MOBİLYA İNŞAAT NAKLİYAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ DAVA : Menfi Tespit, Sözleşmeden Dönme. DAVA TARİHİ : 27/05/2024 KARAR TARİHİ : 29/05/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:müvekkili şirket ...'in, davalı şirket ... Mobilya ile mal alım-satımı konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya binaen ... Mobilya'nın davacı ... şirketine mobilyanın teslim edeceğini, ...'in ise ... bankası değişen vadeli 100.000,00 TL değerinde 6 adet çek ile toplam 600.000,00 TL ödeme yapacağını, ...'...
in senedin teminat amacıyla verildiğini ispatlayacak yazılı delil sunamadığı, yemin delilinden vazgeçtiğini belirttiği, bu nedenle asıl dava olan menfi tespit davasının reddi gerektiği, birleşen dava yönünden ise tapulu taşınmazın satışının resmi şekilde yapılması gerektiği halde birleşen davanın davacısı ... ile bu davada davalı olan... ... arasında adi yazılı şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığı, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları davalı-birleştirilen davanın davacısı ...'un geçersiz sözleşmeden dolayı birleştirilen davanın davalısı...'ten, senetten dolayı da davacı- birleştirilen davanın davalısı ...'...
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında tapuda kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin haricen sözleşme düzenlenmiş olup anılan sözleşme kapsamında davacı alıcı tarafından davalı satıcıya taşınmazın kredisinin kapatılması amacıyla 55.000 TL nin banka havalesi yoluyla gönderildiği, sonrasında davacı tarafça ödenen bedelin iadesi amacıyla eldeki dava açılmış olup, resmi şekilde yapılmayan tapulu taşınmazların harici satım sözleşmelerinin geçersiz olduğu ve bu durumda taraflarca geçersiz sözleşmeye dayanılarak menfi ve müspet zararın talep edilemeyip sadece, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak birbirlerine verdiklerinin talep edilebileceğinden, mahkemece davanın kabulü kararı yerinde olduğu gibi takibe konu alacak likit nitelikte olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Noterliği vasıtsıyla ... yevmiye numaralı 01/11/2018 tebligat tarihli senet protestosunun kendilerine tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından davalıya sözleşme karşılığında verilmiş olan senedin davalı tarafından sözleşmeden vazgeçilmesine rağmen bedeli malen ahzolunan ve sözleşme karşılığı davalıya verilmiş olan senedin davalının sözleşme yükümlülüklerine uymamasına rağmen icra tehdidinde bulunarak müvekkili davacıdan tahsil edilmek istenilmesinden kaynaklı olarak hakkımızda herhangi bir takip açılmadan önce, işbu menfi tespit davasını açma zorunluluğunun doğduğunu belirterek; dava konusu senedin davalı tarafından sözleşmeden dönülmesinden dolayı bedelsiz kaldığının tespitine, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak sözleşmeden dönmesinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiştir....
Mahkemece; davacıların, bir kısım payların tapuda devredilmediğini, bazı taşınmazların kadastro tespitinde hazine adına tespit gördüğünü iddia ederek, malı fiilen teslim aldıktan sonra bedel ödemekten kaçınmalarının iyi niyet kurallarına uygun olmadığı, davacıların sözleşmeden kaynaklanan zararlarını ve geçersiz sözleşme nedeniyle aldıklarını iade edip semeni talep edebilecekken semen ödeme yükümlülüğünden kaçmak için menfi tespit davası açmalarının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davalıdan harici satış senedi ile 180.000,00 TL bedelle bir kısım taşınmazları satın aldıklarını, satışı kararlaştırılan arazinin toplam yüzölçümünün 785.333,11 m2 olup, adlarına tescil edilen arazilerin yüzölçümünün 689.255,39 m2 olduğunu, hazine adına tescil edilen arazilerin yüzölçümünün ise 96.077 m2 olduğunu ileri sürerek, davalı tarafından kendilerine satılıp, adlarına tescili yapılamayan taşınmazlar yönünden de davalıya...
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; menfi tespit davasına ilişkin davacı tarafça harç yatırılmadığı gibi, menfi tespit davasına konu senetlerin yargılama aşamasında davacı tarafça ödenmesi nedeniyle davacının menfi tespit talebine ilişkin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; alacak davası yönünden ise; davaya konu satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçerli kabul edilemeyeceği, öte yandan uyuşmazlığa konu taşınmazın daha sonra tapuda resmi şekilde devirlerinin tamamlanmış olmasının da geçersiz olan satış sözleşmesine geçerlilik kazandırmayacağı,ayrıca tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcı davacı tarafından dava konusu sözleşmenin tapu siciline şerh edilmediği, bu durumda sözleşmeye bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümlerin de geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/441 Esas KARAR NO: 2023/536 DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 12/07/2021 KARAR TARİHİ: 06/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında 15/07/2014 tarihinde------ İli, ------ İlçesi, ------- ada ------ parsel numarasında kayıtlı ------- nolu bağımsız bölüme ilişkin adi yazılı şekilde Gayrimenkul Satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın teslim tarihini 2014 Ağustos ayı içinde herhangi bir olarak belirlendiğini, ancak teslim süresinin uzadığını, tapu devrinin de ödeme palanı uyarınca ödemenin gerçekleştiği tarihten 2 ay sonra 11/02/2016 tarihinde de gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin taşınmaz bedelini ödeyerek sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etiğini, davalının ise satış vaadi sözleşmesinde belirlenen 30/02/2015 tarihinde gerçekleştirmesi gereken teslim edimini...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/441 Esas KARAR NO: 2023/536 DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 12/07/2021 KARAR TARİHİ: 06/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında 15/07/2014 tarihinde------ İli, ------ İlçesi, ------- ada ------ parsel numarasında kayıtlı ------- nolu bağımsız bölüme ilişkin adi yazılı şekilde Gayrimenkul Satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın teslim tarihini 2014 Ağustos ayı içinde herhangi bir olarak belirlendiğini, ancak teslim süresinin uzadığını, tapu devrinin de ödeme palanı uyarınca ödemenin gerçekleştiği tarihten 2 ay sonra 11/02/2016 tarihinde de gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin taşınmaz bedelini ödeyerek sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etiğini, davalının ise satış vaadi sözleşmesinde belirlenen 30/02/2015 tarihinde gerçekleştirmesi gereken teslim edimini...
Esas sayılı icra takibinden kaynaklı İİK 89. madde hükmüne dayanılarak açılmış Menfi Tespit davasıdır. Davacı, davalı takip alacaklısı şirket tarafından, dava dışı takip borçluları ... Limited Şirketi’nin ve ...'ın imzaladığı senetlerden kaynaklı yapılan usulsüz ve geçersiz tebligatlar sebebiyle dava dışı takip borçlularına hiçbir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır....
Maddesindeki seçimlik haklar kapsamında değerlendrildiğinde, yapılan yalıtımın davacı tarafça kullanılmasının yani yalıtımdan fayda sağlanmasının ve yalıtımdaki ayıbın onarılarak giderilmesininde mümkün olmamasına göre, davacının seçimlik hakkını sözleşmeden dönme olarak kullandığının kabulü gerekecektir. Sözleşmeden dönme halinde, dönme geriye etkili sonuç doğurur. Taraflar birbirlerini verdiklerini geri alırlar. İş sahibi teslim aldığı kullanılamayacak derecedeki yükleniciye iade eder, yüklenicide önceden aldığı bir bedel varsa iş sahibine geri verir. Sözleşmeden dönen taraf uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Ancak bu halde istenebilecek zarar müspet zarar değil, menfi zarardır. Davacı iş sahibinin maddi tazminat talebinin de menfi zarara ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmektedir....