K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 10.800,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davacı tarafça 2.000,00 TL değer gösterilerek menfi tesbit davası açıldığı ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Menfi tesbit davasına konu icra takibinde alacak miktarı 10.800,00 TL olduğuna göre, mahkemece davacı tarafa işbu menfi tesbit davasını icra takibinin 2.000,00 TL lik kısmına mı, yoksa takibin tamamına mı hasrettiği hususunun açıklattırılması, şayet davacı tarafın talebi alacağın tamamına yönelik ise Harçlar Kanunu'nun 28 ve devamı maddelerince eksik harcın tamamlattırılması ve buna göre de görev hususunun düşünülmesi, şayet davacı menfi tesbit davasını alacağın 2.000,00 TL lik kısmına hasreder ise taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak buna göre hüküm tesisi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Aş aleyhine borçlu lehine olan çeklerin mal kaçırma amacı ile temlik edildiği gerekçesi ile 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayılı olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Mahkemece her iki dava arasında irtibat bulunduğundan bahisle birleştirilerek, yapılan yargılama sonunda menfi tesbit davasının kabulüne ve davacı ... Ltd. Şti ve ...’ın borcu olmadığının tesbitine, tasarrufun iptali davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... ve davacı Vergi İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 2010/10174 2011/7391 HMUK’nun 46.maddesine göre mahkeme yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden karar verebilir....
Sayılı dosyası ve bu dosya ile ilgili açılmış varsa itirazın iptali ile menfi tesbit dosyalarına, 2-... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2009/18055 E. Sayılı icra dosyası ve varsa bu dosya ile ilgili açılmış itirazın iptali ve menfi tesbit dosyalarına, 3-... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/290 E sayılı dosyasına, 4-... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/50800 sayılı soruşturma dosyasına dosya içerisinde rastlanılamamıştır. Sözü geçen dosyaların dosyasına konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit-senet iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava- kamyon alım-satım ilişkisinin gerçekleşmemesi nedeniyle davalı elinde kalan bonolarla ilgili 15.4.2004 tarihli sulh sözleşmesi uyarınca davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalı yedinde bulunan 5 adet bononun iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, 15.2.2004 tarihli bir senet olmadığını ayrıca 1 milyarlık senet de bulunmadığını, 15.3.2004 tarihli 10.10.2003 tarihli senetleri vermeye hazır oldukların belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Alacaklı ..., itiraz edilen alacak bölümü için itirazın iptali, borçlu ise ödediğini, iddia ettiği ve icra takibinde itiraz ettiği kısımla ilgili menfi tesbit davası açmış her iki dava birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; icra takibine konu alacağın itiraz edilen 570.000.000 TL'lık kısmının ödendiği kabul edilerek menfi tesbit davasının kısmen kabulüne, davacı borçlu ...'nın 570.000.000 TL'lık çekle ilgili borçlu olmadığının tesbitine, reddedilen kısım için 20.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, itirazın iptali davasında ise davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 200.000.000 TL üzerinden devamına 20.000.000 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yapılan yargılama giderlerinin davanın red ve kabul edilen bölümleri gözetilerek taraflara yükletilmesine karar verilmiştir....
Mahkemece her ne kadar iki istem birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, menfi tesbit davası tefrik edilerek, bu istem bakımından ihraç kararının iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekir. Zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre menfi tespit davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilecektir. Mahkemece, menfi tesbit istemine ilişkin davanın asıl davadan tefrik edilerek, davacının hukuki yararının belirlenmesi yönünden ihraç kararının iptali davasının sonuçlanması ve verilecek kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, her iki davanın birlikte görülerek sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. b) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarda (... ve ...-a) bentlerinde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, (......
Pendik adresindeki mesken aboneliğine ilişkin olduğu, ancak yargılamanın icra takibindeki borcun sebebi olarak gösterilen yer için değil,işyeri borcu ile ilgili olarak yapıldığı anlaşılmıştır.Davacı,menfi tesbit isteğinde sözkonusu icra takip dosyasındaki borçla ilgili olarak yapılan takip yönünden borçlu olmadığının tesbitini istemiştir. Davacı takip dosyasını ve takipte istenen miktarı belirterek menfi tesbit davası açmış olup, mahkemece icra takibinin konusu olan borç yönünden inceleme ve yargılama yapılması gereklidir. Mahkemece yargılamada bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda kaçak iddiası ve kira sözleşmeleri sebebiyle inceleme yapıldığı anlaşılmıştır. HMK 26. Maddesi uyarınca, mahkeme davacı tarafın talepleri ve talep sonucu ile bağlıdır.Yukarıda açıklandığı gibi, icra takibinin konusu mesken aboneliği ile ilgili elektrik kullanım borcuna ilişkin takiple ilgili menfi tesbit olup, yargılama baştan itibaren hatalı olarak işyeri ve kaçak konuları üzerinden yürütülmüştür....
DELİLLER VE GEREKÇE Dava: taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu " MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT DAVALARI: Madde 72 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....