532 E., 2017/423 K. sayılı ilamıyla; ''İmar planı olmayan bir yerle ilgili olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılamaz....
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, sözleşmeden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sözleşmenin geçersiz olduğu hallerde; geçersiz sözleşmeler taraflara hak veya borç doğurmayacaklarından sözleşmeye dayanılarak sebepsiz zenginleşme hükümleri dışında herhangi bir tazminat talep edilemeyeceği kuşkusuz olup, davacının geçersiz sözleşme kapsamında ödediği ve iadesine hükmolunmayan 56.000 TL'yi iade alabileceği anlaşılmıştır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2021 NUMARASI : 2020/324 ESAS 2021/91 KARAR DAVA KONUSU : MENFİ TESPİT KARAR : Adana 2....
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....
davalı Ons Tüketim tarafından ispatlanamadığından, davacının sözleşmeden dönebileceği, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında verilen dava konusu senetlerin de iadesi gerektiği (...) davacının menfi tespit iddiasının kanıtlandığı anlaşılmakla (...) borçlusu ve keşidecisi davacı, hamili davalı T2 olan (...) toplam: 144.000,00 TL (...) senetlerden davacının şirkete karşı borçlu olmadığının tespitine; davalının kötüniyetle davrandığı konusunda delil bulunmadığından davacının yasal koşulları gerçekleşmeyen kötüniyet tazminatı talebinin reddine (...)" gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir....
Akti fesh eden taraf BK. 106-108 maddeleri gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçınılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Mahkemece, hükmedilen konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda hükmedilebilir. Sözleşme davacı tarafça fesh edildiğine göre, mahkemece, müspet zarar olan kira kaybına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın davacı tarafça temyiz edilmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Akti fesh eden taraf BK. 106-108 maddeleri gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçınılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Mahkemece, hükmedilen konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda hükmedilebilir. Sözleşme davacı tarafça fesh edildiğine göre, mahkemece, müspet zarar olan kira kaybına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın davacı tarafça temyiz edilmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....