TTK'nın 5/A maddesinin birinci (1) fıkrası "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 12....
Sonuç itibariyle, menfi tespit davasının anılan düzenleme kapsamı dışında tutulduğu sonucuna ulaşılamamaktadır. Menfi tespit davası İcra ve İflas Kanununun 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı bulunmadığı için artık menfi tespit davası açamaz....
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; banka kredi üyelik sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre ; MADDE 5/A- (1) "Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Yine 05/04/2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 6102 Sayılı TTK'nın 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş, 7445 Sayılı Kanunun 43/1-a maddesiyle, bu Kanunun 31. maddesinin 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır....
Mahkemece ziraat bilirkişisinden rapor alınarak, davacının 10.08.2008-21.03.2012 tarihlerini kapsayan dönemde 21.050 TL gelir elde edebileceğine ilişkin raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de dava dilekçesinden davacının müspet zarar mı yoksa menfi zarar mı talep ettiği anlaşılamamaktadır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davacıdan menfi zarar mı yoksa müspet zarar mı talep ettiği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tazminat hesap edilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili 16.02.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, menfi tespit davalarını maddi tazminat davası olarak ıslah ettiklerini belirterek, her bir davalı için 100.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir....
SONUÇ:Dairemizin 2014/9116 Esas, 2014/12987 Karar sayılı 25.11.2014 tarihli Onama kararının asıl davada 10.000 Euro teminat bonosu ile ilgili menfi tespit ve karşı davada, tazminat talebi ile ilgili kısmının kaldırılmasına ve açıklanan nedenlerle hükmün asıl davada 10.000 Euro teminat bonosu, karşı davada tazminat yönünden BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcı ile bozulan kısım yönünden alınan 1.320,36.-TL onama harcının karar düzeltme isteyene iadesine, duruşmada kendini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı vekili için 1.100.-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, konutun teslim tarihi için tarafların kararlaştırması olmadığını, sözleşme tarihinin konutun teslimi için öngörülen başlangıç tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle tazminat isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davalı, konutun teslim tarihi için tarafların kararlaştırması olmadığını sözleşme tarihinin konutun teslimi için öngörülen başlangıç tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle tazminat isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 23.8.2007 tarihli konut satışına ilişkin sözleşme imzaladıklarını, satışa konu dairenin 16 ayda tesliminin kararlaştırıldığını, sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalının konutu teslim etmediğini belirterek 2.000.00 tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, davasının ıslah ile tazminat talebini 4.408.00 TL’ye arttırmıştır. Davalı, konutun teslim tarihi için tarafların kararlaştırması olmadığını sözleşme tarihinin konutun teslimi için öngörülen başlangıç tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle tazminat isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
na izafeten atılan imzaların ise adı geçen davalının eli ürünü olduğu, davalının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada menfi tespit isteminin kabulüne, davacının tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, takibe konu edilen 40.000,00 YTL bedelli sözleşme ile ilgili davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin reddine, davacının aynı icra takibi ile ilgili olarak takibe konu edilen 200.000,00 TL bedelli ve 15.000 USD bedelli sözleşmelerle ilgili menfi tespit davası sübut bulmadığından reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyize konu edilen birleştirilen davanın temelini oluşturan ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/10689 sayılı icra takip dosyasında “genel nakdi, gayri nakdi sözleşme ve ihtarname” dayanak gösterilmiş ve takip talepnamesi ekinde .......