Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/02/2015 tarihinde verilen dilekçeyle imar affı müracaat belgesinin devrinden kaynaklı tespit talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 28/11/2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilleri aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müvekkillerinden ...'ün noterde düzenlenen sözleşmesi gereğince davalıdan işlettiği kafeteryanın işletme hakkının devrini aldığını, ek protokol düzenlendiğini, bu protokole müvekkillerinden ...'in kefil olarak imza attığını, ayrıca işletme hakkının devri ve mevcut demirbaşlar karşılığında teminat olarak icra takibine konu 160.000 TL bedelli bono düzenlendiğini ve bunu müvekkili ...'...

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Eldeki dava ticari ilişki kaynaklı borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacının da kabulü olduğu üzere taraflar arasında aynı alacak konusuna ilişkin itirazın iptali davası derdesttir. Bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlara ilişkin ayrıca dava açılması mümkün değildir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da aynı taraflar arasındaki aynı konuya ilişkin derdest bir itirazın iptali davasının bulunması halinde açılacak menfi tespit davasında hukuki yararın olmadığı yönünde olduğundan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekmiştir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 30.06.2009 No : 202-269 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 1997 yılında borç para alarak açık senet verdiğini, borcu taşınmaz devri yolu ile ödedikleri halde davalının bonoyu iade etmeyerek üzerine tanzim ve vade tarihi koyarak icra takibine koyduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacıya hem elden nakit verildiğini, hem de 3.kişilere olan borçlarını ödediklerini, davacının devir ettiği taşınmazın borcunu karşılamaması üzerine dava konusu senedi verdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, takibe konu bononun taraflar arasında akdedilen 25.10.1999 tarihli kooperatif hissesi satış sözleşmesine konu bağımsız bölümün davalıya devrinden kaynaklanabilecek zararın teminatı olmak üzere düzenlendiğini belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu senedin teminat senedi olmadığını, iddiaların yazılı delille ispatlanması gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/228 Esas KARAR NO : 2023/251 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/09/2022 KARAR TARİHİ : 03/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / DAVA/TALEP ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiası ile-----İcra Müdürlüğü ------- sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe girişmiştir....

              Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Eldeki dava ticari işletme devri sözleşmesine dayalı alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili müvekkilinin davalı ile aralarında yapılan işletme devri sözleşmesi gereği bir kısım bedellerin gönderildiğini ancak devrin yapılmadığını iade edilmeyen ödemeler için icra takibi başlattıklarını öne sürmüş; davalı ise devir sözleşmesinin tarafının davacı olmadığını, müvekkilinin devir sözleşmesi gereği kendisine ödenen paraların tamamını sözleşmenin tarafı olan şahsa gönderdiğini öne sürmüştür. Bir sözleşmenin varlığının varlığını ispat yükü buna dayanarak hak talep eden tarafa düşer. Davacı taraf devir sözleşmesinin yerine getirilmediği iddiasına dayandığından öncelikle taraflar arasında bir işletme devir sözleşmesi yapıldığının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. TTK 11/3.maddesi gereği ticari işletme devri sözleşmeleri için "yazılılık" bir geçerlilik şartıdır....

                Maddesine göre bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunu, müvekkilinin tacir olduğunu, davanın da banka teminat mektubu ile ilgili menfi tespit ve bedelsiz teminat mektubunun iptali davası olup, niteliği gereği ticaret mahkemelerinin görevine giren işlerden olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

                  Denilmiş olduğu ve TTK anlamında bir işletme devrinden bahsedilebilmesi için yazılı bir devir sözleşmesinin yanı sıra ticaret siciline tescil ve ilan şartı getirilmiş ve Ayrıca işletme devrinin tanımında,"devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikri Mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarının devrinden bahsedilmiş olduğu ve Görüldüğü üzere müvekkili tacir olmaması bir yana ticaret siciline yapılmış bir tescil ve bir ilan da bulunmadığını ve Bu sebeple yapılan işlemin bir ticari işletme devri olmadığı görüleceğini ve 6197 sayılı Eczacılar Ve Eczaneler Hakkında Kanununun 19. Maddesinde de belirtildiği üzere eczacıların meslekleri dışında ticaret yapamayacakları açıkça belirtilmiş olduğunu ve tir. Bu husus da eczacıların kamu hizmeti görmesi ve faaliyetlerinin kamu yararına olmasından kaynaklı olduğunu ve Dolayısıyla eczacıların tacir olmadığını ve çek ve cari hesap ekstrelerinin ...'...

                    Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/395 Esas Sayılı Dosyası kapsamında devam eden menfi tespit davası ile tarafları aynı olan ve konu benzerliği olan iş bu davaların birleştirilmesini, İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile müvekkili şirketin yürüttüğü işin niteliği gereği elektriğin işletmesi için olmazsa olmaz koşulu gözetildiğinde muhtemel bir kesintinin, müvekkilinin ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağını, bu haliyle müvekkilinin ağır ekonomik kayıplara uğrayacağı durumu göz önünde bulundurularak dava sonuna kadar, "Gaziantep 2....

                      UYAP Entegrasyonu