Davalı vekili, dava konusu bonoların sözleşmelerin teminatı olarak verildiğini, davacı aleyhine taşıtlardan dolayı tazminat davaları açıldığını, bonoların iade koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddi ile tazminat istemiştir....
Davada 80.000,00 TL maddi ve manevi tazminat istemi yanında 140.000,00 TL bedelli 4 adet çeke ilişkin menfi tespit isteminde bulunulduğu halde sadece tazminat isteminin karşılığı olan 80.000,00 TL üzerinden peşin nispi harç yatırılmış, değere bağlı dava niteliğinde olan 140.000,00 TL bedelli çeklere ilişkin menfi tespit istemine konu talep yönünden peşin nispi harç yatırılmadığı gibi yargılama sırasında da bu eksikliğe ilişkin işlem yapılmaksızın bu talep hakkında da harç tamamlanmadığı halde esas hakkında karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispî esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Değer tâyini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir....
Mahkemece alınan bilirkişi raporundan takip tarihi itibariyle davacıların davalıya takibe konu miktardan daha fazla borçlu olduklarının anlaşıldığı, bu nedenle menfi tespit isteminin yerinde olmadığı, ancak takipten sonraki ödemelerle kredi borcunun kapatıldığı, menfi tespit davasının konusuz kaldığı, davacı şahıslar açısından alınan ihtiyati haciz kararı nedeniyle uygulanmış haciz bulunmadığı, davacı şirket yönünden ise 195.674.08.-TL.borca karşılık 400.000.-TL.lik ihtiyati haciz kararı alındığı, bu durumun davacı şirketi esas borcundan yüksek miktarda haciz uygulanması tehdidi ile karşı karşıya bırakarak mağduriyetine sebebiyet verdiği ve ticari itibarını sarsacağı gerekçesiyle menfi tespit istemi yönünden konusu kalmayan dava nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı şirket yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.500....
SATILAN ARAÇ İÇİN ÖDENEN VERGİNİN İADESİ VE MENFİ TESBİT VERGİ DAİRESİ ALEYHİNE MENFİ TESBİT DAVASI AÇILMASI MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİYARGI YOLUBÖLGE İDARE MAHKEMELERİ, İDARE MAHKEMELERİ VE VERGİ MAHKEMELERİNİN KURULUŞU VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN (2576) Madde 6 "İçtihat Metni"Davacı H.. Y.. tarafından, davalılar K.. D.. ve diğeri aleyhine 06/03/2012 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı K.. D.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava menfi tespit, tazminat ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı K.. D.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, maliki bulunduğu .. plakalı aracını A.. 7....
Mahkemece, ödenen bedel 40.910 Dolar ile 10.000 TL ve 21.774 TL kira kaybı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, açmış olduğu davada, konutun teslimi mümkün olmadığını, yapmış olduğu ödemelerin iadesi ile kira kaybı ve manevi tazminat istemiştir. Davacı akdi feshedilen taraf olarak 6098 sayılı kanunun 125.maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda sözleşme yapılması için yapılan masraflar (harç, noter masrafı vs.) sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda istenebilir....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak ve menfi tespit davalarında görev, dava değerine göre belirlenir. Bu ana kuraldan farklı olarak, HUMK’nın 8. maddesinin 2. bendine göre, “Dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK’nın 8. maddesinin 2. bendi gereğince tahliye, akdin feshi davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesinde görülür. Diğer istemlerde, dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir....
'ya ait olduğunun tespit olunduğu ve protokol kapsamında teminat olarak verilen dava konusu senedin, protokol koşulları yerine getirilmediği için teminat olma özelliğinin ortadan kalktığını ve iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, dava konusu bononun imzası davalıya ait olan 24.04.1996 tarihli protokol kapsamında verildiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK'nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa alacaklı tazminat ile sorumlu tutulur....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, takip ve dava konusu senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, haciz sırasında davacıdan 1.800 TL haricen tahsil edildiği, takipte davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe konu bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 1.800 TL’nın ödeme tarihi olan 04.12.2008 tarihinden itibaren değişen oranlarda dikkate alınmak suretiyle yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdaten tahsili ile davacıya verilmesine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 72/5.maddesi uyarınca menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine alacaklı tazminat ile sorumlu tutulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında ..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ..... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak ve menfi tespit davalarında görev, dava değerine göre belirlenir....
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 03/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2021 Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2019 tarih, .....................