--- davalıya ödendiğini,---- ödemenin ---- kısmının bizzat senet bedeli açıklaması ile yapılmış olduğunu, yine ----- kısmının da açıklamasız olarak gönderildiğini, böylelikle müvekkili ------ her iki araçtan kaynaklı rehin bedelini fazlasıyla davalıya ödediği halde ödemeler bittikten sonra son taksit ödemesinin üzerinden ---- geçince ---- tarihinde her iki rehin sözleşmesi için----- sayılı dosyasında ve ---- dosyasında ayrı ayrı iki adet takip açıldığını, açılan takiplerden ---- dosyasında borçlarının olmadığına dair taraflarınca---- dosyasında Menfi Tespit davası açılmış olduğunu, dosyanın derdest olduğunu, ---- dosyasında da borçlarının olmadığına dair --- tarihinde menfi tespit davasının açıldığını ve birleştirme talep edildiğini, -----plaka numaralı,---- --- araç bedeli için müvekkillerinden alınan ------ bedelli ödeme tarihi boş olan --- düzenleme tarihli senedin ise davalı tarafından ----- Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, esasen müvekkillerinin işbu senet karşılığı bir...
Davalı ..., davalı şirketten olan alacağı nedeniyle dava konusu senedi aldığını,icra takibinin kesinleştiğini, davacının menfi tespit talebini yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Diğer davalı şirket temsilcisi duruşmaya katılmamış ve cevap vermemiştir. Mahkemece davalı ... yönünden ciro silsilesine göre yetkili hamil olmaması nedeniyle davanın kabulüne,diğer davalı yönünden ise;davacının davaya konu kambiyo senedine dayalı olarak davalıya borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2012/16185-19945 1-Dava, icra takibine konu davacı tarafından davalı şirket lehine düzenlenmiş kambiyo senedi vasfındaki bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, geçersiz araç satış sözleşmeden kaynaklı peşinat ve teminat amaçlı verilen senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve senetlerin iadesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72/2 inci maddesi; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.'' 2.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesi; ''Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu bononun ödendiğini ve davalıya teslim edildiğini, bu bonoyla ilgili müvekkilinin hiçbir alacak talebinin bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını, müvekkilinin ... şirketinden sözleşme uyarınca tahsilat yapmadığını, davacının iddia ettiği hesabın dava dışı ....nin hesabı olduğunu, bu nedenlerle menfi tespit ve alacak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Sözleşme, banka dekontu, banka hesap dökümü, senetler, ihtarname, ticari defter, kayıt ve belgeler, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin. GEREKÇE: Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit, sözleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Tarafların bildirdiği delil ve belgeler getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/06/2022 NUMARASI : 2022/165 E 2022/1582 K DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında, Samsun 1....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/06/2022 NUMARASI : 2022/165 E 2022/1582 K DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında, Samsun 1....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/09/2022 NUMARASI : 2021/1176 E - 2022/925 K DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 22. İcra Müdürlüğü 2020/24749 Esas sayılı dosya ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkiline üyelik kaydı için olduğu ifade edilen belgeler imzalatılarak 50 TL kapora alındığını, müvekkilinin hiçbir şekilde davalı şirketten hizmet almadığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin mevcut olmadığına ilişkin itirazları baki kalmak üzere takibe konu senedin müvekkili açısından geçersiz olduğunu, senedin emre muharrer olarak tanzim edildiğini, İstanbul 22....
Yasal hak ve ehliyet sahibi olan tüm hissedarların sözleşmede yer almaması nedeniyle sözleşmenin baştan beri geçersiz olması söz konusu olabilecektir. Sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti halinde ise yüklenici tarafından menfi zarar talep edilebilecektir. Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşme hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle tarafların müspet zararlarını talep etmeleri mümkün olmayıp verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemeleri mümkün olduğu gibi menfi zararlarını da diğer taraftan talep edebilirler. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme geçersiz ise davacı tarafından kar kaybı talep edilemez, yukarıda belirtildiği gibi davacı davalının yararına olan imalât bedellerini menfi zarar olarak talep edebilecektir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davaya konu uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan menfi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, para alacağının tahsili istemli açılan bu davada davacının seçimine göre davanın hem genel hem de özel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer ve alacaklının bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği, davacı tarafça davanın bulunduğu yer mahkemesinde açıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanun'un 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir....
Tic.Ltd.Şti tarafından yapılacak taşınmazda iki daireyi 210.000,00 TL bedelle satın aldığını, daha sonra davalı yüklenici ile yeniden sözleşme yaptığını, bu sözleşmeye göre bedelin 100.000,00 TL'sinin peşin ödediğini, geriye kalan 110.000,00 TL'sinin 80.000,00 TL'sini 80 adet 1.000,00 TL'lik taksitler halinde, kalan 30.000,00 TL'yi ise dairelerin tesliminde defaten ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini beyan ederek davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesi ile devamında dava konusu edilen 58 senedin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; davacılar ile müvekkil şirket arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı olarak müvekkili şirketin taşınmazı teslim yükümlüğünün henüz muaccel olmaması ve bu yöndeki yükümlülüğünün vadesinin gelmemesi nedeniyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek davaların reddini dilemiştir....