Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. .... tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ve 7445 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/A. maddesinde; " (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....

    tazminat davalarında davacının sorumluluğuna karar verilip verilmeyeceğinin ve verilecekse ne miktar ile sorumlu olduğuna karar verileceğinin belli olmadığı, dava konusu bonoların da bu zarar ve ziyanlar dolayısıyla davacıdan teminat olarak alındığı, yine dava konusu bonolardan 04.09.2011 tanzim tarihli, 144.500,00 TL bedelli bonodan dolayı dava tarihi olan 25.08.2014 tarihinden önce takip başlatıldığı ve icra dosyasının tahsil nedeniyle infazen kapatıldığı, bu nedenle bu bono nedeniyle davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, zira bu bono nedeniyle davacının ancak ve ancak istirdat davası açabileceği, yargılama sırasında dava konusu edilen diğer bonolardan dolayı yapılan bir ödemenin bulunmadığı, bu sebeple davacının dava konusu diğer bonolarla ilgili de menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, dava konusu bonolardan 04.09.2011 tanzim tarihli ve 144.500,00 TL bedelli bononun dışında kalan bonolardan dolayı mevsimsiz dava açıldığı gerekçesiyle...

      Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. (Yargıtay 6....

      HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

        Gerekçe: Davalı işçinin davacı işvereni zarara uğratıp uğratmadığı ve işlem ve eylemleri nedeni ile davacı işverene tazminat ödemesi gerekip gerekmediği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut dava açılırken, davacı tarafından davalıya verilen 80.000,00 TL bedelli senedin 42.000,00 TL'sinden borçlu olunmadığının tespiti ile 38.000,00 TL'nin istirdatı ve şirkete verilen zarardan dolayı 10.000,00 TL tazminat istemiyle açılmıştır. Menfi tespit ve istirdat davaları ana dosya üzerinden yürütülmüş, tazminat talebine ilişkin iş bu dava mahkemenin 2008/154 esasına kaydedilerek yargılamaya tazminat davası olarak devam edilmiştir. Menfi tespit ve istirdat davasında mahkemece ret kararı verilmiş, karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Somut dosyadaki bilirkişi raporunda ise, davanın menfi tespit ve istirdat davası olduğu yönündeki yanılgılı değerlendirme ile görüş bildirilmiştir....

          Dava, davalı tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan ... 13.İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı takip dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası ayrıca maddi ve manevi tazminat davasıdır. HMKnun 116. maddesine göre; "kesin yetkinin bulunmadığı hallerde yetki itirazı ilk itiraz" olarak düzenlenmiştir.İİK'nın 72/son maddesi düzenlemesine göre; "menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir." Borçlu, yukarıda belirtilen iki yer mahkemelerinden dilediğinde menfi tespit davası açabilir. Bu konudaki seçim hakkı davacı borçluya aittir. Fakat borçlu, davasını yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçim hakkı davalı alacaklıya geçer. Davalı, yetki ilk itirazında bu mahkemelerden birini bildirmeye mecburdur. Davaya konu istem ... 13....

            Ancak menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır....

              DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2....

              "İçtihat Metni" Dava, sayacın eksik kayıt yaptığından bahisle tahakkuk ettirilen miktarda borcunun bulunmadığından bahisle menfi tespit istirdat ve tazminat istemine ilişkindir. Taraflar tacir olup, aralarında abonelik sözleşmesi bulunmaktadır. Hal böyle olunca davanın niteliği, tarafların sıfatı, temyize konu hükmün kapsam ve gerekçesi dikkate alındığında 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararlarına göre yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay (19).Hukuk Dairesine ait olduğundan, dosyanın görev yönünden (19).Hukuk Dairesi Başkanlığı’na SUNULMASINA, 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu