Bu yönler gözetildiğinde 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’ nın 44/1. maddesi uyarınca kefil tarafından açılmış bulunan menfi tespit davasında görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bu itibarla mahkemece menfi tespit davasının bu davadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir. 2-Birleştirilen itirazın iptali davası yönünden taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri çerçevesinde banka kayıtları üzerinde uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sınırlı olduğu gözetilerek ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm delillerle birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 30.11.2018 tarihli kararı ile ilamsız icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, geçen süre zarfında banka tarafından, müvekkili aleyhine itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması için her hangi bir dava açılmadığını, menfi tespit talebine konu İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ......
"İçtihat Metni" KARAR Dava menfi tesbit isteğine ilişkin olup Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.1.1999 günlü ve 4408 sayılı kararı gereğince tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları ile buna bağlı olarak açılan itirazın iptali ve menfi tesbit davalarında verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"KARAR Dava menfi tesbit isteğine ilişkin olup Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.1.1999 günlü ve 4408 sayılı kararı gereğince tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları ile buna bağlı olarak açılan itirazın iptali ve menfi tesbit davalarında verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
sonra icra takibinin durduğu ileri sürülerek itirazın iptali %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit-itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit davasının reddine, itirazın iptali davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar-birleşen dosya davalıları vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine başlattığı icra takibine konu senetlerin boş olarak, teminat olması amacıyla verildiğini belirterek takibe konu 2 adet senet nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise, 2 adet senede dayalı olarak başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın açılmamış sayılmasına, itirazın iptali davacı yönünden mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı ..., davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını davalının hakkında başlattığı icra takibi ile fazla para ve faiz talep ettiğini belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı, davacının genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olduğunu, asıl davanın reddini veya görevsizlikle Beyoğlu İcra Mahkemesine gönderilmesini, karşı davanın ise kabul edilerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
Davacı, davalının kendisi hakkında yaptığı icra takibinde alacağının yıllık % 40 faizi ile tahsilini talep etmiş, davacı taraf takibe itirazında faiz oranına itiraz etmeyerek, mirası reddettiğinden bahisle borçluluk sıfatının bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir.İtirazın iptaline ilişkin davada mahkemenin 9.6.2010 tarihli kararında, 5.530,81 TL asıl alacak ile 16,59 TL işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm 18.4.2011 tarihinde kesinleşmiştir.Davacı taraf itirazın iptali davasında kesinleşen faiz oranının fahiş olduğundan bahisle eldeki davayı açmıştır.HMK.nun 303. maddesi gereğince kesin hükmün varlığı için tarafların, dava sebebinin ve müddeabihin aynı olması gerekir.Davacı tarafça itirazın iptali davasında kesinleşen faiz oranının fahişliği nedeniyle açılan menfi tesbit davasında, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Alacaklı ..., itiraz edilen alacak bölümü için itirazın iptali, borçlu ise ödediğini, iddia ettiği ve icra takibinde itiraz ettiği kısımla ilgili menfi tesbit davası açmış her iki dava birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; icra takibine konu alacağın itiraz edilen 570.000.000 TL'lık kısmının ödendiği kabul edilerek menfi tesbit davasının kısmen kabulüne, davacı borçlu ...'nın 570.000.000 TL'lık çekle ilgili borçlu olmadığının tesbitine, reddedilen kısım için 20.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, itirazın iptali davasında ise davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 200.000.000 TL üzerinden devamına 20.000.000 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yapılan yargılama giderlerinin davanın red ve kabul edilen bölümleri gözetilerek taraflara yükletilmesine karar verilmiştir....
Davalı vekili, sehven başlatılan iki takibin de davacının itirazı üzerine durduğunu, ilamsız icra takibinde borçlunun itirazının üzerinden 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen itirazın iptali davasının açılmadığını, ipotek de fekkolunduğundan takibe devam imkanının bulunmadığını, anılan takiplerin borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlamadığını, hukuki yararın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, acentelik sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibine davacının itiraz ettiği, davalı tarafından itirazın iptali davası açılmadığı, ipoteğin de takipten önce kaldırıldığı, alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını talep edemeyeceği gibi ipotek konusu borcun ödendiği, ipotek daha önce fekkedildiğinden davacının şikayet yoluna giderek takibin iptalini sağlayabileceği, artık menfi tespit davası açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....