Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlığın ihtiyati haciz isteminden kaynaklanmasına, ihtiyati haciz talebinden sonra menfi tesbit ya da itirazın iptali davası açıldığına ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılmamış olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 18.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklanmasına, davacının sıfatına ve istemin menfi tesbit ya da itirazın iptali niteliğinde bulunmamasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 16.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tesbit ve itirazın iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 2.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, ticari satım akdinden kaynaklanan menfi tesbit ve itirazın iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 19.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda; davacı ile davalı ... arasında yapılan 05.04.2012 tarihli tapu devrine ilişkin sözleşme, adi yazılı olup resmi şekilde yapılmamış olduğundan geçersizdir. Bu durumda, taraflarca geçersiz sözleşmeye dayanılarak menfi ve müspet zarar talep edilemeyip, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak tarafların birbirlerine verdikleri, talep edilebilecektir. Mahkemece, geçersiz sözleşmeye dayalı menfi ya da müspet zarar oluşamayacağı hususu dikkate alınmadan, davacının menfi ve müspet zararı adı altında tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            İİK'nun 72. maddesine göre; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.07.2002-03.07.2003 gününde verilen dilekçeler ile ipoteğin fekki ve tesbit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.07.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ipoteğin terkini ve menfi tespit istemlerine ilişkindir. Birleştirilen davada davacı 11.04.2002 tarihli ipotek aktinin iptali ile tapu kaydından terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ipotek alacaklısı ... diğer davalı ile davacı arasındaki ilişkilerin kendisini bağlamayacağını, iyi niyetli olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı, ... savunmada bulunmamıştır....

                HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı yüklenici şirket ile davacı belediyeye katılan Haraççı Belediyesi arasında, 07.05.2008 tarihli bordür ve tretuar yapım işine dair sözleşme imzalandığını, davalı şirketin sözleşme gereği üstlendiği işleri eksik yaptığı hâlde tam yapmış gibi hak ediş belgesi düzenlediğini, davalı şirketin sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu işi eksik ve sözleşmede öngörülen vasıf ve kalitede yapmadığının anlaşıldığını ileri sürerek, davalının yaptığı işler ve sözleşme gereği üstlendiği işlerden dolayı müvekkili belediyenin borçlu bulunmadığı miktarın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Mahkemece, davacının tahliye tehdidi altında kendisine sunulan sözleşmeyi imzalamayarak, KDV ödemekten ve tahliye tehlikesinden kurtulmakla görülen davayı açmakta hukuki yararının olduğu, taraflar arasında ek sözleşme imzalandığı takdirde davacının yasal olarak KDV ödemek zorunda kalacağından bir daha ... davası açmasının mümkün olmayacağı, görülen davada, davacının ek sözleşme imzalamamak için menfi tesbit davası niteliğinde, ek sözleşme düzenlenmesinin gerekli bulunmadığının tesbitini istemekte haklı olduğu, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesi hükümlerinde KDV'nin ek olarak ya da kira bedelinden hariç olarak alınacağına ilişkin hüküm bulunmadığından kararlaştırılan kira bedeli içinde KDV'nin bulunduğu, bundan ayrı olarak KDV talep edilemeyeceği, KDV'nin sorumlusunun mülkiyet sahibi olan belediye olduğu gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir....

                    Mahkemece, davacının tahliye tehdidi altında kendisine sunulan sözleşmeyi imzalamayarak, KDV ödemekten ve tahliye tehlikesinden kurtulmakla görülen davayı açmakta hukuki yararının olduğu, taraflar arasında ek sözleşme imzalandığı takdirde davacının yasal olarak KDV ödemek zorunda kalacağından bir daha ... davası açmasının mümkün olmayacağı, görülen davada, davacının ek sözleşme imzalamamak için menfi tesbit davası niteliğinde, ek sözleşme düzenlenmesinin gerekli bulunmadığının tesbitini istemekte haklı olduğu, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesi hükümlerinde KDV'nin ek olarak ya da kira bedelinden hariç olarak alınacağına ilişkin hüküm bulunmadığından kararlaştırılan kira bedeli içinde KDV'nin bulunduğu, bundan ayrı olarak KDV talep edilemeyeceği, KDV'nin sorumlusunun mülkiyet sahibi olan belediye olduğu gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu