Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....

    K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....

      Tüketici Mahkemesinin 2007/691 Esas sayılı dosyasıyla açtıkları menfi tespit davasının 07.05.2009 tarihinde sonuçlandığını ama kararın kesinleşmediğini, her iki davanın aynı nitelikte bulunması nedeniyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bu dosya talebi ile ... Tüketici Mahkemesinin 2007/691 Esas sayılı dava dosyasına konu edilen borçla aynı olduğu, aynı borç dönemlerini kapsadığı ve aynı mahiyette olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. ... Tüketici Mahkemesi’nin 2007/691 Esas sayılı davası, menfi tespit davası olup, menfi tespit davasında verilen hüküm, davacı alacaklının ilamsız icra takibine devamını sağlamaz. Bu nedenle davacı alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı vardır. Mahkemece davacının icra takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktar belirlenmelidir. Ayrıca ......

        Somut olayda, davacı şirketin talebi; 2009/1 kaçak tahakkuku- 2009/1 kaçak ek tahakkuku ve 2009/3 otomatik dönem tahakkukuna ilişkin olmak üzere 27.657,60 TL asıl alacak, 9.968,27 TL gecikme cezası ve 1.794,29 TL KDV olmak üzere toplam 39.420,16 TL nin tahsiline ilişkin başlatılan takibe yönelik itirazı iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar takip ve dava konusu edilen faturalardan 30.01.2009 tarihli 8.447,20 TL lik kaçak ve 17.642,00 TL lik kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 26.089,20 TLlik fatura, davalı borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında değerlendirilip sonuca bağlanmış ise de, eldeki davada, menfi tespit davası ile kesinleşen hükmün de dikkate alınıp menfi tespit davasına göre eldeki itirazın iptali davasının sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu şekilde, sadece....dönemine ait otomatik dönem tahakkukuna ilişkin 1.568,40 TL lik fatura yönünden hüküm oluşturulması infazda güçlük yaratacağından mahkemece,.......

          Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. Bu nedenle, davacının, takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı vardır. Diğer taraftan, davalı/alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması nedeniyle de davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır. Tüm bu açıklamalar ve özellikle İİK’nun 72. maddesinde icra takibinden önce de menfi tespit davası açılmasına cevaz verilmesi karşısında, yerel mahkemenin, davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu yolundaki gerekçesi ve buna göre vardığı sonuç isabetlidir." şeklinde konu açıklığa kavuşturulmuştur. Somut olayda, yukarıdaki içtihat çerçevesinde icra takibi derdest olduğu sürece davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır....

          Menfi tespit davası 31.03.2005 tarihli ilam ile kabul edilmiş, tahakkuk ettirilen miktardan abonenin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ancak davalının temyizi üzerine karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 28.03.2006 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece menfi tespit davası husumetten reddedilmiş, bunun üzerine borçlu 13.08.2008 günü menfi tespit davası açmış ve bu dava eldeki itirazın iptali dosyası ile birleştirilmiştir. Buna göre somut olayda; borçlu takibe itiraz ederek takibi durdurmuştur. Bu nedenle borçlunun takip konusu borçla ilgili borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira; alacaklının itirazın iptalini sağlamadan duran takip sebebiyle borçludan hak talep etmesi mümkün değildir....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Menfi tespit davası, taraflar arasında derdest itirazın kaldırılması iflas davasında menfi tespit davasındaki iddianın savunma sebebi olarak ileri sürülebileceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Menfi tespit davasının açılmasında davacının dava tarihi itibariyle hukuki yararının bulunması gerekir. İİK.nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali ve İİK.nun 158 ve 173. maddelerinde düzenlenen itirazın kaldırılması ve iflas davasından sonra menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olayda kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip 10.08.2005 tarihinde başlatılmış olup, menfi tespit davası 18.08.2005 tarihinde açılmıştır....

              İptali istenen çeklerin muhatap bankaya müzekkere yazılarak çeklerin ödeme için ibraz edilip edilmediği, ibraz edilmiş ise ibraz bilgileri sorulmuş, buna ilişkin kayıtlar dosyamız arasına alınmıştır İptali istenen çeklerle ilgili Mahkememizce verilen ödeme yasağı ve tedbir kararı ilgili muhatap bankaya bildirilmiştir. Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine iptale konu çekler yönünden yapılacak ilana ilişkin müzekkere yazılmış, yapılan ilanlara ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi örnekleri dosyamız arasına alınmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava; zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Dava, TTK 818/s. Maddesi yollaması ile çeklerde uygulanması gereken 757 vd. Maddelerine göre açılmış, zayi nedeni ile çek iptali davasıdır. Mahkememiz ... tarihli duruşmasında davacı vekili çeklere ilişkin menfi tespit davası açtıklarını, mahkememizin ... esasına kaydedildiğini bildirmiştir....

                Başka bir ifade ile dava dilekçesinde hem menfi tesbit hem de zayi sebebiyle çek iptali talepleri bulunmaktadır. Bu taleplerden menfi tesbit davası hasımlı, çek iptali davası ise hasımsız olarak açılması gereken birbirinden bağımsız davalar olup sonuçları itibari ile de birbirinden farklıdırlar. Bu durumda mahkemece öncelikle menfi tesbit ve çek iptali taleplerini içeren davaların tefrikine karar verilmelidir. Öte yandan icra mahkemesince yapılan yargılama ve yargılama neticesinde verilen karar takip hukuku ile ilgilidir. Bu nedenle mahkemece yeni bir imza incelemesi yaptırılarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 28.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

                  Mahkemece, alacaklının borçlu aleyhine zamanaşımına uğramış bono ile ilamsız icra takibine başladığı, borçlunun ödeme ve zamanaşımı defi nedeniyle takibin durduğu, borçlunun mahkemeye ödeme ve zamanaşımı nedeniyle menfi tespit davası açtığı, alacaklının ise bu dosya ile birleşen davasında borçlunun itirazının iptali ve takibin devamı için talepte bulunduğu, bu suretle borçlunun ödeme savunmasını itirazın iptali davasında yapma imkanına sahip olduğu, bedelin ödenmesi isteminden kaçınma hakkı da bulunduğu, mükerrer takip yapılmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, mahkemece re’sen değerlendirilebileceği, bu suretle senedin ödeme nedeniyle bedelsiz kaldığı ve zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine, birleştirilen davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, hüküm davacı (borçlu) vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu