Hukuk Dairesi'nin 2011/2972 E, 15219 K. sayılı 05/12/2011 tarihli ilamıyla kesinleştiğinin saptandığı, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının bu takipler nedeniyle yapmış olduğu ödeme tutarları toplam 8.485,29 TL olarak belirlenmiş olup, bu tutarların istirdatına yönelik isteminde haklı bulunduğu, cari hesap sözleşmesi uyarınca davalının gönderdiği hesap özetine göre, 31/07/2001 tarihi itibariyle 2.939,26 TL alacaklı olduğuna dair davacı isteminin TTK 99. maddesine göre beş yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu ve zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğundan, davacının icra dosyaları ve dava dosyasında yaptığı yargılama gideri ve vekalet ücreti giderleriyle ilgili tazminat istemleri yönünden ise davacı yanca davalı aleyhine açılan menfi tespit davalarında hükmolunan kararlar gereğince lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilerek bu istemlerin karşılanmış olduğu ve böylece belirtilen talebi bakımından hukuki yararı bulunmadığı gibi manevi tazminat...
Bozmaya uyularak verilen görevsizlik kararı ile gönderilen davanın görüldüğü mahkemece; 18/11/2009 tarihinde davalı bankadan kullanılan 3.750 TL tutarındaki Tüketici Kredi Sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı ve dava konusu olan kredinin davacı tarafından çekilmediği ancak davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak bir durumun söz konusu olmadığı, manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı bulunmadığı gerekçesiyle; menfi tespit talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı banka tarafından düzenlenen 28/12/2009 tarihli teftiş raporunda kredinin başkası tarafından kullanıldığı ve imzaların davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen, davacıya 28/04/2015 ve 04/06/2015 tarihli muaccaliyet ihtarnamelerinin gönderildiği anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık; menfi tespit davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 5/A. maddesinde "dava şartı olarak arabuluculuk" başlığı ile; "Bu Kanun'un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasına ilişkin dava şartı; alacak davası niteliğinde olmayan menfi tespit davasında uygulanamayacak olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit davasının kabulüne, tazminat davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili; dava dışı.....'nin Vakıfban... Şubesinden kullandığı genel kredi sözleşmesinde müvekkillerinin kefil olduklarını, Vakıfbank'ın kredi borcu nedeniyle müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkillerinin itirazı üzerine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/353 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını ve bu davanın halen devam ettiğini, daha sonra Vakıfbank'ın takip dosyasındaki alacağını davalı ...'ya temlik ettiğini, ...'nın ise...i.'nin ortağı ...'...
Bu durumda davacının dayanak icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olduğu kesin olarak kabul edilmiş olmakla, davacı bakımından icra takibinin haksız olduğu iddiasına dayalı olarak manevi tazminat talep koşulları da oluşmadığının kabulü gerekmektedir.Bu nedenle ilk derece mahkemesince davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun menfi tesbit istemi bakımından usulden ,manevi tazminat bakımından esastan reddine karar verilmiştir....
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit, Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 20/02/2020 KARAR TARİHİ : 13/10/2021 KR....
Daha önceden dairemiz yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar gereğince; ticari davalarda, alacaklıya istirdat talebinde bulunması halinde arabulucuya başvurma zorunluluğu kabul edildiğine göre, menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığı tartışıldığı gözönünde bulundurularak, menfi tespit davalarında da arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmiş olması gerektiği, aksi taktirde hak arama konusunda eşitlik kuralı ihlal edilmiş olacağı gerekçeleriyle, konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davaların açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirildiği gerekçeleriyle, menfi tespit davalarında da HMK 114/2 maddesi gereğince arabuluculuk dava şartının yerine getirilmesi aranmış ise de Yargıtay 11....
Daha önceden dairemiz yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar gereğince; ticari davalarda, alacaklıya istirdat talebinde bulunması halinde arabulucuya başvurma zorunluluğu kabul edildiğine göre, menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığı tartışıldığı gözönünde bulundurularak, menfi tespit davalarında da arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmiş olması gerektiği, aksi taktirde hak arama konusunda eşitlik kuralı ihlal edilmiş olacağı gerekçeleriyle, konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davaların açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirildiği gerekçeleriyle, menfi tespit davalarında da HMK 114/2 maddesi gereğince arabuluculuk dava şartının yerine getirilmesi aranmış ise de Yargıtay 11....
Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu bono bedelinin ödendiği, davalının borç miktarının daha fazla olduğunu ispatlayamadığı, davacının yargılama aşamasında 7.455,96 TL ödemede bulunduğundan davanın istirdat davasına dönüştüğü, dolayısıyla bu bedelin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, yasa gereği menfi tespit davaları için tazminata hükmedilebileceği, istirdat davalarında tazminata hükmetmenin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 7.455,96 TL alacağın ödeme tarihi olan 10.05.2010'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yan menfi tespit davası devam ederken borcu ödemek zorunda kalmış, işbu menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür....
TTK'nın 5/A maddesinin birinci (1) fıkrası "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 12....